Arabuluculuk ve Fesih Süreçleri

07.09.2023

Arabuluculuk, alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak uzun yıllardır, özellikle Amerika ve Avrupa’da olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde uygulanmaktadır. Geçmişten gelen birikim, hukuk düzeni ve sözleşme serbestisinin geçerliliği, sistemin emsal ülkelerde uygulanmasında başarı ve tercih edilme faktörünü artırmışsa da Türkiye’deki süreç oldukça sancılı olmuştur. İlk olarak 22.06.2012 tarihinde Hukuk Uyuşmazlıklarından Arabuluculuk Kanunu ile resmi olarak uygulaması başlamış ancak sistemin yaygınlaşması ve klasik dava yoluyla uyuşmazlıkları çözüm sistemine alternatif olması hemen gerçekleşmemiştir. Ülke genelinde uygulanmasının yaygınlaşmaya başlamasının, Kanun’un yürürlüğe girmesinden 5 yıl sonra 25.10.2017 tarihinde İş Mahkemeleri Kanunu’nda yapılan değişiklik ile işçi-işveren arasındaki uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvuru zorunluluğu getirilmesi ile olduğunu söylemek mümkündür. İş Mahkemeleri Kanunu’nda yapılan değişiklikten yine neredeyse 5 yıl sonra ise sistemin yavaş yavaş oturduğunu ve hem işçi hem işverenler nezdinde ihtiyari arabuluculuk başvurularının ve anlaşmalarının sayılarının artmakta olduğunu görmekteyiz.

Nitekim arabuluculuk mevzuatının yapılış aşamalarında ve devamında Arabuluculuk Daire Başkanlığının bildirdiği görüşlerde “zorunlu” arabuluculuk başvurusunun amacının, sadece arabuluculuk kurumuna konunun muhataplarını alıştırmak ve esas olan “ihtiyari” görüşme ve anlaşmaların sayılarını arttırmak olduğu dile getirilmiştir.

Gerçekten de özellikle işçi ve işveren uyuşmazlıklarında ihtiyari arabuluculuk sürecinin yaygınlaştığını görmekteyiz. Arabuluculuk uygulamasının yaygınlaşmasından önce tarafların birbirlerini ibra ederek dava yolunu kapatabilmesi için, iş hukuku mevzuatında yer almayan fakat uygulama ve yargı kararları ile çerçevesi çizilmeye çalışılan, ikale (bozma) sözleşmeleri yapılmakta ise de taraflara tam bir hukuki koruma sağlamaması nedeniyle yine ikale sözleşmesinin taraflarının birbirlerine dava açtığını görmekteydik. Arabuluculuk sürecinde ise; arabulucu tarafından usulüne uygun bir şekilde tarafların katılımı ile yapılan görüşmeler sonucunda imzalanan anlaşma belgeleri “ilam niteliğinde belge” olduğundan belgenin tarafları, anlaştıkları hususlar üzerinde bir daha dava açamamaktadırlar. Özellikle işçinin iş akdinin herhangi bir nedenle sona ermesi durumunda, işçinin talep edebileceği alacakları ve alacağına nasıl ve ne zaman kavuşabileceği konusundaki endişeleri ile işverenin sonucu belirsiz bir yargılama sürecinde ne kadar ödemek zorunda kalacağını tespit edememesi endişesini gidermek açısından oldukça faydalı bir sonuç olduğunu söyleyebiliriz. Sürecin dava yolundan çok daha hızlı olması, iki tarafı da tatmin edici bir noktada uzlaşabiliyor olması, süreç üzerinde tarafların daha fazla kontrole sahip olması, tüm çalışma dönemi açısından tarafların birbirini ibra (Yargıtay 9. H.D. 2022/436 E. 2022/1380 K. 07.02.2022) edebiliyor olmasını, sürecin pozitif sonuçları olarak saymamız mümkündür.

Tabii bu durumun kendi içerisinde de birtakım riskleri ve hukuksuzlukları getirdiğine şahit olmaktayız.  Özellikle sürecin başarısının tarafların istekliliğine bağlı olması, taraflar arasındaki güç dengesinin her zaman sağlanamaması, hukuki bilgi eksikliği gibi konuların kötü niyetli işverenlerce suistimal edilerek süreci sekteye uğrattığı sıklıkla görülmektedir. Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri son dönemlerde önlerine gelen arabuluculuk anlaşma belgesinin iptali konulu davalarda, arabuluculuk görüşmelerinin usulsüz yapıldığı, edimler arasında ciddi uçurumlar olması nedeniyle gabinin oluştuğunu, tehdit, hile gibi irade bozukluğuna sebebiyet verecek nedenlerin olduğu gerekçeleri ile arabuluculuk tutanaklarının geçersiz oldukları gerekçesiyle iptaline karar verebilmektedir. Bu nedenle sürecin arabulucular ve taraflar yönünden titizlikle yürütülmesi oldukça önemlidir.


Bu makalenin orijinal haline bu bağlantı üzerinden erişebilirsiniz.

This website is available “as is. Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.

The content and materials published on this website are provided for informational purposes only and should not be used as a legal opinion in any way. This website and the information contained are not intended to establish an attorney-client relationship.
th
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent