Türkiye ve Avrupa Birliği’nin Yeşil Dönüşümü: Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Türkiye Yeşil Mutabakat Eylem Planı

02.12.2024

Contents

Giriş

Avrupa Birliği, iklim değişikliğinin ve çevresel tahribatın önüne geçmek ve 2050 yılına kadar ilk iklim nötr kıta olmak adına Avrupa Yeşil Mutabakatını hazırlayarak kabul etmiştir. Büyük önem arz eden bu öneri paketinde, net sera gazı emisyonunun 2030 yılında %55 oranında azaltılması ve 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşılmasına ilişkin hedefler öne çıkmaktadır. Avrupa Birliği ve Avrupa Komisyonu, Yeşil Mutabakatta ifade edilen kilit hedeflerin ve önerilerin “AB’yi modern, kaynaklarını verimli şekilde değerlendiren, rekabetçi bir ekonomiye dönüştürecek” olmasının altını çizmektedir. İlaveten, Avrupa Birliği ve Avrupa Komisyonu tarafından, söz konusu önerilerin hayata geçmesiyle ekonomik büyümenin kısıtlanmayacağı, aksine “kaynak kullanımının ayrıştırılacağı” belirtilmektedir. Son olarak, bu uygulamalar kişi ve yer sınırlamalı olmayıp herkes ve her yer bakımından uygulama alanı bulacağından atılacak adımların ilgili pazarlarda rekabetin bozulmasına yol açmayacağı öngörülmektedir. İkincil mekanizma ve düzenlemelerin hayata geçirilmesiyle birlikte Avrupa Yeşil Mutabakat mevzuatının kapsamı da gün geçtikçe genişlemektedir. Avrupa Birliğinin bu yeşil dönüşüm projesine paralel olarak Türkiye’de bu gelişmeleri destekleyecek ve yeşil bir geleceğe yolculuğu süratlendirecek bir eylem planını kabul etmiştir. Türkiye Yeşil Mutabakat Eylem Planı, esasında, Yeşil Mutabakatın bir uyarlaması olarak ortaya çıkmıştır. Eylem Planı; karbon emisyonlarını sınırlandırarak, yeşil ve döngüsel bir ekonomi inşa ederek, yeşil finans ve güvenli enerji tedariki ile tarımda ve ulaşımda sürdürülebilirliği sağlayarak ve Avrupa Yeşil Mutabakatı konusunda farkındalığı artırarak ilgili pakete tam uyum sağlamayı amaçlamaktadır.

Bu makale, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Yeşil Mutabakat Eylem Planının yol haritasını ve nihai hedeflerine dair kapsamlı bir bakış oluşturacak bir makale serisinin ilki olup bu içerikte ayrıca Avrupa Birliği ve Türkiye’de tesis edilen yasal çerçevelere değinilecektir. Bu makale serisi ile ilgili sektörlerin geleceğine ışık tutulurken daha yeşil bir geleceğin getireceği fırsatlar ve muhtemel zorluklara değinilecek olup söz konusu öneri paketlerinin kapsamı ve etkileri incelenecektir.

1. Avrupa Yeşil Mutabakatı: Hedefler ve Yol Haritası

İklim bilimcilerin sürekli işaret ettiği ve 2015 Paris Antlaşması’nda da belirtildiği üzere, küresel ısınmanın yıkıcı sonuçlarından kaçınmanın tek yolu 1.5°C’lik ısınma eşiğini aşmamak ve küresel ısınmayı sanayi öncesi devirdeki ortalama sıcaklıkların en fazla 1.5°C üzerinde tutmaktır. Bu konudaki uluslararası gündeme paralel olarak, 2019 yılında kabul edilen Avrupa Yeşil Mutabakatı (“AYB”) öncesinde de Avrupa Birliği (“AB”) iddialı hedefler öngörmüş olmakla birlikte, yol haritası ve nihai hedefler bu kadar net bir şekilde tanımlanmamıştı. Bununla birlikte, AYB’nin yürürlüğe konması, 55’e Uyum Paketi ve Döngüsel Ekonomi Eylem Planı gibi ikincil birtakım öneri ve politikaların kabul edilmesiyle nihai hedef, 2050 yılına kadar net sıfır veya dengeli bir emisyon bütçesi ile ilk iklim-nötr kıta olmak şeklinde somutlaştırılmıştır. AB, bu nihai hedefe ulaşmak için bir ara hedef belirleyerek 2030 yılına kadar emisyon seviyesini 1990 seviyesine kıyasla %55 oranında azaltmayı amaçlamaktadır.

Bu hedefler doğrultusunda AB, enerji dönüşümü, döngüsel ekonominin güçlendirilmesi, biyoçeşitliliğin korunması ve kirliliğin sona erdirilmesi konuları etrafında şekillenen 30 yıllık bir eylem planı hazırlamış ve onaylamıştır. 2019 yılı itibariyle AB ve Avrupa Komisyonu, gelecekteki eylemler için büyük ölçekli hedefler ve çerçeve politikalar belirlemiştir. Ara hedeflere ulaşmak adına, böylesine maliyetli bir geçişin finansmanına ilişkin de çeşitli eylem planları yapılmıştır. Yapılan ilk analizlerde, nihai hedefe ulaşmak için yılda 260 milyar Euro tutarında yeni yatırım yapılması gerektiği öngörülmüştür. Ancak bu tahminler COVİD-19 salgını ve Ukrayna’daki savaş sonrasında geçerliliğini koruyamamıştır. Nitekim AB, yavaşlamakta olan Avrupa ekonomisine finansman sağlamak ve özellikle Ukrayna’daki savaştan kaynaklanan arz şokunun neden olduğu enerji krizine karşılık olarak, Avrupa için uygun maliyetli, güvenli ve sürdürülebilir enerji üretmek amacıyla, ek stratejiler ve eylem planları geliştirmiştir. Bu öneriler, aynı zamanda AYB’ye atıfların yanında AYB’nin nihai amacı ve çerçevesine uyum sağlamak için hedefler içermektedir. AB, AYB’nin finansmanını sağlamanın dışında Döngüsel Ekonomi için bir eylem planı ve Sıfır Kirlilik Eylem Planını yürürlüğe koymuş, Çiftlikten Çatala Stratejisi ve 2030 Biyoçeşitlilik Stratejisini kabul etmiş ve AB kaynaklı ormansızlaşma ve orman tahribatını engellemek için yeni bir düzenleme, Ambalaj ve Ambalaj Atıklarına ilişkin AB mevzuatı ile Sürdürülebilir Ürünler için Eko-tasarım Yönetmeliği’nde tadiller önermiştir.

Avrupa İklim Yasası uyarınca AB'nin en önemli taahhütlerinden biri 55’e Uyum Paketi’dir. 2021 yılında bir büyüme ve finansman stratejisi olarak tasarlanan ve uygulanmaya başlanan 55’e Uyum Paketi, temel olarak yenilikçi düşük emisyonlu teknolojiler geliştirerek ve yeşil endüstrilere uygun yeni istihdam sağlayarak yeşil ekonomiyi canlandıracak unsurlar içermekte ve 2030 yılına kadar emisyonları %55 oranında azaltarak ara hedefi tutturmayı amaçlamaktadır. 55’e Uyum Paketi, iklim değişikliğinin geri döndürülemez yıkıcı etkileriyle mücadele kapsamında yeşil hedeflere ulaşmak için üç mekanizma içermektedir. Bu mekanizmalar şöyle sıralanabilir: (i) ESG Quarterly'nin bir sonraki sayısında ayrıntılı olarak ele alınacak olan- AB Emisyon Ticaret Sistemi, (ii) Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve (iii) sürdürülebilir havacılık yakıtlarının üretimini ve kullanımını artırmayı öneren ReFuel EU. Uyum Paketinde ayrıca tarım, ormancılık, yenilenebilir enerji, ulaştırma, denizcilik ve perakende sektörlerine yönelik bir dizi öneri de yer almaktadır.

Tüm bu adımlar birlikte değerlendirildiğinde, 2050’ye giden yolun uzun olduğu ve nihai hedefe ulaşmak için önerilerin uygulanmasını sağlayacak etraflıca planlar ve bağlayıcı gerekliliklere büyük olasılıkla ihtiyaç olacağı söylenebilir. Öte yandan çalışmalar, küresel ısınmanın etkilerinin düşük gelirli haneler ve ülkeler üzerinde daha ağır olduğunu göstermektedir. Bu nedenle AYB ile tamamlayıcı mevzuat ve politikaların söz konusu endişelere karşı koruyucu önlemler ve düzenlemeler içermesi beklenmektedir.

2. Türkiye Yeşil Mutabakat Eylem Planı: Hedefler ve Girişimler

Türkiye’nin gümrük birliği dolayısıyla AB değer zincirine entegre olması ve bu nedenle AB’nin belirlediği hedeflerin Türk ekonomisi üzerinde etkilerinin kaçınılmazlığı nedeniyle Ticaret Bakanlığı, AYB tarafından ortaya konan politika araçlarını takip etmektedir. Türkiye, Paris Anlaşması'nı imzalaması akabinde 2053 yılında net sıfır hedefine uyum sağlama taahhüdünde de bulunmuştur. İlaveten, Türkiye, AYB’ye uyum sağlamak üzere araştırmalar yürütmek üzere bir çalışma grubu kurmuş, yurt içindeki birçok kurumdan katkı alarak bir eylem planı oluşturmuş ve Türkiye Yeşil Mutabakat Eylem Planı'nı (“Türkiye Eylem Planı”) 2021 yılında Resmi Gazete’de yayımlamıştır.

Türkiye Eylem Planı, AB’nin öncelikleri ve önerileri doğrultusunda, (i) Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, (ii) Yeşil Döngüsel Ekonomi, (iii) Yeşil Finans, (iv) Temiz, Ekonomik ve Güvenli Enerji Arzı, (v) Sürdürülebilir Tarım, (vi) Sürdürülebilir ve Akıllı Ulaşım, (vii) İklim Değişikliği ile Mücadele, (viii) Diplomasi, (ix) Eğitim ve Farkındalık başlıkları altında AYB’nin gerekliliklerini yerine getirmek için uygulanması gereken 81 eylemi içermektedir. Çalışma grubu, Türkiye Eylem Planı'nda yer alan hedef ve eylemlere ulaşmak için Ticaret Bakanlığı'na bağlı olarak çalışmalarını sürdürmekte ve AB’deki gelişmeleri yakından takip etmektedir. Ayrıca çalışma grubu bünyesinde çelik, alüminyum, çimento, tekstil, perakende ve inşaat dâhil olmak üzere belirli sektörlerdeki AYB gereksinimleri konusunda uzmanlaşmış alt çalışma grupları oluşturulmuştur. Bunun yanı sıra, Türkiye Eylem Planı’nda doğrudan yer almamasına rağmen, yeşil dönüşüm kapsamında eğitim ihtiyacına ve sosyal etkilere yönelik yeni alt çalışma gruplarının kurulması da çalışma grubunun gündeminde yer almaktadır. Türkiye, kısa bir süre önce yayımlanan kanun tasarısı ve yönetmeliklerle, sınırda karbon düzenleme mekanizması yoluyla Türkiye’den yapılan ihracata yönelik karbon fiyatlandırmasına karşı Türk sanayisini korumak adına bir emisyon ticareti sistemi getirileceğinin de sinyallerini de vermiştir. Dahası, 26 Temmuz 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Yeşil Dönüşüm Destek Programı Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ ile Türkiye daha yeşil bir gelecek için niyetini ortaya koymuş ve döngüsel ekonomiye uyumlu, doğal kaynakları koruyan, iklim ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayan, kaynakları verimli kullanan ve düşük karbonlu üretimi hedefleyen yatırımları çekmek amacıyla yürütülecek olan programın usul ve esaslarını belirlemiştir. Türkiye’nin bu hedef doğrultusunda yeni yasal düzenlemeleri de hayata geçirmesi beklenmektedir.

İklim bilimcilerin ısrarla vurguladığı üzere Türkiye, iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasındadır. Dolayısıyla, gümrük rejimi ve jeopolitik konumu nedeniyle uluslararası ticarette stratejik öneme sahip olan bir oyuncu olan Türkiye’nin, önümüzdeki dönemde ortaya çıkacak çevresel felaketlerden korunmak için etkin bir iklim diplomasisi yürüterek diğer ülkeleri küresel emisyonları azaltmaya zorlayacak adımlar atması büyük önem taşımaktadır. Türkiye'nin böyle bir ilerleme kaydedebilmesi için net-sıfır karbon yolculuğunda kararlı olması gerekmektedir. Bununla birlikte, AB dışındaki ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele konusunda net-sıfır taahhüdünde bulunmuş olmaları, uluslararası ticaretin dinamiklerini temelden değiştirecek yeni karbon rejimlerinin ve diğer yasal düzenlemelerin habercisidir. Bu nedenle, tüm ilgili taraflar Türkiye’nin yeşil dönüşüm projesindeki gelişmeleri yakından takip etmelidir.


* Bu makale Destina Bilimli'nin katkılarıyla hazırlanmıştır.
This website is available “as is. Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.

The content and materials published on this website are provided for informational purposes only and should not be used as a legal opinion in any way. This website and the information contained are not intended to establish an attorney-client relationship.
th
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent