Evinizdeki Sessiz Yabancı: Robot Süpürge
Bir markaya ait robot süpürgeler, Amerika’da birçok farklı şehirde bulunmalarına rağmen kimliği henüz bilinmeyen kişilerce “hacklendi”. Süpürgelerin sahipleri, süpürgelerin fiziken kontrol edildiğini, hakaretler ve ırkçı küfürler ettiğini ve hatta evcil hayvanlarını kovaladığını iddia ediyor. Konuyla ilgili bazı videolar da internette oldukça ses getirdi.
İlgililerden biri robot süpürgeden bazı cızırtı sesleri duyulduğunu, ardından robot süpürge uygulaması üzerinden birinin canlı kameraya bağlandığını iddia ediyor. Kişi, uygulamanın şifresini sıfırlayıp süpürgeyi yeniden başlatmasına rağmen, süpürgenin hakaretler etmeye başladığını ve çözümü sadece cihazı tamamen kapatarak bulabildiğini söylüyor.
Bu veri ihlalinden etkilenen kişiler, her şeye rağmen siber saldırganların varlığından haberdar olmaktan memnun. Çünkü, kamera ve ses kayıt özelliği de bulunan ve evdeki odaların/eşyaların yerlerini de belleğinde tutabilen bu küçük robotların daha büyük özel hayat ihlallerine de sebebiyet verebileceği aşikâr.
Robot süpürgenin ait olduğu şirket ise siber saldırı gerçekleştirildiğini kabul etmekle birlikte, sistemlerinde “güvenlik açığı nedeniyle ele geçirildiğine dair kanıt bulunamadığını” iddia ediyor.
Şirket, olaya ilişkin veri güvenliği ihlalinin bir kişinin aynı kullanıcı adı ve şifreyi birden fazla web sitesinde tekrar kullanması ve bu kombinasyonun ayrı bir siber saldırıda çalınması yoluyla gerçekleştiğine yönelik bir açıklama yaptı. Şirket ayrıca, uygulamadaki önemli güvenlik açıkları konusunda ilgilileri zamanında bilgilendirdiğini iddia etmesine rağmen, kişiler böyle bir sorun hakkında bilgilendirilmediklerini iddia ediyor.
Şirketin Toplamda Kaç Cihazının Hacklendiği Bilinmiyor
Uzmanlar, bu siber saldırının sistemde bilinen güvenlik açıkları nedeniyle yaşandığı kanaatinde.
Bu güvenlik açıklarından en kritiği ise robot süpürgeye 100 metre uzaklıktan tam erişim sağlayabilen bluetooth konektöründeki bir açık. Şirketin geçmişte de başka güvenlik açıkları yaşadığı biliniyor.
Hukuki Bir Bakış
Teknolojinin hayatımızın her alanına git gide daha çok dahil olması sebebiyle verilerinin ele geçirilme endişesi taşıyan kişi sayısı da hızla artıyor. Bu durum, veri güvenliğini her zamankinden daha kritik bir hale getiriyor. Özellikle nesnelerin interneti (IoT) cihazlarından robotlara, otomasyon makinelerine kadar birçok alanda veri güvenliğinin sağlanması teknolojik ilerlemedeki tehditlere karşı alınacak en önemli tedbirlerden biri haline geldi.
Günlük hayatta en çok karşımıza çıkan teknolojilerden biri olan IoT, algılayıcı/sensörü bulunan her bir nesnenin internet vasıtasıyla birbirleriyle ve insanlarla iletişim kurmasını sağlıyor. Robot süpürgeler de bunun en iyi örneklerinden biri. Bu IoT teknolojisi ise kısaca şu şekilde işliyor:
- Veri Toplama: Nesneler, çevrelerinden veri toplayan sensörlerle donatılır.
- Veri Paylaşımı: Toplanan veriler, bulut sistemlerine aktarılır. Burada, verilerin güvenli bir şekilde depolanması ve paylaşılması sağlanır.
- Veri Analizi: Bulutta yer alan özel yazılımlar, bu verileri analiz ederek anlamlı bilgiler ortaya çıkarır.
- Kullanıcıya İletim: Son olarak, analiz edilen veriler bir uygulama veya web sitesi aracılığıyla kullanıcılara sunulur ve “çıktı” gerçekleştirilmiş olur.
Bu akış sayesinde bir robot süpürge nesneleri algılayabilir, video veya ses kaydı alabilir, kişinin özel yaşamına ilişkin verileri de içeren bazı veriler elde edebilir veya kendi başına ya da diğer nesnelerle birlikte verileri işleyebilir, bunları analiz edebilir. Dolayısıyla bu cihazların, kötü niyetli kişiler tarafından hedef olarak belirlenmeye çok uygun olduğu tartışmasız.
Konuya ilişkin farklı hukuk düzenlerinde çeşitli düzenlemeler bulunuyor. Tabii ki, temelde özel hayatın gizliliğinin ihlali, bilişim cihazlarına yetkisiz erişim ve verilerin yetkisiz şekilde işlenmesi gibi birçok suç doğabileceği tartışmasız. Bunun yanında genel anlamda Avrupa Birliği Siber Güvenlik Yasası (EU Cybersecurity Act), NIS2 Siber Güvenlik Direktifi ve AB Siber Dayanıklılık Yasası oldukça kritik. Yine Amerika Birleşik Devletleri’nde 2020 IoT Siber Güvenliği İyileştirme Yasası, bu dijital cihazların güvenlik standartları ve endüstri için son derece önemli. Ülkemizde ise henüz özel bir mevzuat olmasa da Türk Ceza Kanunu ve Kişisel Verilerin Korunma Kanunu’nda genel koruyucu hükümlerin mevcut olduğunu söylemek mümkün.
En önemli konunun veri ihlali yaşanmadan önce, cihazın belirli standartları taşıyacağı ve güvenlik tedbirlerine uygun çalışacağının sağlandığı bir düzen olduğu ise aşikâr.
IoT teknolojisinin hayatımızın her alanına sızmaya devam etmesiyle, bu konuda özel düzenlemelerin gerekliliği de gün geçtikçe artıyor. Tüm dünyada ve ülkemizdeki gelişmeleri heyecanla takip ediyoruz.