Rehinle Teminat Altına Alınmış ve Kambiyo Senedine Bağlanmış Alacakların Tahsilinde Mükerrer Takip Yapılamayacağı Hakkında Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı Resmi Gazete’de Yayımlandı

31.07.2023

Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine bağlanmış alacağın tahsili amacıyla borçlu aleyhine aynı anda hem rehnin para çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılması hususu doktrinde fikir birliğine varılamayan hususlardan biridir. Doktrindeki fikir ayrılıkları ile birlikte Yargıtay farklı daireleri de bu hususta birbiriyle çelişkili kararlar vermekteydi. Doktrindeki ve Yargıtay daireleri arasındaki bu görüş ayrılığı pratikte ayrık uygulamalara neden olmaktaydı. Yargıtay kararları ve uygulamadaki bu ayrık görüşleri gidermek amacıyla Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından 2021/2 E. 2023/1 K. sayılı 20/01/2023 tarihli karar (YİBK) alınmış 16/07/2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

YİBK’e göre, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 45 uyarınca alacağı rehinle temin edilmiş olan alacaklı, borcun ödenmemesi halinde kural olarak öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorundadır. Kural önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması olmakla birlikte, bu kuralın istisnaları da bulunmaktadır. İcra ve İflas Kanunu m. 45/3 ve m.167/1 uyarınca alacağı bir kambiyo senedine bağlı olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, doğrudan kambiyo senetlerine mahsus haciz veya iflas (borçlu iflasa tabi ise) yoluna başvurabilir. Yani alacaklının alacağı hem rehin ile teminat altına alınmış hem de kambiyo senedine bağlanmış ise, alacaklı sıra gözetilmeksizin rehnin paraya çevrilmesi yolu ile veya kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yollarından birine başvurabilir.

YİBK yayımlanmadan önce, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla aynı alacaktan dolayı aynı borçluya karşı her iki takibe de aynı anda başvurulup başvurulamayacağı konusunda görüş ayrılığı bulunmaktaydı. YİBK kararı ile birlikte tahsilde tekerrür etmemek kaydı da olsa aynı anda her iki yolla takip yapılamayacağına yönelik hüküm tesis edilmiştir. Dolayısıyla bu hükümle birlikte alacaklı bu takip yollarından birini tercih ederek takip başlattığında bu icra takibi devam ederken aynı alacak için “tahsilde tekerrür etmemek” kaydı içerse bile diğer takip yoluna başvuramayacaktır. İcra takibinin türleri farklı olsa bile her iki icra takibindeki para alacağı da aynı hukuki ilişkiden doğmuş olduğundan derdestlik meydana gelmektedir. Alacaklı tercih hakkını kullanarak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapması durumunda bu icra takibi sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmezse kalan alacağını haciz (veya iflas) yolu ile isteyebilecektir.

Yargıtay, işbu YİBK ile Yargıtay daireleri arasındaki uyuşmazlıkları giderir nitelikte isabetli bir karar vermiştir. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun amacı YİBK’te de belirtildiği üzere alacaklının alacağını elde etmesi için borçlu ve üçüncü kişilerin çıkartabileceği zorlukları ortadan kaldırmak olduğu kadar aynı zamanda kötü niyetli takiplere karşı takip borçlusunun kendisini korumasını sağlamaktır. Bu kapsamda cebri icra hukukunda sadece alacaklının değil, borçlunun da menfaatleri dikkate alınmalı ve bu menfaatler hak kaybına mahal vermeyecek şekilde dengelenmeye çalışılmalıdır. Bir borçluya karşı aynı anda hem rehnin para çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılması, hem borçlunun yargı makamları nezdinde fazladan masraf ve gider ödemesine, hakkında açılmış birden fazla icra takibi gözükmesine ve bu durum da çeşitli hak kayıplarına uğramasına sebebiyet verecektir. Bu durum hem Anayasamızda da düzenlenen usul ekonomisine aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenle İcra ve İflas Kanunu’nun amacına uygun şekilde, borçlunun hakları göz önünde bulundurularak rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür kaydı olmamak kaydı ile dahi aynı anda ve sıra gözetilmeksizin hem rehnin para çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağına karar verilmesi yerindedir. Alacaklı tarafından aynı anda her iki yolla takip başlatılmasında ise borçlu şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak aleyhine başlatılan ikinci takibin iptalini isteyebilecektir. Bu husus kamu düzeninden olduğundan, YİBK kararında şikayetin herhangi bir süreye tâbi olmadığı kararlaştırılmıştır.


Tagged with: Gökçe, Aslıhan Kayhan, Başak Taş, Commercial & Corporate, Kambiyo Senedi

This website is available “as is.” Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent