Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin İklim Değişikliğine İlişkin Verein Klimaseniorinnen Schweiz ve Diğerleri v. İsviçre Kararı

05.05.2024

Contents

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (“AİHM”) 09.04.2024 tarihli Verein KlimaSeniorinnen Schweiz ve Diğerleri v. İsviçre kararında (“Karar”) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (“AİHS”) 8. maddesinin hükümetleri iklim hedeflerine ulaşmak ve iklim değişikliğinin zararlı etkileriyle mücadele etmek için somut önlemler almaya zorunlu kıldığı sonucuna varmıştır.

Ne Olmuştu?

1. İklimin korunmasını teşvik etme amaçlı kurulan İsviçre merkezli bir dernek olan Verein KlimaSeniorinnen Schweiz Derneği (“Dernek”) ile dört Dernek üyesi (“Bireysel Başvurucular”) iklim krizi sebebiyle kötüleşen sıcak hava dalgaları nedeniyle sağlıklarının tehdit altında olduğunu belirterek, hükümetten ve ilgili makamlardan iklim değişikliği kapsamında alınması gereken tedbir ve önlemlere ilişkin talepte bulunmuşlar idi.

2. Başvurucuların taleplerinin ilgili makamlarca reddedilmesi üzerinde açtıkları davalar, İsviçre Mahkemeleri tarafından reddedilmiş, ardından İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi’ne yapılan başvurudan da olumlu sonuç alınamamıştı. Başvurucular iç hukuk yollarının tükenmesinin akabinde, İsviçre hükümetinin iklim değişikliğinin ve karbon salımının önüne geçmek adına yeterli derecede önlem almadığını ve bu konudaki şikayetlerinin adil yargılanma ilkesine aykırı şekilde İsviçre Mahkemeleri’nce reddedildiğini savunarak İsviçre Hükümeti’ne karşı AİHM’e başvurmuştu.

3. Başvurucular temelde; (i) İsviçre'nin yetersiz iklim politikalarının, AİHS’in 2. ve 8. maddeleri uyarınca Dernek üyeleri ile Bireysel Başvurucular’ın yaşam ile özel ve aile hayatına saygı haklarını ihlal ettiği, (ii) İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi'nin davaları keyfi gerekçelerle reddetmesinin AİHS’in 6. maddesi uyarınca adil yargılanma hakkına aykırı olduğunu ve (iii) İsviçre makamlarının ve mahkemelerinin, AİHS’in 13. maddede belirtilen etkili başvuru hakkının kullanımına ket vurduğunu ileri sürmüşlerdi.

AİHM Hangi Çıkarımlarda Bulundu?

1. Karar’da yer verilen ilk kapsamlı değerlendirme, bir dernek ile gerçek kişilerden oluşan başvurucuların söz konusu başvuru bağlamında “mağdur statüsüne”, diğer bir deyişle dava ehliyetine sahip olup olmadıkları noktasındadır.

2. AİHM, diğer kararlarında olduğu gibi başvurucunun mağdur sıfatını haiz olması için başvuruya konu eylem veya ihmalin başvurucu üzerinde doğrudan bir etkisinin olması veya zarara ilişkin gerçek bir riskin bulunması gerektiğini tekrarlamış, ancak toplumun her bireyinin iklim değişikliği tehdidinden olumsuz etkilenebileceğini, dolayısıyla benimsenen genel kriterlerin işbu başvuru bakımından sınırlayıcı bir kriter oluşturmadığını açıkça belirtmiştir.

3. Bu kayda değer tespite rağmen AİHM, kendilerine özel bir koruma sağlanmasını gerektirecek acil bir ihtiyaç içerisinde olmamaları sebebiyle Bireysel Başvurucu’ların mağdur sıfatına sahip olmadıklarına karar vermiştir.

4. Öte yandan iklim değişikliği konusunun doğası ve önemine atıf yapılmış, Dernek’in, Dernek Üyeleri’nin ihlale konu haklarının savunucusu olarak başvurunun tarafı kabul edilebileceği değerlendirilmiştir. AİHM’in bu kararının arkasında, toplumun büyük kısmını etkileme ihtimali olan konuları merkezine almış organizasyonların -ki somut olayda Dernek de bu niteliktedir- kişisel başvurulara kıyasla finansal ve lojistik kaynakları toplama ve yargıya erişim konusundaki avantajlı konumda olmasının yattığı belirtilmiştir. Dernek’in başvurucu sıfatının kabulü ile AİHM ilk kez derneklerin mağdur sıfatına haiz olmadıkları yönündeki kararlı tutumunu esnetmiş bulunmaktadır.

5. AİHM, İsviçre’nin iç mevzuatını ve tarafı olduğu uluslararası sözleşmeleri inceleyerek, özellikle Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin taraf ülkelere, insanlığın bugünü ve geleceği için iklimi koruma görevi yüklediğini kaydetmiştir. Bu bağlamda AİHS’in 8. Maddesi doğrultusunda bireylerin yaşam, sağlık, refah ve yaşam kalitelerinin iklim değişikliği karşısında korumasının Devletlerin pozitif bir yükümlülüğünü teşkil ettiği sonucuna varılmıştır.

6. AİHM, AİHS Madde 2 ile korunan yaşam hakkı kapsamında yaptığı değerlendirmede; devletlerin iklim değişikliğiyle mücadele etmedeki başarısızlığının kişilerin yaşam hakkına bir tehlike oluşturduğu kabul etmişse de söz konusu maddenin her türlü çevresel zararı koruma amacıyla soyut şekilde uygulanamayacağını belirtmiş ve incelemenin AİHS’in 8. Maddesiyle sınırlı tutulması gerektiğine karar vermiştir.

7. AİHM, İsviçre’nin sözleşmeye taraf bir devlet olarak öncelikli görevlerinden birinin iklim değişikliğinin mevcut ve gelecekte ortaya çıkabilecek geri döndürülemez etkilerinin önlenmesinde gerekli hukuki düzenlemeleri yapma ve çeşitli tedbirler alarak bu kararları uygulama olduğunu belirtmiştir. Hatta üye devletlerin kanun koyucularının gerekli ve yeterli nitelikteki mevzuatları yürürlüğe koymakta gecikmesi halinde, yargı erkinin vereceği kararlarla yasamayı bu uğurda zorlaması gerektiği de belirtilmiştir.

8. Mahkeme, imzacı devletlerin taraf oldukları uluslararası sözleşme hükümlerinin yorumlanmasındaki takdir yetkilerinin sınırları olduğuna dikkat çekmiş ve AİHS’a taraf olan İsviçre’nin takip edilecek ulusal çerçeveyi belirleme ve yürürlüğe koyma, ulusal sera gazı emisyon sınırlarının belirlenerek periyodik olarak düşürme gibi hususlarda önemli eksiklikleri olduğunu belirtmiştir. İlaveten İsviçre’nin geçmişteki sera gazı emisyonu azaltılması hedeflerini tutturmakta da başarısız olduğunu tespit etmiştir.

9. Bu tespitleri sonucunda AİHM, İsviçre devletinin yasal ve idari düzenlemelerin tasarlanması, geliştirilmesi ve uygulamaya konulmasına ilişkin zamanında, uygun ve tutarlı hareket etmemesi sebebiyle takdir yetkisini aştığını kaydederek, AİHS 8. Madde kapsamındaki pozitif yükümlülüklerine uygun davranmadığına karar vermiştir.

10. Ayrıca AİHM, ulusal yargının davayı kapsamlı bir şekilde incelemediğini belirtmiş, İsviçre’nin bu yargılamalar esnasındaki savunmalarını ikna edici bulmamıştır. Başvurucular bakımından davalarının esasına girilmeksizin verilen ret kararlarının AİHS’in 6. maddesiyle korunan adil yargılanma hakkının ihlaline sebebiyet verdiğine karar vermiştir.

11.  AİHS’in 6. maddesinin, 13. maddeye göre özel hüküm niteliğinde olması sebebiyle, 13. maddeye dair şikâyetin ayrı bir incelenmeye tabii tutulması ise gerekli görülmemiştir.


Bu Karar Ne Anlama Gelmektedir?

1. AİHM’in bu kararı, AİHS’e taraf devletlerin iklim değişiklikleri ve çevresel zararlar kapsamındaki sorumluluklarına ilişkin emsal teşkil etmektedir. Öyle ki, devletlerin iklim değişikliği ile ilgili daha etkin politikalar izlemesi gerekmekte olduğu belirtilmiş, iklim değişikliğinin sağlık, refah ve yaşam kalitesi üzerindeki olumsuz etkilerine karşı devletlerin vatandaşlarını koruma yükümlülüğü olduğu açıkça ifade edilmiştir. AİHM, yasal mevzuatın “olması gereken”i yansıtmadığı takdirde dahi devletlerin, mevcut yasal düzenlemeleri de aşan bir koruma yükümlülüğünün bulunduğuna işaret etmiştir.

2. Söz konusu AİHM kararı, devletin iklim değişikliği konusunda yetersiz kaldığı durumlarda uluslararası hukukun devreye girebileceğini, AİHM’in gerek olduğu takdirde yasa yapılmasına zorlamak üzere ibreyi iç yargı erklerine çevirdiğini göstermektedir.

3. Bu Karar, AİHM’in çevresel etkiye neden olabilecek ve çoğu zaman sonuçları bakımından tekil devletlere indirgenmesi mümkün olmayan konularda, bireysel olarak devletleri de sorumlu tutmaktaki kararlı tutumunu gözler önüne sermektedir. Karar, halihazırda mevzuat bakımından Avrupa Konseyi’ne üye ülkeler arasında başı çeken ülkelerden biri olan İsviçre’nin dahi pozitif yükümlülüğünü yerine getirmek noktasında yeterli eforu sarf etmediğini göstermektedir.

This website is available “as is. Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.

The content and materials published on this website are provided for informational purposes only and should not be used as a legal opinion in any way. This website and the information contained are not intended to establish an attorney-client relationship.
th
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent