Araç Yedek Parçalarında Hakkın Tükenmesi ve Kötüleştirme Kavramı Değerlendirmesi

22.03.2024

Tükenme ilkesi, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (“SMK”) 152. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, sınai mülkiyet hakkı korumasına konu ürünlerin, hak sahibi veya onun izni ile üçüncü kişiler tarafından piyasaya sunulmasından sonra bu ürünlerle ilgili fiiller hakkın kapsamı dışında kalır. Yani, sınai mülkiyet hakkına konu ürün dünyanın herhangi bir yerinde bir kez hak sahibi tarafından piyasaya sürüldükten sonra, söz konusu ürünün yeniden satılması veya başka bir şekilde ticarete konu edilmesi sınai mülkiyetinin ihlalini teşkil etmemektedir. Hakkın tükenmesi prensibi sınai mülkiyet hakkı sahiplerinin haklarını sınırlamakla birlikte sınai mülkiyet hakkının ekonomik amacına uygun bir ilke olup ekonomik kalkınmayı ve rekabeti teşvik etmektedir. Ancak düzenlemenin yapısından da anlaşıldığı üzere, hakkın tükenmesi prensibinin söz konusu olabilmesi için, öncelikle tükenmeye konu malın hak sahibini veya onun izni ile piyasaya sürülmüş olması gerekmekte olup, tükenme de yalnızca o spesifik mal için geçerli olacaktır.

Öte yandan tükenme kavramı da sınırsız olmayıp, kanunca öngörülmüş istisnalar mevcuttur. Şöyle ki; sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından veya onun rızasıyla başkası tarafından piyasaya sunulan orijinal malların “kötüleştirilerek” ya da “değiştirilerek” ticari amaçla kullanılması halinde, marka hakkı sahibinin bu malların ticaretini önleyebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda, “değiştirme” kavramı malın orijinal doğasının dış etkiler ile değiştirilmesi, “kötüleştirme” kavramı ise malın kendine has niteliklerinin bozulması, kullanışsız ve kalitesiz hale getirilmesidir.

Yakın zamanda, yabancı menşeili otomotiv firmaları artan bir sıklıkla hava yastığı kapaklarının tek başına ticarete konu edildiğini tespit etmiştir. Hava yastığı sistemleri ürünlerine ilişkin olarak belirtmek gerekir ki; bilindiği üzere, hava yastıkları da emniyet kemerleri gibi belirli bir şiddetteki çarpışmalarda ağır baş ve üst gövde yaralanma risklerini azaltmak için kullanılmaktadır. Hava yastıklarının bağlı olduğu kontrol ünitesi bir çarpışmayı algılayarak değerlendirmek için çalışmaktadır. Daha sonra kazanın türüne ve şiddetine uygun şekilde ilgili tüm güvenlik sistemlerini etkinleştirir. Bu sistem, çarpışmanın ve çarpışma şiddetinin oluşturduğu güçlü sarsıntının bir taş darbesi ya da derin çukurdan kaynaklanıp kaynaklanmadığını ayırabilmektedir. Bu şekilde güvenlik sisteminin bir çarpışma olmadan tetiklenmesi durumu önlenmiş olur.

Gerçek bir çarpışma ihtimalinde ise, çarpışma sensörleri tarafından tetikleme değerine denk bir çarpışma kaydedildiğinde, hava yastığının kontrol ünitesi bir gaz jeneratörünü ateşler. Devreye giren hava yastıkları hem başı hem üst gövdeyi yakalayarak sarar ve binen yükleri mümkün olduğunca büyük bir alana dağıtır. Çarpışma sonunda sadece 120 mili saniye gibi kısa bir süre içerisinde gaz tümüyle boşaltılır ve hava yastığı söner.

Bu açıdan, hava yastığı sistemi tüm parçaları ile bir arada fonksiyon gösterebilmekte olduğu için, otomotiv firmaları yaygın şekilde hava yastığı ürünlerini her zaman bir set, yani bir bütün olarak piyasaya sürmektedir. Bu setin içerisinde, hava yastığı kapakları, yastık, kaza anında yastığın açılmasını sağlayan kimyasal maddeler, montajı sağlayan kablolar, dijital parçalar (yani olası bir risk durumunda hava yastığının düzgün şekilde faaliyet göstermesi amacıyla diğer parçalar ile iletişimi kuran elektronik düzenek) dahil olmak üzere çeşitli parçalar bulunmaktadır. Bu şekilde firmalar bir kazadan sonra tamir esnasında yalnızca kapak konularak yastığın konulmaması, kapağın yanlış monte edilmesi ile ciddi bir kaza anında hava yastığının açılmaması başta olmak üzere ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere, kullanıcılar bakımından hayati tehlike doğurabilecek her türlü riski ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır, zira bu sistemin bir parçasının düzgün çalışmamasının insan sağlığı üzerinde ciddi sonuçları olabilmektedir.

Teknik anlamda da, sürücü hava yastıklarının sadece ve sadece eğitimli, teknik ve yetkili personeller tarafından araçtan sökülebileceği, aksi takdirde klips ve kapak bölgesinde hasarların meydana geleceği, hava yastığı kıvrımlarının, açılmasının ardından artık yeniden eski haline gelemeyeceği, ayrıca hava yastıkları açıldıktan sonra, güvenli bir şekilde yeniden kullanıma engel teşkil eden gergin kumaş ve yırtık dikişlere sahip olacağı, hava yastığında yer alan bileşenlerden herhangi birinin değiştirilmesi halinde, tüm sistemin artık ilk defa oluşturulduğu düzen ve şekilde çalışamayacağı, onarım ve değişimin son derece sıkı kurallara tabi olduğu ve en ufak bir sorunun insan güvenliği ve kamu sağlığını ciddi yönde zarara uğratacağı kabul edilmektedir.

2023 yılında iki büyük otomotiv firması rastladıkları hava yastığı kapağı cinsi ürünlere karşı hukuki aksiyon alma zarureti altında kalmıştır. Hukuku uyuşmazlığın geçmişi ele alındığında, somut olayda, otomotiv firmalarının markalarını taşıyan hava yastığı kapağı cinsi ürünler, gümrük işlemlerini durdurma kararına konu olmuştur.

söz konusu ürünlerin davacı veya yetki verdiği firmalar tarafından üretilen ürünler olduğunun tespit edilmesi halinde davaya konu ürünlerin orijinal olabileceği, aksi takdirde orijinal olmadığı, davacı tarafından verilen yasal izinle üretilmemiş ürünler olduğu ve bu koşullarda davacıların tescilli markalardan doğan haklara tecavüz teşkil edebileceği belirtilmiştir. Ancak tam olarak bir sonuca varılamadığı belirtilmiş ve nihai takdir mahkemelere bırakılmıştır.

Tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi heyetinin yaptığı değerlendirmeyi birlikte değerlendiren mahkeme davalının söz konusu eylemlerinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğine kanaat getirmiştir. Gerekçeli kararında, davalı tarafın ürünleri davacı ya da davacının alt üreticilerinden tedarik ettiği yönünde bir kanıt sunamadığını, dolayısıyla bu ürünlerin bu firmalar tarafından üretildiğini ispat edemediği değerlendirilmiştir. Dolayısıyla paralel ithalat ya da marka hakkının tükenmesinin söz konusu olmadığını belirtilmiştir. Aynı zamanda, hava yastığının yalnızca kapak kısmının değişiminin insan hayatını tehlikeye sokabileceğini belirterek, ürünlerin orijinal formundan farklı olarak yalnızca “hava yastığı kapağı” olarak satış şeklinin SMK m. 152/2 kapsamında “değiştirme” olduğu sonucuna varılmıştır.

Söz konusu kararlar incelediğinde, her iki mahkemenin de marka hakkına tecavüz, marka hakkının tükenmesi ve kamu sağlığı da dahil olmak üzere teknik riskler üçgeninde detaylı bir değerlendirme yaptığı görülmektedir. Mahkemeler ceza yargılaması kapsamında yapılan eksik değerlendirmelere bağlı kalmayarak konuyu bilirkişiler vasıtasıyla yetkin ve detaylı bir şekilde irdelemiştir. Ayrıca, ürünlerin orijinal veyahut taklit olduğu hususunun somut uyuşmazlık açısından bir değişiklik yaratmayacağını öngörerek konuyu SMK m. 152 kapsamında neticelendirilmiştir. Bahsi geçen mahkeme kararları henüz kesinleşmeme birlikte bu noktada Bölge Adliye Mahkemelerinin alacağı pozisyon da belirleyici olacaktır. Her ihtimalde, bahsi geçen kararlar Türk hukuku bakımından emsal teşkil edecek yapıda olduğu için önem taşımaktadır.
This website is available “as is.” Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent