İşçiye Ücret Avansı veya Borç Verilmesi
Contents
- (1) Ücret Avansı
- Ücret avansının geri ödenmesi - Ücretten mahsup
- (2) İşçinin aylık ücretini aşan tutarlarda verilen borçların niteliği
- Borç tutarının işverene geri ödenmesi
- (3) Masraf avansı
İşyeri uygulamalarında, finansal açıdan ihtiyacı olan işçiye, daha sonra geri ödemesi veya hak ve alacaklarından mahsup edilmesi karşılığında işvereni tarafından finansal destek ödemeleri yapıldığına sıkça rastlanmaktadır. Bahse konu ödemelerin niteliği, geri ödenmesi veya işçilik alacaklarından işveren tarafından mahsup edilmesi zaman zaman uyuşmazlıklara konu edilmektedir.
Aşağıda ele alınacağı üzere, Türk İş Hukuku'nda işçiye ücret avansı veya borç verilmesi iki farklı müessese olarak ele alınmaktadır. Ayrıca, ücret avansından başka işçiye masraf avansı verilmesi söz konusu olup kısaca bu hususa da değinilecektir.
(1) Ücret Avansı
4857 Sayılı İş Kanunu'nun (“İş Kanunu”) 32. maddesinde ücret, genel anlamda bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Aksine âdet olmadıkça, işçiye ücreti her ayın sonunda ödenir. Ancak, hizmet sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesiyle daha kısa ödeme süreleri belirlenebilmektedir.
İş Kanunu'nda ücret avansına ilişkin düzenleme yer almamakla birlikte, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun ("TBK") 406. maddesinde, belli şartların varlığı halinde işverenin işçiye avans vermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Buna göre, işçinin zorunlu bir ihtiyacının ortaya çıkması ve işverenin mali durumunun bu ödemeyi yapmaya uygun olması halinde işveren, işçisine hizmetiyle orantılı olarak avans ödemesi yapmak zorundadır.
Yargıtay içtihatları uyarınca, avans tutarının işçinin aylık ücretini aşmaması gerekmektedir. Aynı Yargıtay kararlarına göre, işçiye aylık ücretinin üzerindeki bir tutarın ödenmesi avans olarak değerlendirilmemekte ve işçiye yapılan bu nitelikteki ödemeler borç/kredi olarak tanımlanmaktadır.
Ücret avansının geri ödenmesi - Ücretten mahsup
Ücret avansı olarak işçiye ödenen tutarın, işverene geri ödenmesi, işçinin avans verilen ayki aylık ücretinden mahsup edilmek suretiyle gerçekleştirilmektedir. İş Kanununun 37. maddesine göre, yapılacak avans ödemesinin ve mahsup işleminin işçiye ait ücret bordrosunda belirtilmesi zorunludur.
İşçiye ödenecek ücret avansı, avansın ödendiği ayki ücretiyle birlikte sosyal güvenlik primine tabi tutulur.
Ayrıca, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun ("GVK") 94. maddesi gereğince, avans olarak ödenenler dahil olmak üzere işçiye ilgili ay içerisinde yapılan ve ücret sayılan ödemelerin, ödendiği dönemde vergi tevkifatına konu edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla çalışana ödenecek avans tutarı üzerinden, ödeme dönemi esas alınarak gelir vergisi kesintisi uygulanacaktır.
(2) İşçinin aylık ücretini aşan tutarlarda verilen borçların niteliği
İşveren tarafından işçiye destek sağlamak adına ödenen tutarların, aylık ücret miktarının üzerinde olması halinde bu tutarın avans olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Aylık ücreti aşan tutarlar, TBK'nun 386. maddesinde yer alan ödünç sözleşmesi düzenlemesi kapsamında işveren tarafından işçiye verilen borç olarak kabul edilmektedir.
Ödünç sözleşmesi kapsamında gerçekleştirilen borç verme faaliyetinin borç verene gelir sağlama amacıyla yapılması çeşitli regülasyonlara tabi olduğundan, işverenin işçisine sağladığı destek üzerinden herhangi bir ek menfaat elde etmesi mümkün değildir. Buna göre, işveren yalnızca işçisine sağladığı destek tutarının aynı koşullarla geri ödenmesini talep edebilecek, bu tutara ilaveten faiz vb. herhangi bir gelir elde edemeyecektir. Aksi bir durumda, işverenin cezai müeyyidelerle karşı karşıya kalma ihtimali vardır.
İşveren tarafından işçiye borç olarak ödenen tutarlar, işçinin ücret bordrosunda yer almayacak olup, bu nedenle bu tutarlara ilişkin gelir vergisi veya sosyal güvenlik prim kesintisi yapılmayacaktır[1].
Borç tutarının işverene geri ödenmesi
İşveren tarafından işçisine sağlanacak finansal desteğin geri ödemesine dair şartlar (vade, ödenecek tutar, ücretten mahsup etme, iş sözleşmesinin sona ermesi halinde muacceliyet vs.) taraflarca serbestçe belirlenir. Ancak, ücret avansından farklı olarak işçinin aylık ücretinden yapılacak kesinti oranı yasal düzenleme gereği ücretin ¼'ünü aşamayacağından mahsuplaşma yöntemiyle birlikte doğrudan ödeme yapılması şeklinde karma bir geri ödeme yöntemi belirlenmesini öneriyoruz. İşçinin geri ödeme döneminde işten ayrılma riski de bulunduğundan, mahsuplaşma dahil geri ödeme koşullarının yazılı bir anlaşmayla belirlenmesi, işçi ve işveren arasında olası bir uyuşmazlıkta taraflara ve yargıya yol gösterecektir.
(3) Masraf avansı
TBK'nun 416. maddesine göre, işçinin yapmış olduğu giderlerden doğan alacağı, daha kısa bir süre kararlaştırılmamışsa veya yerel âdet yoksa, her defasında ücretle birlikte ödenmelidir. Ancak işçi, sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirmek için düzenli olarak masraf yapıyorsa, kendisine en az ayda bir olmak üzere belirli aralıklarla uygun bir avans verilmelidir.
TBK'nun 443. maddesi uyarınca, genel olarak iş sözleşmesinin sona ermesi durumunda, taraflardan her biri, diğerinden veya üçüncü bir kişiden diğerinin hesabına, hizmetle ilişkili olarak almış olduğu şeyleri geri vermekle yükümlüdürler. Ayrıca işçi, özellikle kullandığı motorlu taşıtları ve trafik izin belgelerini, alacaklarından fazla olduğu ölçüde ücret ve masraf avanslarını geri vermekle yükümlüdür.
[1] İşverenin bedelsiz olarak işçisine borç (kredi) vermesinin ortaya çıkaracağı vergisel sorunlar tartışma konusu olup bu yazımızda bu konuya değinilmeyecektir.