Finans Merkezi Mi, Cazibe Merkezi Mi? - DIFC ve IFC Üzerine Bir Karşılaştırma

09.06.2023

Contents

I. Giriş

Bir finans merkezi, tipik olarak çeşitli finansal faaliyetler için bir merkez olarak hizmet veren, yerli ve uluslararası işletmeleri, yatırımcıları ve finans kurumlarını çeken bir şehir veya bölgeyi ifade eder. Bir finans merkezinin cazibesine çeşitli faktörler bulunmaktadır.

Finans merkezinin en önemli cazibelerinden biri küresel etkileşimdir. Havaalanları, limanlar ve gelişmiş telekomünikasyon ağları dahil olmak üzere mükemmel ulaşım altyapısı ile uluslararası ticaret ve finans için bir geçit kapısı görevi görür. Küresel piyasalara kolay erişim ve diğer finans merkezleriyle fiziksel ve dijital bağlantılar, verimli uluslararası işlemlerin gerçekleşmesine olanak sağlar ve ekonomik büyümeyi teşvik eder. Modern ve sofistike bir altyapı, bir finans merkezinin cazibesi için hayati önem taşır. Son teknoloji ofis binaları, altyapı ve gelişmiş iletişim ağları verimli iş operasyonlarını destekler.

Bunun yanı sıra; hakkaniyetli ve şeffaf bir düzenleyici ortam, bir finans merkezinin cazibesi için çok önemlidir. Etkili denetim ve gözetim, adil uygulamalar, yatırımların korunması ve risklerin en aza indirilmesini sağlayarak yatırımcılara ve işletmelere güven aşılar. Sağlam bir düzenleyici çerçeve, güven ve güvenilirliğin tesis edilmesine yardımcı olarak istikrarlı ve güvenli bir ortam arayan finansal kurumları ve yatırımcıları çeker. Bir finans merkezi, bankalar, risk sermayesi şirketleri, özel sermaye yatırımcıları ve sermaye piyasaları dahil olmak üzere çok çeşitli sermaye kaynaklarına da erişim tedarik eder. Finansman seçeneklerinin ve yatırım fırsatlarının mevcudiyeti, sermaye artırmak veya yatırım aramak isteyen işletmeler ve girişimciler için cazip hale getirir. Finans merkezleri, genellikle borsalar ve tahvil piyasaları gibi iyi gelişmiş sermaye piyasalarına sahiptir ve bu da sermayenin verimli bir şekilde tahsis edilmesini kolaylaştırır.

II. İstanbul Finans Merkezi

1. İstanbul’un İlk Finansal Cazibe Merkezi: Bankalar Caddesi

İstanbul Finans Merkezi (“İFM”) hakkında güncel durumu tasvir etmeden önce İstanbul şehrinin finans merkezi statüsünün tarihçesini anlamak, İstanbul’un potansiyelini anlayabilmek için önemlidir. İstanbul’un insanlık tarihindeki önemi tartışmasızdır; insanlığa en çok etki eden imparatorlukların başkenti bir liman kenti olması ve Eski Dünya’nın coğrafi merkezinde olması her daim bu önemi canlı tutmuştur. Şehrin, Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan İstanbul Boğazı üzerindeki stratejik konumu, tarihsel olarak uluslararası ticareti kolaylaştırmış ve her iki bölgeden de işletmeleri ve yatırımcıları çekmiştir.

İstanbul, Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan antik İpek Yolu ticaret rotasında kritik bir bağlantı görevi görmüştür. Şehrin stratejik konumu, ipek, baharat ve diğer lüks ürünler gibi değerli emtialar da dahil olmak üzere mal alışverişini kolaylaştırmıştır. İstanbul'un İstanbul Boğazı üzerindeki konumu, onu tarih boyunca hayati bir ticaret merkezi haline getirmiştir. Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında mal ve fikir alışverişine tanıklık etmiştir. Farklı kültürlerden ve bölgelerden gelen tüccarlar İstanbul'a akın ederek canlı pazarlar ve ticari faaliyetler kurmuşlardır. Bu ticaret mirası, şehrin finansal durumunu etkileyerek uluslararası işletmeleri ve yatırımcıları kendine çekmiştir. Emtia ve kıymetli maden ticaretinde önemli bir hacme sahip olan Kapalıçarşı, Venedik ile birlikte yaklaşık 400 yıl boyunca eski dünyanın en önemli ticaret ve finans merkezlerinden biri olarak görev yapmaya devam etmiştir.

İstanbul'un bir ticaret merkezi olarak ekonomik önemi yüzyıllar öncesine dayanmakla birlikte finansal önemi de uluslararası ticaret üzerinde kalıcı bir iz de bırakmıştır. Osmanlı döneminde saray topraklarının karşısında bulunan Galata bölgesi, şehrin ticari ve finansal merkezinin nabzının attığı yerdir. Galata, çeşitli kültür ve dillerin bir arada yaşadığı bir bölge olarak adeta bir mozaiktir.

Galata, Ortaçağ boyunca ve 19. yüzyılın ortalarına kadar kentin hemen hemen tüm gereksinimlerini sağlayan bir ticaret merkezi olarak varlığını sürdürmüştür. Galata limanıyla bütünleşen ve üzerinde bankalar, bankerler ve sarrafların yerleşmeye başladığı Voyvoda Caddesi ise, bu bölgenin ticari canlılığında çok etkin bir rol oynamıştır. Voyvoda Caddesi’nde (batıda Okçu Musa ile Şair Ziya Paşa caddelerinin kesiştiği meydandan başlayıp, Karaköy Caddesi ile Yüksek kaldırım Caddesi’nin birleştiği noktada biten bugünkü Bankalar Caddesi) yoğunlaşan hanlar, ticarethaneler, bürolar, depolar, dükkânlar ve bunların yanında borsa ve bankerlerle, ekonomik ağırlığı yoğun bir cadde olarak varlığını sürdürmüştür. Özellikle 1871-1881 yılları, Bankalar Caddesi ve İstiklal Caddesi’nde halen varlığını koruyan işyerleri ve eğlence mekânlarının kurulduğu dönemdir.

Bankalar Caddesi (Voyvoda Caddesi), Osmanlı toplumunun tanıdığı Banque Ottoman, Banco di Roma ve Credit Lyonaise gibi ilk bankaların merkezi konumundadır. Generali, Bank of Athens, Union Insurance Bank of France ve Lorando Bank gibi uluslararası kuruluşların yanı sıra yerli bir çok girişimci de bu gelişen bölgede yeni yüzyılın umuduyla yerlerini almışlardır. Yine  geç Osmanlı dönemlerinde; Bank-ı Osmani (1856) ve ilk borsa olan Dersaadet Tahvilat Borsası (1873) bu caddede kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun bu girişimine uluslararası ilgi gösterilmiş, uluslararası sigorta şirketleri, bankalar ve çeşitli finansal kuruluşlar bu caddeye yerleşmiş olsalar da İmparatorluğun kaçınılmaz çöküş sürecine girmesi ve bunun sonucunda finans kuruluşlarına veya yatırımcılarına sunulan teşviklerin geri çekilmesi ve azalması, politik belirsizlik ve hukukun etkisinin azalması vb. sebeplerle Bankalar Caddesi cazibesini yitirmiş günümümüzde de sembolik olarak bir kaç banka hala şubelerini korusa da; Cadde özgün dönem mimarisi ile İstanbul’un turistik bir bölgelerinden biri haline gelmiştir.

2. Genel Olarak İstanbul Finans Merkezi

İFM’nin dünyanın önde gelen bir finans merkezi haline getirmek ve ülkenin finans gücünü artırmak amacıyla 28.06.2022 tarihli Resmî Gazetede, 7412 sayılı İstanbul Finans Merkezi Kanunu (“Kanun”)’nu yayımlanmıştır. Böylece, bölgede faaliyete geçecek olan kurumlara yönelik teşvik, indirim, istisna ve muafiyetleri belirleyen hükümler düzenlenmiştir.

Dünyada finansal hareketliliğin arttığı ve sermaye akımlarının ağırlık merkezlerinin yer değiştirdiği bir dönemden geçilmektedir. Bu dönüşüm sürecini bir fırsat olarak gören İFM fikri; bankalar, sermaye piyasaları kuruluşları, katılım finansı şirketleri, finansal yatırım ve portföy yönetim şirketleri ile sigorta şirketleri gibi geniş yelpazedeki finansal kurumları ve kuruluşları tek bir konumda birleştirmeyi amaçlamaktadır.

İFM’de bankacılık, sigortacılık, yeşil finans, finansal teknolojiler ve katılım finansı gibi stratejik alt sektörlere odaklanmanın yanı sıra, uluslararası finansal hizmetler sektörü içerisinde faaliyet gösteren portföy yönetimi, servet yönetimi, proje finansmanı, fon yönetimi ve reasürans şirketlerinin dünyadaki en iyi uygulama örnekleri doğrultusunda desteklenmesi amaçlanmaktadır. İlaveten İFM’de gerçekleştirilecek finansal hizmet faaliyetlerini destekleyecek; danışmanlık, bilgi işlem, telekomünikasyon ve finansal teknoloji şirketleriyle birlikte bölge genelinde geniş bir ekosistem oluşturulması hedeflenmektedir.

İFM’de gösterilecek faaliyetlerin, Türkiyenin finansal hizmet ihracatına ve ülke ekonomisine önemli ölçüde katkı yapacağı öngörülmektedir. 2036 yılı itibarıyla, İFM’nin Türkiye’nin toplam finansal hizmet ihracatını yaklaşık 3 kat arttıracağı değerlendirilmektedir. 15 yıl içerisinde İFM’nin Gayri Safı Yurt İçi Hasılaya (GSYH) yapacağı toplam katkının ise 129 milyar ABD doları olacağı ve böylelikle Türkiye ekonomisine yıllık ortalama 9 milyar ABD doları katkı sunması beklenmektedir. İFM ile birlikte ayrıca Türkiye’deki toplam iş gücüne 15 yıl içerisinde 102 bin ek istihdam sağlanması hedeflenmektedir. Bu sayının yaklaşık 27 bininin doğrudan İFM içerisinde Türkiye’de yeni faaliyete geçecek olan finansal kurumlarda çalışacağı öngörülmektedir.

Kanun ile getirilen düzenlemelerle, uluslararası finans kurumlarını ülkemize çekerek, İstanbul’un önde gelen uluslararası bir finans merkezi haline getirilmesi hedeflenmektedir. Bu doğrultuda hazırlanan Kanun Teklifimizde öncelikli olarak İFM’yi rekabetçi kılmayı amaçlayan indirim, istisna ve diğer vergi avantajları düzenlenmektedir. Bu bağlamda öngörülmüş olan teşvik mekanizmaları reel sektör yatırımlarından farklı olarak, uluslararası muadillerindekine benzer şekilde indirim, istisna ve vergi avantajları ile sınırlı tutulmaktadır. Buna ek olarak, Kanun’da öngörülen düzenlemelerle nitelikli insan kaynağını çekmeye yönelik kolaylıklar getirilmektedir. Teklifimizle ayrıca 3,4 milyon metrekare alana yayılmış çok katmanlı ve fonksiyonlu bir yapıya sahip İFM’de şeffaf, verimli ve öngörülebilir bir yönetim düzenini sağlamaya dair; yönetim, kiralama, güvenlik, bakım ve temizlik hizmetleri ile yaklaşık 100.000 çalışan ve ziyaretçinin günlük ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik hizmetlerin tek elden gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Bu hizmetlerin sağlanmasına yönelik yetkilerin belirli bir süre ile yönetici şirket lehine tesis edilmesi amacına yönelik düzenlemeler de yer almaktadır.

3. İstanbul Finans Merkezi Uygulamaları

İFM; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, bankacılık ve banka dışı finans kurumları, sermaye piyasası kuruluşları, finansal yatırım ve portföy yönetim şirketleri gibi geniş yelpazede kurum ve kuruluşları bünyesinde barındırarak canlı ve etkin bir finansal kümelenme bölgesi olmayı hedeflemektedir.

7412 sayılı İstanbul Finans Merkezi Kanunu incelendiğinde; vergi ve harç istisna ve indirimlerinin yanı sıra bir takım uygulamalar da göze çarpmaktadır. Bunlar arasında; (m.7) yabancı para cinsinden defter tutma, (m.7/3) katılımcıların kendi aralarında yaptıkları işlem ve sözleşmelerde serbestçe hukuk seçimi yapma, (m.8) yabancı personel istihdam etme gibi haklar mevcuttur. Böylelikle İFM’de faaliyet gösteren katılımcılara, uluslararası kuruluşların ihtiyaç duyduğu yabancı dilde kayıt tutma serbestisi sağlanması amaçlanmıştır. Ayrıca, katılımcıların bölgesel hazine ve finansal yönetim merkezlerinin bünyesinde yabancı personel istihdamının 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanununda belirtilen istisnai düzenlemeler kapsamında gerçekleştirileceği belirtilmiş ve böylelikle alanında katma değer sağlayacak nitelikli uluslararası insan gücüne erişim kolaylaştırılmıştır.

Merkezin yönetimi ise; Türk Varlık Fonu tarafından kurulan ve özel hukuk hükümlerine tabi olarak faaliyet gösteren anonim şirketine verilmiştir. Tüm altyapı ve üstyapının işletilmesi, yönetilmesi, alanların kiralanması dahil her türlü yönetim faaliyeti yirmi yıl süreyle bu şirket tarafından gerçekleştirilecektir. (Geçici Madde 2) Türk hükümeti tarafından yapılan açıklamalara göre; merkezin tamamen faaliyete geçtiğinde 50.000'den fazla çalışanı çekmesi beklenmekle birlikte bu teşviklerin yatırımcılar açısından ne kadar cazibe yaratacağı ise bölgedeki diğer finans merkezlerinin yarattığı cazibe ile belirlenebilecektir.

İFM’de yer alan taşınmazlar, sadece projeye uygun ve yönetim planında belirlenen gayeler doğrultusunda kullanılacaktır. Buradaki, mekansal planları, parselasyon planları, arsa ve arazi düzenlemeleri, jeolojik etütler, harita ve kentsel tasarımlar vb. düzenlemeler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkisindedir. Ancak, İFM’nin işletme ve yönetim projesi yönetici şirket tarafından hazırlanıp tescil ettirilecektir. (m.9) Bunun sebebi; farklı kullanım alanlarına sahip 3,4 milyon metrekarelik bir yapının bakım onarım, güvenlik, temizlik gibi tüm hizmetlerin eksiksiz ve kesintisiz olarak yürütülmesi, tüm altyapı ve üstyapıya ilişkin katılımcılara tek elden destek sağlanması ve bu suretle yönetim maliyetinin düşürülmesi zorunluluk arz etmesidir.

4. İstanbul Finans Merkezi’nde Uygulanan Vergi Teşvikleri

2022 yılında; İFM’de faaliyette bulunan şirketlerin transit ticaret kapsamındaki mal alım ve satımlarından doğan kazançlarının %50’sinin vergiye konu edilmesi için KVK’nın indirimlere ilişkin 10’uncu maddesine (i) bendi eklenmiştir. İFM bölgesinde yer alan kurumlar;

  • Katılımcı belgesi almak suretiyle İFM bölgesinde faaliyette bulunmaları,
  • Kazancın yurt dışından satın aldıkları malları Türkiye’ye getirmeksizin yurt dışında satmalarından veya yurt dışında gerçekleşen mal alım ve satımlarına aracılık etmelerinden elde edilmiş olması,
  • Kazancın, elde edildiği hesap dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olması,
  • Aracılık faaliyetine ilişkin malların satıcısı ve alıcısının Türkiye'de olmaması, şartlarını karşılamaları halinde sağladıkları kazancın %50’sini beyan ettikleri kurum kazancından indirebileceklerdir. İFM’de faaliyet göstermekte olan mükelleflerin Vergi Usul Kanunu nezdinde defter tutma, belge ve kayıt düzenine uymaları gerekecektir.

İFM’de gerçekleştirilen finansal hizmet ihraçları neticesinde elde edilen kazançların %75’i kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurum kazancından indirilecektir. En az üç ülkede aktif olarak faaliyet gösteren katılımcıların bölgesel hazine ve yönetim merkezleri hakkında da bu indirim hükmü uygulanacaktır. (m.6) İndirim oranı 2031 yılına kadar %100 olacaktır. (Geçici Madde 1/1)

Pek tabii, İFM halen düzenleyici çerçevesini geliştirme sürecindedir. Türk hükümeti, yeni bir düzenleyici otoritenin kurulması da dahil olmak üzere, ülkenin finansal düzenlemelerini iyileştirmeyi amaçlayan çeşitli tedbirler açıklamıştır. İFM için düzenleyici kurum olan Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), uluslararası standartlarla uyumlu bir düzenleyici çerçeve geliştirmek için çalışmaktadır. Ancak şu an itibariyle düzenleyici çerçevenin uygulamada ne kadar etkili olacağına dair net bir gösterge bulunmamaktadır.

İFM’nin bir anlamda küresel bir bakış açısına sahip olarak kurgulandığı söylenebilir. Merkezin Avrupa ve Asya'nın kesişme noktasında yer alması, her iki bölgeden işletmeleri çekmek için iyi bir konuma sahip olmasını sağlıyor. Türk hükümetinin İstanbul'u sadece bölgede değil, küresel ölçekte de önemli bir finans merkezi olarak konumlandırmaya yönelik iddialı planları var. İstanbul Finans Merkezi henüz katılımcıları çekme aşamasında, ancak Türk hükümeti hem yerel hem de uluslararası finans kuruluşlarını merkeze çekmeyi planladığını açıkladı.

III. Örnek olarak Dubai Uluslararası Finans Merkezi

1. Genel Bakış

Dubai Uluslararası Finans Merkezi (DIFC) ve potansiyel olarak İstanbul Finans Merkezi (IFC) Orta Doğu'nun en önde gelen finans merkezlerinden ikisidir. Her iki şehir de finansal altyapılarını geliştirme konusunda önemli adımlar atmış olsa da, iki merkez arasında düzenlemeler, katılımcılar ve dünya görüşü açısından önemli farklılıklar bulunmaktadır.

Dubai Uluslararası Finans Merkezi kendisini Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde bir merkez olarak konumlandırmıştır. Oxford Business Group tarafından hazırlanan bir rapora göre; DIFC, bankalar, yatırım firmaları, sigorta şirketleri ve fintech şirketleri de dahil olmak üzere çok çeşitli finansal kurum ve işletmeleri barındırmakta ve Riyad, Bahreyn ve Kuveyt de dahil olmak üzere bölgedeki diğer finans merkezleriyle iyi bağlantılar kurmuştur. DIFC, aralarında Citigroup, HSBC ve Deutsche Bank'ın da bulunduğu bir dizi büyük uluslararası banka ve finans kuruluşunu kendine çekmiş, ayrıca finans sektörünün geleceğinde giderek daha önemli bir rol oynamaları beklenen bir dizi fintech şirketini de çekmekte başarılı olmuştur. 2021 yılının 3. çeyreği itibarıyla, DIFC merkezli firmaların yönetimindeki varlıkların toplam değeri 189 milyar ABD dolarıdır. DIFC'nin verilerine göre, merkezin yönetim altındaki toplam varlıkları 2020 yılında yüzde 11 artarak 90 milyar ABD dolarına ulaştı. Buna ek olarak, merkezin bankacılık varlıkları yüzde 6 artarak 179 milyar ABD dolarına ulaştı. DIFC aynı zamanda bir dizi bölgesel ve uluslararası menkul kıymetin listelendiği Nasdaq Dubai borsasına da ev sahipliği yapmaktadır.

2. Dubai Uluslararası Finans Merkezi Uygulamaları

Dubai Uluslararası Finans Merkezi, bölgedeki en sağlam ve gelişmiş düzenleyici çerçevelerden bazılarına sahip olmasıyla ünlüdür. DIFC, BAE'nin geri kalanından ayrı bir hukuk sistemine sahiptir ve bu sistem İngiliz hukukuna dayanmaktadır. Bu durum, DIFC'de faaliyet gösteren işletmeler için daha fazla şeffaflık, tutarlılık ve kesinlik sağlamaktadır. DIFC’nin sadece kendisi için tasarlanmış kanunları bulunmakta; İş Kanunu, Ortaklık Kanunu, Borçlar Kanunu, Tazminat Kanunu, Fikri Haklar Kanunu, İflas Kanunu, Tahkim Kanunu, Şirketler Kanunu vb. en temel konularda bile düzenlemeler tamamen DIFC için dizayn edilmiştir. Ayrıca DIFC, Şeriat uyumlu finans konusunda uzmanlaşmış bir dizi kurumla İslami finans merkezi olarak da kendini kanıtlamıştır.

DIFC'nin kendi bağımsız düzenleyicisi olan Dubai Finansal Hizmetler Otoritesi (DFSA), merkezdeki finansal düzenlemelerin uygulanmasından sorumludur. DFSA, düzenlemeleri sıkı bir şekilde uygulaması ve istikrarlı ve şeffaf bir finansal sistemi sürdürme konusundaki kararlılığıyla bilinmektedir. DFSA ayrıca, fintech firmalarının ürün ve hizmetlerini kontrollü bir ortamda test etmelerine olanak tanıyan DIFC Regulatory Sandbox gibi bir dizi yenilikçi düzenleyici girişim oluşturmuştur.

Ekonomik büyümeye ciddi bir katkı sağlayan aile şirketleri ve ultra zengin bireyleri de kendi bünyesine katmayı hedefleyen DIFC, DIFC Aile Serveti Merkezi açarak burada aile ve bireylerin varlık yönetimi desteği almalarına olanak sağlamaktadır. Profesyonel danışmanlar ile çalışma olanağının yanısıra DIFC bünyesinde eğitim kurumları barındırmaktadır. Doğal olarak bu tip bireylerin bir arada bulunmasındaki en temel amaç ise benzer bireylerin çevre edinerek ilişkiler kurarak birlikte zenginleşme olanaklarını geliştirmeleridir. DIFC’de ticari ofis alanlarının yanısıra açık ofis ortamları da bulunmaktadır. Aynı zamanda alışveriş merkezleri, dükkanlar, restoran ve cafeler, okullar, konser ve gösteri alanları, veri merkezleri gibi ekosisteme her açıdan katkı sağlamakta olan alanlar da bulunmaktadır.

3. DIFC Teşvik ve İndirimleri

Dubai Uluslararası Finans Merkezi, işletmelere %100 yabancı mülkiyet, hem kurumlara hem bireylere %0 oranında gelir vergisi ve kurumlar vergisi de dahil olmak üzere bir dizi teşvik sunmaktadır. DIFC'nin web sitesine göre, merkez dünyanın en büyük 25 bankasından 20'si de dahil olmak üzere 2.500'den fazla şirkete, 25.000 profesyonele ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca DIFC, işletmelere hukuk, muhasebe ve idari hizmetler de dahil olmak üzere bir dizi destek hizmeti sağlamaktadır. Bunların dışında taşınmaz devirlerinde, merkezin üyelik ücretlerinde, lisans harç ve masraflarında bir dizi teşvik bulunmaktadır.

Dünya Bankası'nın 2020 İş Yapma Kolaylığı raporuna göre, Dubai'nin de bir parçası olduğu Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), iş yapma kolaylığı açısından 190 ülke arasında 16. sırada yer almaktadır. Raporda ayrıca BAE'nin yine son birkaç yılda iş yapma kolaylığı konusunda önemli gelişmeler kaydettiği belirtiliyor. Buna karşılık, İstanbul Finans Merkezi'nin bulunduğu Türkiye aynı raporda 33. sırada yer alıyor. Türkiye düzenleyici ortamını iyileştirme konusunda ilerleme kaydetmiş olsa da, aşağıda detaylandırılacağı üzere düzenleyici güç açısından BAE'nin gerisinde kalmaya devam ediyor.

IV. Verilerle DIFC-İFM Karşılaştırması

Dubai Uluslararası Finans Merkezi ve İstanbul Finans Merkezi'nin katılımcı sektörleri ve finansal hacmi hakkında bazı verileri aşağıda bulabilirsiniz:

Dubai Uluslararası Finans Merkezi:

  • Finansal hizmetler sektörü, Dubai ekonomisine en büyük katkıyı sağlayan sektördür ve emirliğin GSYH'sinin yaklaşık %11'ini oluşturmaktadır ve DIFC bu sektörde önemli bir rol oynamaktadır.
  • DIFC'nin web sitesine göre, DIFC merkezli firmalar tarafından yönetilen varlıkların toplam değeri 2021'in 3. çeyreği itibariyle 189 milyar ABD dolarıydı.
  • DIFC, 2021 yılında Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde sıkıntılı borç ticaretini kolaylaştırmayı amaçlayan dijital bir platform olan Dubai World Debt Platform'un lansmanını duyurdu.

İstanbul Finans Merkezi:

  • İstanbul Türkiye'nin finans merkezidir ve İstanbul Finans Merkezi'nin ülkenin finans sektöründe önemli bir rol oynaması beklenmektedir. Türk hükümeti tarafından hazırlanan bir rapora göre, merkezin 2025 yılına kadar Türkiye'nin GSYH'sine %2 oranında katkıda bulunması beklenmektedir.
  • Türk hükümeti, merkeze en az 15 uluslararası bankayı çekmenin yanı sıra merkezde varlık gösteren yerli banka sayısını da artırmayı hedefliyor.
  • Deloitte tarafından hazırlanan bir rapora göre, Türkiye'de yönetilen varlıkların toplam değeri 2019 yılı itibariyle 157 milyar ABD dolarıdır ve ülke varlık yönetimi sektöründe önemli bir büyüme potansiyeline sahiptir.

V. Sonuç

İstanbul, Avrupa ve Asya'nın kesişme noktasındaki stratejik konumu nedeniyle küresel finans alanında önemli bir konuma sahiptir. New York, Londra veya Tokyo gibi büyük küresel finans merkezlerinden biri olarak görülmese de, bölgesel bir finans merkezi olarak ortaya çıkmakta ve Orta Doğu ve Doğu Avrupa'nın finans manzarasında önemli bir rol oynamaktadır. İstanbul bölgesel bir finans merkezi olma yolunda önemli adımlar atmış olsa da, mevzuat iyileştirmeleri, yatırımcıların korunmasının güçlendirilmesi ve jeopolitik kaygıların giderilmesi gibi zorluklarla karşı karşıyadır. Ancak elverişli konumu, ekonomik büyümesi, finansal altyapısı ve devlet desteğiyle İstanbul, özellikle Orta Doğu ve Doğu Avrupa bölgelerinde olmak üzere küresel finans dünyasında önemli bir rol oynamaya devam etmektedir.

Vizyoner bir düzenleyici kurum ile şu ana kadar sayılan unsurların oluşturulması pek tabi mümkündür. Bunların başarılı ve etkin biçimde kurgulanması, tabiri caiz ise ekilmiş tohumlardır. Devamında ise organik bir büyüme gerçekleşir.  Bir finans merkezinin sayılmış özellikleri barındırması; yüksek vasıflı ve çeşitlilik gösteren bir işgücünü kendine çeker. Kaliteli eğitim kurumlarının, araştırma merkezlerinin ve eğitim tesislerinin varlığı, finans, ekonomi, hukuk ve ilgili alanlarda uzmanlığa sahip bir yetenek havuzu oluşturur, rekabet gücünü ve çekiciliğini artırır. Böylelikle canlı bir kültürel ortam, yüksek kaliteli sağlık hizmetleri, eğitim ve arzu edilen bir yaşam tarzı ortaya çıkar. Çeşitli mutfaklara, dinlenme tesislerine, eğlence mekanlarına ve zengin bir kültürel mirasa sahip olabilir. Bu faktörler finans merkezinin genel cazibesine katkıda bulunarak çok yönlü bir yaşam ve çalışma ortamı arayan profesyonelleri, yatırımcıları ve işletmeleri çeker. Finans kuruluşlarının, profesyonel derneklerin ve sektörel etkinliklerin yoğunluğu ağ kurma, bilgi paylaşımı ve işbirliği için geniş fırsatlar sunar. Benzer düşünen profesyonellerle etkileşimler ve ortaya çıkan trend ve fikirlere maruz kalma, iş ortaklıkları, yenilik ve büyümeye yol açar.

Düzenleyici kurumların altyapının ve ekosistem çerçevelerinin belirlenmesinden sonra görevlerinin bittiği söylenemez. Çünkü istikrarlı bir siyasi ve ekonomik ortam, bir finans merkezinin cazibesi için çok önemlidir. Yatırımcılar ve işletmeler siyasi istikrar, düşük yolsuzluk ve iş dostu politikalar sunan yetki alanları ararlar. Toprakların verimli kalması ve düzenli olarak sulanması istikrarlı büyüme için elzemdir. Öngörülebilir düzenleyici çerçeveler, elverişli vergi rejimleri ve finans sektörüne yönelik hükümet desteği cazip bir iş ortamı yaratarak yatırımları teşvik eder ve ekonomik büyümeyi destekler. İstikrarın devam etmesi, bir finans merkezinin itibarı ve küresel tanınırlığını oluşturur. Güçlü bir sicile, köklü kurumlara ve başarılı finansal faaliyet geçmişine sahip finans merkezleri piyasa katılımcılarının güvenini kazanır.

Sonuç olarak, hem Dubai Uluslararası Finans Merkezi hem de İstanbul Finans Merkezi finansal altyapılarını geliştirme konusunda önemli adımlar atmaya çalışmaktadır. DIFC daha yerleşik bir düzenleyici çerçeveye, bir dizi teşvike ve çok çeşitli katılımcı tabanına sahipken, İstanbul Finans Merkezi düzenleyici çerçevesini geliştirmeye devam etmekle birlikte işletmeleri çekmek için iyi bir konuma sahiptir. Nihayetinde, her iki merkezin de başarısı, işletmeleri çekme ve kendilerini kendi ülkelerinde ve küresel ekonomide finans ve iş merkezi olarak konumlandırma becerilerine bağlı olacaktır. İstanbul’da tarihin tekerrür etmemesi, Merkez’in sıradan bir Bankalar Caddesi’ne dönüşmemesi için izlenecek zorlu sürecin karşısında Dubai gibi bir örnek olması avantaj olarak nitelendirilebilir. Yapılması gereken çok şey olmasına rağmen rakibin şimdiden belirlenmiş olması fayda sağlayacakken farklılık yaratmak adına İstanbul’a has karakteristik özellikler üzerinden güçlü yanlarına vurgu yapmayı da unutmamak gerekmektedir. En nihayetinde bu güzel şehrin her açıdan eşi benzeri bulunmamaktadır.


Kaynakça ve Okuma Listesi:

1. İstanbul'da 19. Yüzyıldan Günümüze İstiklal Caddesi ve Bankalar Caddesi: Tarih, Mekân ve Bellek İlişkisi, Özlem Yavuz, İstanbul Araştırmaları Dergisi, Sayı 25, 2006.

2. İstanbul Finans Merkezi İçin Ulusal ve Uluslararası Mevzuat Çalışmaları, Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2020.

3. Dubai'nin DIFC'si finans teknolojisi gelişimini iterek 2.500'den fazla firmayı çekiyor, The National, 2022.

4. Dubai Uluslararası Finans Merkezi (DIFC) Yıllık Değerlendirmesi 2021, DIFC Resmi Websitesi.

5. 2020 İş Yapma Kolaylığı Raporu: 190 Ekonomi Arasında İş Düzenlemelerini Karşılaştırma, Dünya Bankası Grubu, 2020.

6. İstanbul Finans Merkezi - Master Planı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, 2019.

7. Türkiye'de Finansal Hizmetler Sektörü, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, 2020.

8. Türkiye'de Varlık Yönetimi Sektörünün Geleceği: Büyüme Potansiyelini Açığa Çıkarmak, Deloitte, 2020.

9. "Dubai International Financial Centre (DIFC)" resmi web sitesi: https://www.difc.ae/

10. https://en.wikipedia.org/wiki/Dubai_International_Financial_Centre

11. "Dubai World Debt Platform (DWDP) launches to facilitate distressed debt trading in the Middle East and North Africa" DIFC resmi duyurusu: https://www.difc.ae/newsroom/news/dubai-world-debt-platform-dwdp-launches-to-facilitate-distressed-debt-trading-in-the-middle-east-and-north-africa/

12. "Dubai Financial Services Authority (DFSA)" resmi web sitesi: https://www.dfsa.ae/

13. İstanbul Finans Merkezi resmi web sitesi: https://www.istanbulfinansmerkezi.com/

14. "İstanbul Finans Merkezi Strateji Belgesi" Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı: http://www.hmb.gov.tr/files/IFM/IFM_Strateji_Belgesi.pdf

15. "Deloitte Türkiye Varlık Yönetimi Raporu" Deloitte Türkiye: https://www2.deloitte.com/tr/tr/pages/financial-services/articles/deloitte-turkiye-varlik-yonetimi-raporu.html

16. Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı resmi web sitesi: https://www.hmb.gov.tr/


Tagged withÖzbilen Aykut Attorney PartnershipZekeriya Başar ÖzbilenYiğit Alemdaroğlu, Tax

This website is available “as is.” Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent