Süre Tutum Dilekçeleri Mazi Olacak
Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi, görmekte olduğu bir davada 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (“CMK”) 273/1. maddesinde mezkûr “hükmün açıklanmasından itibaren” istinaf kanun yoluna başvuru zorunluluğu öngören hükmün Anayasa’nın 13 (Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması), 36 (Hak arama hürriyeti) ve 141. (Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması) maddelerine aykırı olduğu gerekçesi ile iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (“AYM”) itiraz yoluna başvurmuştur.
AYM, gerçekleştirmiş olduğu somut norm denetimi neticesinde, CMK’nın 273/1. maddesinde yer alan “İstinaf istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır ...” düzenlemesindeki “hükmün açıklanmasından itibaren” ifadesinin, gerekçesi bilinmeyen bir karara karşı kanun yoluna başvurulması ile, anayasal güvence altında olan temel hak ve hürriyetlerin etkin bir şekilde kullanılmasının mümkün olmadığı ve mahkemeye erişim hakkına sınırlama getirdiği gerekçeleriyle, Anayasa’nın 13 ve 36. maddelerine aykırı olduğunu tespit etmiş[1] ve 26.07.2023 tarihli ve 2022/144 E., 2023/137 K. sayılı kararı (“AYM İptal Kararı”)[2] ile ilgili ibarenin iptaline karar vermiştir.
AYM İptal Kararı öncesi, oldukça kısa olan yedi günlük istinaf kanun yoluna başvuru süresinin hükmün tefhiminden itibaren başlaması ve kararın gerekçesinin tefhim anında bilinememesi nedeniyle, ceza yargılaması uygulamasında “süre tutum” ismiyle bilinen dilekçeler yerini almıştı. Süre tutum dilekçeleri ile, yedi günlük istinafa başvuru süresinde kanun yoluna başvurulmakta ve akabinde gerekçeli kararın tebliği ile gerekçeli istinaf dilekçesi mahkemelere ibraz edilmekte idi. Öyle ki, oldukça isabetli AYM İptal Kararı ile, uygulamada süre tutum dilekçeleri artık ortadan kalkacak ve istinaf süresi gerekçeli kararın tebliği veya tefhimi ile başlayacaktır.
Nitekim başvurucu Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesinin itiraz yoluna başvuru gerekçesinde, istinafa başvuru süresinin hükmün açıklanmasından itibaren başlamasının, hükmün gerekçesini bilmeyen sanık ve taraflar yönünden ağır bir külfet olduğu ve bu durumun mahkemeye erişim hakkına orantısız bir müdahale olduğu belirtilmiştir.
AYM, somut norm denetimi neticesinde, tarafların gerekçeli karar hakkına ve savunmalarını yaparken gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmalarını, Anayasa’nın 36. maddesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında olduğunu değerlendirmiştir.
Bu sebeple, istinaf kanun yoluna başvuru süresinin hükmün tefhiminden itibaren başlamasının adil yargılanma hakkının ve mahkemeye erişim hakkının etkin bir şekilde kullanılmasını engellediğine ve dahası söz konusu haklara getirilen bu sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesi gereğince elverişli, gerekli ve orantılı (ölçülü) olmadığına hükmetmiştir.
Sonuç itibariyle, oldukça isabetli olduğunu düşündüğümüz AYM İptal Kararı’nın 24.07.2024 tarihinde yürürlüğe girmesi ile, süre tutum dilekçesi ve uygulamaları mazi olacak, hükümler artık gerekçesi ile birlikte tefhim yahut tebliğ olacak, tarafların istinafa başvuru süresi bu anda başlayacak ve böylelikle adil yargılanma hakkı, gerekçeli karar hakkı ve mahkemeye erişim hakkı güvencesi tesis edilmiş olacaktır.
[1] AYM, ilgili ibarenin Anayasa’nın 13 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptal edilmiş olması sebebiyle, ayrıca Anayasa’nın 141. maddesi yönünden inceleme gerçekleştirmemiştir.
[2] 24.10.2023 tarihli ve 32349 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.