Sermaye Şirketlerinde Kısmi Bölünme

13.11.2024

Contents

Özet

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, sermaye şirketlerinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin düzenlemeler içermekte olup, bu kapsamda bölünme yöntemi önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmada, sermaye şirketlerinde kısmi bölünme kavramı, Türk Ticaret Kanunu düzenlemeleri çerçevesinde incelenmektedir. Kısmi bölünme işlemi, bir sermaye şirketinin malvarlığının bir veya birden fazla bölümünün başka şirketlere devredilmesi ile gerçekleşir. Çalışmada genel anlamda bölünme işlemi ve özellikle kısmi bölünmenin türleri, işlemin hukuki sonuçları ve kısmi bölünme kavramı kapsamında karşımıza çıkan önemli bir ilke olarak kısmi külli halefiyet ilkesi ele alınmıştır.


I. Giriş

Bölünme, sermaye şirketlerinin malvarlıklarının tamamının veya bir kısmının, farklı bir şirket bünyesinde veya yeni bir şirket kurularak, bölünen şirketin ortaklarının malvarlıklarınca temsil edildiği yeni bir yapılanma olarak kabul edilir.[1] 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”)[2] kapsamında bölünmeye ilişkin düzenlemeler madde 159 ile 179 arasında hüküm altına alınmıştır. TTK kapsamında farklı açılardan tasnif etmek mümkün olsa da bölünme bu çalışmada öncelikli olarak “tam bölünme” ve “kısmi bölünme” başlıkları altında incelenecektir. Buna göre tam bölünmede şirkete ait malvarlığının tamamı bölünme işlemine katılacak şirketlere devredilirken kısmi bölünmede yalnızca malvarlığının bölünme işlemine konu edilecek bir veya birden fazla bölümü diğer şirketlere devredilmektedir.

II. Bölünme

TTK bölünmeyi üç açıdan tasnif etmektedir: tam-kısmi bölünme, oranların korunduğu-oranların korunmadığı bölünme (simetrik-asimetrik bölünme olarak da adlandırılmaktadır) ve devralma yoluyla-yeni kuruluş yoluyla bölünme. Tam bölünme ve kısmi bölünme ayrımı, bölünen şirketin sona erip ermemesine göre değişiklik arz etmektedir. Tam bölünmede, şirketin tüm malvarlığı bölümlere ayrılır ve diğer şirketlere devrolunur. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap ederler. Tam bölünüp devrolunan şirket sona erer ve unvanı ticaret sicilinden silinir. Kısmi bölünmede ise, bir şirketin malvarlığının bir veya birden fazla bölümü diğer şirketlere devrolunur. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap ederler veya bölünen şirket, devredilen malvarlığı bölümlerinin karşılığında devralan şirketlerdeki payları ve hakları elde ederek yavru şirketini oluşturur[3].

III. Kısmi Bölünme

Yukarıda belirtildiği üzere kısmi bölünmede bölünen şirketin malvarlığının tamamı değil, bir veya birden fazla bölümü başka şirketlere devredilmekte ve bölünen şirket sona ermeyip varlığını sürdürmektedir. Kısmi bölünmeyi  “devralma şeklinde kısmi bölünme” ve “yeni kuruluş şeklinde kısmi bölünme” tasnifi kapsamında incelemek mümkündür.

A. Devralma Şeklinde Kısmi Bölünme

Devralma şeklinde kısmi bölünmede, devreden (bölünen) şirketin malvarlığının bir kısmı, halihazırda mevcut bir veya birden fazla şirkete devredilmektedir ve devredilen malvarlığı devralan şirketin malvarlığı ile birleşmektedir. Bu tür kısmi bölünmelere doktrinde devir suretiyle bölünme veya emme suretiyle bölünme[4] de denilmektedir.

B. Yeni Kuruluş Şeklinde Kısmi Bölünme

Kısmi bölünme işleminde her zaman bölünen şirketin malvarlığını devralacak mevcut bir şirket olmayabilir. Bölünen şirketin malvarlığının kısmi bölünme işlemi sırasında mevcut olmayan ve bölünme neticesinde yeni kurulacak bir veya birden fazla şirkete devredilmesi yeni kuruluş şeklinde kısmi bölünme işlemi olarak tanımlanmaktadır. Yeni kuruluş şeklinde kısmi bölünmede kurulacak şirketin sermayesini bölünen şirketin devredeceği malvarlığı oluşturacağından, devredilen malvarlığının yeni kurulan şirket türüne göre asgari sermayeyi karşılayacak tutarda olması gerekmektedir. TTK m. 164, yeni kuruluş yoluyla bölünmede uygulanacak hükümler açısından TTK’nın kuruluş hükümlerine atıf yapmıştır. Bununla birlikte yeni kuruluş yoluyla bölünmede kurucuların asgari sayısına ve ayni sermaye konulmasına ilişkin hükümler uygulanmaz. Böylece bölünen şirketin malvarlığı ayni sermaye muamelesi görmeyecek, ayni sermaye yeterliliği, kuruluşta ayni sermaye taahhüdüne ilişkin hükümler uygulanmayacaktır[5].

TTK m.159/1-b doğrultusunda yeni kuruluş şeklinde kısmi bölünmede tek ortaklı yavru şirket kurma olanağı da mevcuttur. Bölünen şirketin ortaklarının, devredilen malvarlığı bölümleri karşılığında devralan şirketlerin pay ve haklarını iktisap etmesi durumunda yavru şirket oluşmuş olacaktır. Doğrudan bölünen şirketin devralan şirketin pay sahibi olması durumunda ise tek ortaklı bir yavru şirket kurulmuş olacaktır.

IV. Bölünme Usulü

A. Hazırlık İşlemleri

1. Sermayenin Azaltılması

Sermayenin azaltılması bilançonun pasif kısmında yer alan esas sözleşmede yazılı ve ticaret siciline tescil edilmiş olan sermayenin itibari değerinin rakamsal olarak indirilmesidir[6]. Kısmi bölünmede bölünen şirket, şirketten ayrılan malvarlığı oranının sebep olacağı sermaye kaybı dolayısıyla yeni duruma uygunluğun sağlanabilmesi için çoğu zaman sermayede azaltma yoluyla bir düzeltme yapar. Neticede şirketin devrettiği malvarlığı değeri kadar şirket aktifindeki malvarlığı değerinde bir azalma meydana gelecektir.

2. Sermaye Artırımı

Devralan şirket sermayesini, devreden (bölünen) şirketin ortaklarının haklarını koruyacak miktarda artırır[7]. Devralan şirket açısından öngörülmüş bu yükümlülük, devreden şirket ortaklarının ve dolaylı olarak devreden şirket alacaklılarının haklarının korunmasına yöneliktir. Devreden şirketin sermaye azaltımı tutarı ile devralan şirketin sermaye artırım tutarının aynı olması gerekmez. Bazı durumlarda sermaye artırımı yoluna gidilmeksizin ya da daha az miktarda sermaye artırılarak bölünme de mümkündür. Bu durumlar; devralan şirketin bölünen şirket pay sahipliği hakkını elinde bulundurması, bölünen şirketin devralan şirketin pay sahipliği hakkına sahip olması, devralan şirketin kendi hisse senetlerini elinde bulundurması şeklinde olabilmektedir[8].

3. Yeni Kuruluş

Daha önce de belirttiğimiz üzere bölünme çerçevesinde yeni bir şirket kurulması halinde TTK’nın kuruluşa ilişkin hükümleri uygulanacak ancak kurucuların asgari sayısına ve ayni sermaye konulmasına ilişkin hükümler uygulama alanı bulamayacaktır. Yeni kuruluş şeklinde bölünmede bölünen şirketin malvarlığı henüz tüzel kişiliği mevcut olmayan bir şirkete devredilemeyeceğinden, bölünme işlemi ve yeni şirketin kuruluş işlemi tescilinin eş zamanlı olarak yapılması gerekecektir.

4. Ara Bilanço

TTK madde 165 uyarınca bazı durumlarda bölünme işlemi esnasında ara bilanço çıkarılması zorunlu kılınmıştır. Buna göre bilanço günüyle, bölünme sözleşmesinin imzası veya bölünme planının düzenlenmesi tarihi arasında, altı aydan fazla bir zaman bulunduğu veya son bilançonun çıkarılmasından itibaren, bölünmeye katılan şirketlerin malvarlıklarında önemli değişiklikler meydana gelmiş olduğu takdirde, bir ara bilanço çıkarılır[9]. Maddenin devamında ara bilançoya yıllık bilançoya ilişkin hüküm ve standartların uygulanacağı belirtilerek yıllık bilançonun hazırlanmasına ilişkin iki kural istisna tutulmuştur. Bunlar, (i) fiziki envanter çıkarılması ve, (ii) son bilançoda kabul edilen değerlemelerin sadece ticari defterdeki hareketler ölçüsünde değiştirileceğidir. Amortismanlar, değer düzeltmeleri ve karşılıklar ile ticari defterlerden anlaşılmayan işletme için önemli değer değişikliklerinin de dikkate alınacağı belirtilmiştir.

B. Bölünme Sözleşmesi ve Bölünme Planı

Bölünmeye katılan taraflar, bir bölünme sözleşmesi veya bölünme planı düzenlerler. Bu belgeler bölünme işlemine temel oluşturur. Eğer yapılacak bölünme işlemi yeni kuruluş şeklinde bir kısmi bölünme ise, bölünen şirketin karşı tarafında bir irade bulunamayacağından bölünme sözleşmesi değil, bölünme planı hazırlanır[10]. Hem bölünme sözleşmesinin hem de bölünme planının yazılı şekilde yapılması ve bunların bölünmeye katılan şirketlerin genel kurulları tarafından onaylanması şarttır[11]. Bölünme sözleşmesi ve bölünme planının hazırlanması yönetim organının devredilemez yetkileri arasındadır. Genel kurul yalnızca kendisine sunulan planı kabul veya reddedebilir.

Bölünme sözleşmesi ve bölünme planının neler içermesi gerektiği de TTK’da hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bölünme sözleşmesi ve bölünme planı özellikle;

a) Bölünmeye katılan şirketlerin ticaret unvanlarını, merkezlerini ve türlerini,

b) Aktif ve pasif malvarlığı konularının devir amacıyla bölümlere ayrılmasını ve tahsisini; açık tanımlamayla, bu bölümlere ilişkin envanteri; taşınmazları, kıymetli evrakı ve maddi olmayan malvarlığını teker teker gösteren listeyi,

c) Payların değişim oranını ve gereğinde ödenecek denkleştirme tutarını ve devreden şirketin ortaklarının, devralan şirketteki ortaklık haklarına ilişkin açıklamaları,

d) Devralan şirketin; intifa senedi, oydan yoksun pay ve özel hak sahiplerine tahsis ettiği hakları, 

e) Şirket paylarının değişim tarzlarını,

f) Şirket paylarının bilanço kârına hangi tarihten itibaren hak kazanacaklarını ve bu istem hakkının özelliklerini,

g) Devreden şirketin işlemlerinin hangi tarihten itibaren devralan şirketin hesabına yapılmış kabul edildiğini,

h) Yönetim organlarının üyelerine, müdürlere, yönetim hakkına sahip kişilere ve denetçilere tanınan özel menfaatleri,

i) Bölünme sonucu devralan şirketlere geçen iş ilişkilerinin listesini, içerir[12].

C. Bölünme Raporu

TTK m. 169’da bölünmeye katılan şirketlerin yönetim organlarının bölünme hakkında rapor hazırlama yükümlülüğüne yer verilmiştir. Bu rapor bölünmenin amaç ve sonuçları ile bölünmeye katılan şirketler üzerindeki etkilerini hukuki ve ekonomik yönleri ile açıklar ve gerekçelerini gösterir[13]. Bölünmeye katılan şirketlerin yönetim organları ayrı raporlar hazırlayabileceği gibi ortak bir rapor hazırlanması da mümkündür. Bölünme ile yeni bir şirket kurulması durumunda bölünme planına yeni şirketin sözleşmesi de eklenir.

D. Bölünme Kararı

Şirketlerin bölünmesine ilişkin kararlar şirketlerin genel kurullarınca alınır. TTK m. 173’e göre alacaklıların alacaklarının güvence altına alınmasından sonra[14] bölünmeye katılan şirketlerin yönetim organları, bölünme sözleşmesini ve/veya planını genel kurula sunar. Bölünme sözleşmesi, genel kurulun kanunen öngörülen nisaplara uygun şekilde onay kararı alması halinde geçerli olur. TTK’da bu karar açısından özel bir düzenleme yapılarak ağırlaştırılmış nisap öngörülmüştür[15].

E. Bölünmenin Tescil ve İlanı

Bölünme kararının hukuken geçerlilik kazanması tescille mümkün olur. Bölünme kararının alınmasını müteakip, bu kararın yönetim organı tarafından ticaret siciline tescili[16] gerekmektedir[17]. Tescille birlikte envanterde yer alan tüm aktif ve pasifler devralan şirketlere geçmektedir. Yukarıda yer verildiği üzere devreden şirketin sermayesinde bir azaltmaya gitmesi gerekmekteyse, buna ilişkin esas sözleşme değişikliği de tescil edilir. Bölünme kararı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmektedir.

V. Bölünmenin Hukuki Sonuçları

Tam bölünmede bölünmeyle birlikte bölünen şirket malvarlığını iki veya daha fazla şirkete devrederek bölünmenin tesciliyle birlikte tasfiyesiz infisah eder[18] ve ticaret sicilinden re’sen silinir. Kısmi bölünmede ise bölünen şirket halen malvarlığının bir kısmını muhafaza etmektedir. Yeni kuruluş yoluyla bölünmede ise bölünmenin tesciliyle birlikte yeni bir şirket kurulur.

A. Bölünen Şirket Malvarlığının Kısmi Kulli Halefiyet Yoluyla Devri

Bölünmede bölünmenin tescili ile birlikte bölünen şirketin devrettiği malvarlığı, mevcut veya yeni kurulan şirkete intikal etmektedir. Bölünmenin tescili ile birlikte, envanterde yer alan aktif ve pasif malvarlığı konuları kanun gereği (ipso iure), ayrıca bir işleme gerek kalmadan devralan şirketlere geçmekte, karşılığında bölünen şirketin ortaklarına devralan şirketin/şirketlerin payları tahsis edilmektedir[19]. Envanterdeki malvarlığının tescil ile birlikte ayrıca bir işleme gerek kalmadan devralan şirkete geçmesi, her bir aktif ve pasifin devri noktasında ayrı ayrı kanunen aranan şekillere uyulmasının (örneğin, taşınır malların devrinde teslim, taşınmazların devrinde resmi şekil şartının aranması) aranmayacağı anlamına gelmektedir[20].  Bu devrin niteliği kısmi külli halefiyet olarak nitelendirilmiştir. “Kısmi” külli halefiyetten bahsedilmesinin nedeni ise, diğer külli halefiyet durumlarından farklı şekilde, şirketin malvarlığının yalnızca devredilen kısmının tüm hak ve borçlarıyla birlikte devralan şirkete geçmesidir[21].

Her ne kadar TTK’nın gerekçesinde bölünme kavramı “Bölünme, sermaye şirketlerinin ve kooperatiflerin malvarlıklarını tamamen veya kısmen kendilerinden ayırarak tasfiyesiz olarak ve kısmi külli halefiyet yoluyla başka sermaye şirketlerine veya kooperatiflere devretmeleri ve bunun karşılığında bölünen şirketin ortaklıklarının devralan şirketlerde ortak konumunu ipso iure etmeleridir.” şeklinde tanımlanarak kısmi külli halefiyet ilkesine işaret edilmiş olsa da böyle bir kavramın gerekliliği noktasında doktrinde farklı görüşler bulunmaktadır. Mehmet Helvacı, malvarlığının devri bakımından kısmi külli halefiyetin, külli halefiyete göre başka bir hukuki sonuca işaret etmediğinden TTK m. 159’da yer alan vurgunun gereksiz olduğunu ve kısmi külli halefiyet kavramına hukukumuzda ihtiyaç duyulmadığı görüşünü savunmaktadır. Helvacı’ya göre burada kısmi intikal söz konusu olmayıp malvarlığı önce kısımlara ayrılmakta, daha sonra her bir kısım külli halefiyetle intikal etmektedir[22]. Farklı bir görüşe göre ise kısmi külli halefiyet ilkesi, külli halefiyet ilkesinin istisnasıdır, çünkü hukuki varlığını sürdüren bir ortaklığın malvarlığının bir bölümü külli halefiyet yoluyla başka bir ortaklığa intikal etmektedir[23]. Bu görüşe göre kısmi bölünen şirket hukuken sona ermediğinden genel bir külli halefiyet söz konusu değildir.

Her ne kadar çalışmamızda bölünme kurumu TTK açısından irdelenmekte olsa da kısmi bölünme kapsamında kısmi külli halefiyet ilkesini irdelerken yavru şirket kurma yoluyla kısmi bölünme türünün ve buna bağlı olarak 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu (“KVK”)[24] kapsamındaki düzenlemenin üzerinde durmak yerinde olacaktır. Yukarıda açıklandığı üzere kısmi bölünmede bölünen şirket yavru şirketini oluşturabilir. Yavru şirket kurma yoluyla kısmi bölünmede bölünen malvarlığı başka bir şirkete ayni sermaye olarak konulmakta, söz konusu devrin karşılığında devralan şirketin payları bölünen şirkete tahsis edilmektedir. KVK’nın 19. maddesinde yavru şirket kurma yoluyla kısmi bölünme, bir esas bölünme türü olarak düzenlenmiştir. Maddede ilgili kısım şu şekilde kaleme alınmıştır: “Tam mükellef bir sermaye şirketinin veya sermaye şirketi niteliğindeki bir yabancı kurumun Türkiye’deki iş yeri veya daimî temsilcisinin bilânçosunda yer alan ve en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçını kayıtlı değerleri üzerinden aynî sermaye olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine devretmesi, bu Kanunun uygulanmasında kısmî bölünme hükmündedir.”. Bu durumda devralan şirket tarafından tahsis edilen paylar, bölünen şirketin ortakları tarafından değil de bizzat bölünen şirket tarafından iktisap edildiğinden, bölünen şirketin malvarlığında bir azalma meydana gelmemektedir. Yalnızca bölünen şirketin malvarlığı durumunda değişim olmaktadır ve bölünme karşılığı iktisap edilen paylar şirket malvarlığının bir parçası haline gelmektedir. Böyle bir durumda külli halefiyet yoluyla kısmi bölünme ilkesinin uygulanmayacağı savunulmaktadır. TTK m. 159 gerekçesinde bu husus “Bu türde, bölünen şirket bölünen malvarlığı parçasını başka şirkete aynî sermaye olarak koyar; yani geçiş, küllî halefiyet yolu ile gerçekleşmez.” şeklinde ifade edilerek geçişin ayni sermaye konulması suretiyle gerçekleşeceği belirtilmiştir. Sonuç olarak TTK’da kısmi bölünmenin (yavru şirket kurma yoluyla bölünme hariç), ayni sermaye konulması ön kabulüne değil, kısmi külli halefiyete dayalı bir yeniden yapılandırma modeli olarak ele alınıp düzenlendiği, KVK’da ise bölünmenin, ayni sermaye temelinde gerçekleştiği söylenebilecektir[25].

B. Şirket Paylarının ve Haklarının Korunması

Bu hususta düzenleme yapan TTK’nın 161. maddesi, TTK m.140’a atıf yapmıştır. Buna göre devrolunan şirketin ortaklarının, mevcut ortaklık paylarını ve haklarını karşılayacak değerde, devralan şirketin payları ve hakları üzerinde istemde bulunma hakları vardır. Bu istem hakkı, bölünmeye katılan şirketlerin malvarlıklarının değeri, oy haklarının dağılımı ve önem taşıyan diğer hususlar dikkate alınarak hesaplanır. Bölünen şirketin ortakları bölünmeye katılan şirketlerde oranlarını koruyarak veya korumayarak pay iktisap edebilirler, bölünen şirketten çıkabilirler, devralan veya yeni kurulan şirketlerin tümüne veya bazılarına katılabilirler veya bölünen şirketteki paylarını artırabilirler[26].

VI. Sonuç

Kısmi bölünme, sermaye şirketlerinin varlıklarını yeniden yapılandırma süreçlerinde sıklıkla başvurulan bir yöntem olarak, şirketlerin maliyet etkinliği ve verimliliklerini artırmak için önemli avantajlar sunmaktadır. Türk Ticaret Kanunu düzenlemeleri çerçevesinde, şirketler kısmi bölünme işlemleri ile varlıklarının bir bölümünü yeni veya mevcut şirketlere devredebilmekte, böylece operasyonel ve stratejik esneklik kazanabilmektedir. Kısmi bölünme süreci, bölünmeye katılan şirketlerin hazırlık işlemleriyle başlamaktadır. Buna göre bölünen şirket, ayrılan malvarlığı oranının neden olacağı sermaye kaybına uygun olacak şekilde çoğu zaman sermaye azaltımına gider. Devralan şirket ise sermayesini, bölünen şirketin ortaklarının haklarını koruyacak miktarda artırır. Yeni kuruluş şeklinde kısmi bölünme söz konusu ise, bölünme işlemi ve yeni şirketin kuruluş işleminin tescili eş zamanlı olarak yapılmaktadır. Bazı durumlarda bölünme esnasında ara bilanço çıkarılması zorunlu tutulmuştur. Bilanço günüyle, bölünme sözleşmesinin imzası veya bölünme planının düzenlenmesi tarihi arasında, altı aydan fazla bir zaman bulunduğu veya son bilançonun çıkarılmasından itibaren, bölünmeye katılan şirketlerin malvarlıklarında önemli değişiklikler meydana gelmiş olduğu takdirde, bir ara bilanço çıkarılır. Sonrasında ise bölünme işleminin temelini oluşturan bölünme sözleşmesi veya bölünme planı düzenlenir. Eğer yeni kuruluş şeklinde kısmi bölünme yapılıyorsa, işlemin iki tarafı bulunamayacağından bölünme sözleşmesinden değil, bölünme planından bahsedilir.  Bölünme sözleşmesi veya planı, işleme katılan şirketlerin yönetim organları tarafından düzenlenir ve genel kurullarına sunulur. Genel kurul kendisine sunulan planı kabul veya reddedebilir. Ayrıca bölünmenin işleme katılan şirketler üzerindeki etkilerini gösteren bir bölünme raporu hazırlanması da zorunludur. Bu süreci takiben şirketlerin genel kurulu, bölünme kararı alır. Bu kararın sicilde tescil edilmesiyle bölünme işlemi hukuken geçerlilik kazanır, bölünen şirketin envanterinde yer alan aktif ve pasifler kanun gereği, ayrıca bir işleme gerek kalmadan devralan şirketlere geçer. Bu devrin niteliği kısmi külli halefiyet olarak nitelendirilmiştir ve doktrinde bu ilkenin geçerliliği ve gerekliliği noktasında farklı görüşler bulunmaktadır. TTK’da düzenlenen kısmi bölünmenin (yavru şirket kurma yoluyla bölünme hariç) kısmi külli halefiyet yoluyla gerçekleştiği; yavru şirket kurma olarak da ifade edilebilecek, malvarlığının başka bir şirkete ayni sermaye olarak konulduğu ve söz konusu devrin karşılığında devralan şirketin paylarının bölünen şirkete tahsis edildiği bölünmede ise külli halefiyete dayalı bir bölünme değil, ayni sermaye konulmasına dayalı bir bölünmenin gerçekleştiği kabul edilebilecektir.


KAYNAKÇA

1. Ender İnelli, “Yeni Türk Ticaret Kanunu’na Göre Şirketlerin Birleşmesi, Bölünmesi ve Tür Değiştirmesi”, Vergi Dünyası, 2012.

2. Ferna İpekel Kayalı, “Türk Ticaret Kanunu’na Göre Sermaye Ortaklıklarının Bölünmesi”, 2020.

3. Hülya Coştan, Anonim Ortaklıklarda Bölünme, 2004.

4. Mehmet Akuğur, “Türk Hukukunda Anonim Ortaklıkların Bölünmesi”, 2005.

5. Mehmet Helvacı, Anonim Ortaklıkların Bölünmesi (Yeniden Yapılandırma Modeli Olarak Bölünme), 2004.

6. Merve Barış, “Sermaye Şirketlerinde Kısmi Bölünme”, 2019

(https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezDetay.jsp?id=p-0O3FxpW6BGMAyO-YxS3w&no=Wfsy3ytnUtTI_O8Ej0PF-w).

7. Ramazan Durgut, 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’na Göre Şirketlerin Bölünmesi ve Bölünmeye Hâkim İlkeler, 2012

8. Taha Ahmet Çay, Kısmi Bölünme, 2022, (https://acikerisim.medipol.edu.tr/xmlui/handle/20.500.12511/11745).

9. Ünal Tekinalp, “Sermaye Ortaklarının Yeni Hukuku”, 2013.

10. 27.01.2013 tarih ve 28541 sayılı RG’de yayımlanan Ticaret Sicil Yönetmeliği.


[1] Ender İnelli, “Yeni Türk Ticaret Kanunu’na Göre Şirketlerin Birleşmesi, Bölünmesi ve Tür Değiştirmesi”, Vergi Dünyası, 2012, s.119.

[2] 14.02.2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmî Gazete (“RG”).

[3] Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 159

[4] Mehmet Akuğur, “Türk Hukukunda Anonim Ortaklıkların Bölünmesi”, 2005, s. 17.

[5] Ferna İpekel Kayalı, “Türk Ticaret Kanunu’na Göre Sermaye Ortaklıklarının Bölünmesi”, 2020, s. 89.

[6] Ünal Tekinalp, “Sermaye Ortaklarının Yeni Hukuku”, 2013, s. 117.

[7] TTK m. 163/1

[8] Hülya Coştan, Anonim Ortaklıklarda Bölünme, 2004, sf. 120.

[9] TTK m. 165

[10] Taha Ahmet Çay, Kısmi Bölünme, 2022, s. 57.

[11] TTK m. 166/(3)

[12] TTK m. 167

[13] bkz. TTK m. 169/(2)

[14] bkz. TTK m. 174 ve 175. (Maddede öngörülen teminatın sağlanmasından önce bölünme kararı alınması halinde, bölünme kararı geçersiz sayılmaktadır.)

[15] TTK m. 151

[16] Kısmi bölünme işleminin tescilini talep etmek için, sicile verilmesi gereken belgeler Ticaret Sicil Yönetmeliği m. 128/(2)’de düzenlenmiştir.

[17] TTK m. 179/(1)

[18] TTK m. 179/(3)

[19] Ferna İpekel-Kayalı, age s. 188.

[20] Külli halefiyet yoluyla bir taşınmazın devri için sicilde tescile gerek olmamakla birlikte, söz konusu sicil kayıtlarının tapu kütüğünde devralan şirket adına düzeltilmesi gereklidir.

[21] Birleşmede devrolunan şirketin envanterinde yer alan tüm aktif ve pasifleri devralan şirkete intikal ettiğinden külli halefiyetten söz edilmektedir.

[22] Mehmet Helvacı, Anonim Ortaklıkların Bölünmesi (Yeniden Yapılandırma Modeli Olarak Bölünme), 2004, s. 108

[23] Hülya Çoştan, age, s. 114.

[24] 21.06.2006 tarihli ve 26205 sayılı RG.

[26] Ferna İpekel-Kayalı, age s. 199.

This website is available “as is. Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.

The content and materials published on this website are provided for informational purposes only and should not be used as a legal opinion in any way. This website and the information contained are not intended to establish an attorney-client relationship.
th
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent