Tescilsiz Telif Haklarının Marka Başvurularına Karşı Korunması Kapsamında Yapılan Değerlendirme

05.11.2025

Contents

GİRİŞ

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (“SMK”) 6/6 maddesi kapsamında, tescil başvurusu yapılan bir markanın başkasına ait telif hakkını veya herhangi bir fikrî mülkiyet hakkını içermesi hâlinde, hak sahibinin itirazı üzerine başvurunun reddedileceğini düzenlenmektedir.

Uygulamada, özellikle kurgusal karakterler veya edebî tiplemeler bakımından SMK m.6/6 hükmünün uygulanması gündeme geldiğinde, bu karakter üzerindeki Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”) kaynaklı hakkın ispatı için çoğu zaman tescil belgesi aranmakta; bu durum, eserin yaratılmasıyla kendiliğinden doğan telif haklarının doğasına aykırı, şekilci bir yaklaşımın yerleşmesine neden olmaktadır.

Ancak, FSEK’in lafzı ve amacı dikkate alındığında, telif hakkının tescil şartına bağlanması beklenmemelidir. Nitekim, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 2022/663 E. – 2024/949 K. sayılı ve kesinleşmiş kararı, karakter koruması bağlamında tescil belgesinin hak doğurucu unsur olarak değerlendirilemeyeceğini, hakkın doğumu için tescilin zorunlu bir unsur olarak kabul edilmemesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Bu makalede, SMK m.6/6 hükmünün Türkiye’deki uygulaması ile bu hükme benzer düzenlemelerin yabancı hukuk sistemlerindeki yansımaları incelenecek; ayrıca Ankara BAM 20. Hukuk Dairesi’nin söz konusu kararı, telif hakkı ile marka hukuku arasındaki kesişim noktaları çerçevesinde analiz edilecektir.

SMK MADDE 6/6 HÜKMÜNÜN TELİF HAKLARI ÖZELİNDE UYGULANMASI

6769 sayılı SMK 6/6. maddesi, başvurusu yapılan bir markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikrî mülkiyet hakkını içermesi hâlinde, hak sahibinin itirazı üzerine başvurunun reddedileceğini hüküm altına alır. Bu düzenleme, marka hukukunun yalnızca ekonomik bir koruma alanı olmadığını; kişisel ve yaratıcı emeğe dayalı fikrî mülkiyet haklarını da gözeten bir sistem olduğunu göstermektedir.

Uygulamada, özellikle kurgusal karakter adları, film, çizgi film, dizi, çizgi roman veya bilgisayar oyunu gibi eserlerle özdeşleşmiş işaretlerin, hak sahibinin izni olmaksızın marka tesciline konu edilmesi oldukça yaygındır. Ancak Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”) uyarınca bu tür unsurlar, eserin yaratılmasıyla birlikte koruma altına alınır; dolayısıyla telif hakkı sahibinin izni olmaksızın kullanımı hem eser sahibinin manevi haklarını ihlal eder, hem de SMK m.6/6 kapsamında tescil engeli teşkil eder.

Bununla birlikte, SMK m.6/6 kapsamında telif hakkının ispatı çoğu zaman zordur. Türk Patent ve Marka Kurumu (“TÜRKPATENT”) incelemelerinde, özellikle telif hakkını kanıtlayan tescil belgesi sunulduğu durumlarda SMK m.6/6 hükmünün uygulanabildiği; buna karşın belge bulunmadığında itirazların çoğunlukla reddedildiği gözlemlenmektedir.

Bu kapsamda, bir sinema eserinde veya edebî yapıt içinde yer alan karakterin, sahne unsurunun ya da ibarenin SMK m.6/6 korumasından yararlanabilmesi için, söz konusu unsurun “yeterince özgün” nitelikte olması gerekir. Özgünlük, eserin yaratıcı kişiliği yansıtmasıyla doğrudan ilişkilidir ve her somut olayda farklı şekilde değerlendirilir. [1]   Yargıtay ve doktrinde “Muhlis Bey”, “Tweety”, “Tazmanya Canavarı”, “Tom ve Jerry” ve “Red Kit” gibi kurgusal karakterlerin marka olarak tescil edilmesi hâlinde, telif hakkı sahiplerinin itirazı üzerine bu başvuruların reddedileceğini açıkça belirtmiştir. [2]

Bu konuya ilişkin en çarpıcı örneklerden biri, “Vulcan Selamı” kararında görülmektedir. Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu, “Vulcan Selamı” işaretinin “Star Trek” serisiyle özdeşleşmiş ikonik bir unsur olduğunu, doğrudan eseri çağrıştırdığını belirterek CBS’in itirazını SMK m.6/6 uyarınca kabul etmiştir.

Benzer biçimde Yargıtay’ın 11. HD 11.10.2012 T., 2011/8620 E., 2012/1533 K.  “Garfield” kararında, davalının müvekkile ait tanınmış “Garfield” karakterinin kedi figürünü marka olarak tescil ettirmesi haksız bulunmuş ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Aynı şekilde, Yargıtay’ın 11. HD 04.05.2010 T., 2008/13406 E., 2010/4883 K.  “Conan” kararında da mahkeme, davalının “Conan” ibaresini marka olarak tescil ettirmesinin telif hakkı ihlali ve haksız rekabet teşkil ettiğine hükmetmiştir.

Bu kararlar, telif haklarının tescilsiz de olsa marka hukukunda etkin bir koruma aracı olarak kullanılabileceğini; SMK m.6/6 hükmünün özellikle yaratıcı endüstriler açısından güçlü bir hukuki dayanak oluşturduğunu göstermektedir.

ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN KARARININ İNCELENMESİ

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nin 16/05/2024 tarihli, E. 2022/663, K. 2024/949 sayılı kararında, "TOSPİK" karakter adının izinsiz marka başvurusuna konu edilmesi uyuşmazlığında, Türk hukuku bakımından oldukça yerinde ve yeni bir uygulamanın önünü açacak nitelikte bir hüküm kurmuştur.

FSEK uyarınca telif hakları, eserin yaratılmasıyla birlikte kendiliğinden doğan mutlak ve tescilsiz haklardır. Buna rağmen, uygulamada TÜRKPATENT nezdinde yapılan itirazlarda, hak sahipliğinin ispatı için tescil belgesi talep edilmesi sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu uygulama, eserin yaratıcısının açıkça belli olduğu hâllerde dahi, belgesi olmayan kişilerin hak iddiasını güçsüzleştirmekteydi.

Ankara BAM’ın ilgili kararı, söz konusu şekilci uygulamayı kökten değiştirmiştir. Mahkeme, “TOSPİK” ibaresinin davacı şirkete ait çizgi filmin özgün karakterlerinden biri olduğunu ve bu ibarenin FSEK kapsamında bağımsız bir edebî tipleme olarak korunması gerektiğini kabul etmiştir. Dolayısıyla mahkeme, telif hakkı belgesi bulunmasa dahi, eserin marka başvurusundan önce yaratıldığının ve davacıya ait olduğunun ispatlanması hâlinde, SMK m.6/6 uyarınca markanın reddedilmesi gerektiğine hükmetmiştir.

Bu karar, telif hakkı belgesine sahip olmayan ancak karakterleri kamuoyunda bilinen yaratıcıların, üçüncü kişilerin benzer ibareleri marka olarak tescil ettirme girişimlerine karşı hukuken güçlenmesini sağlamıştır. Böylece, kötü niyetli marka başvurularının önlenmesi bakımından Türk sınai mülkiyet hukukunda isabetli ve yenilikçi bir uygulamanın temeli atılmıştır.

SONUÇ

SMK m.6/6, marka hukukunun fikrî mülkiyet haklarıyla kesişim noktasında yer alan temel düzenlemelerden biridir. Ancak uygulamada, telif hakkı sahipliğinin ispatı çoğu zaman tescil belgesine dayandırılarak, FSEK’in özüne aykırı şekilde şekilci bir anlayış benimsenmektedir.

Oysa gerek Türk Patent ve Marka Kurumu’nun, gerekse yargı mercilerinin örnek kararlarında da açıkça vurgulandığı üzere, telif hakkının varlığı için tescil belgesi aranması zorunlu değildir. Kurumun, gelişen fikrî mülkiyet dinamiklerine paralel olarak eserin yaratılmasıyla kendiliğinden doğan hakları gözetmesi ve bu hakları korumaya açık bir yorum benimsemesi gerekmektedir.

Bu yaklaşım, hem FSEK’in ruhuna uygun olacak hem de yaratıcı emeğin tescilden bağımsız biçimde korunmasını sağlayarak Türk fikrî mülkiyet hukukunu daha çağdaş ve hakkaniyetli bir noktaya taşıyacaktır. Bu anlamda tüm eser sahiplerinin, fikri haklarının tescilli olup olmadığına bakılmaksızın ihlal teşkil eden markalara karşı hukuki aksiyonları başlatması hak koruması anlamında oldukça önemli olacaktır.


KAYNAKÇA

- Dinar Uğur, Deniz. “Ünlü Sinema Filmlerinin Adlarının Üçüncü Kişilerce Marka Başvurusuna Konu Edilmesine Karşı İtirazlarda Telif Hakları ve Kötü Niyete Dayalı İddialar Yargıtay Tarafından Değerlendirildi: MENINBLACK Kararı.“ IPR Gezgini, 2025, https://iprgezgini.org/2025/07/03/unlu-sinema-filmlerinin-adlarinin-ucuncu-kisilerce-marka-basvurusuna-konu-edilmesine-karsi-itirazlarda-telif-haklari-ve-kotu-niyete-dayali-iddialar-yargitay-tarafindan-degerlendirildi-meninblack-kara/

- Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, Sayfa 549


[1] Dinar Uğur, D. (2025). Ünlü Sinema Filmlerinin Adlarının Üçüncü Kişilerce Marka Başvurusuna Konu Edilmesine Karşı İtirazlarda Telif Hakları ve Kötü Niyete Dayalı İddialar Yargıtay Tarafından Değerlendirildi: MENINBLACK Kararı. IPR Gezgini. https://iprgezgini.org/2025/07/03/unlu-sinema-filmlerinin-adlarinin-ucuncu-kisilerce-marka-basvurusuna-konu-edilmesine-karsi-itirazlarda-telif-haklari-ve-kotu-niyete-dayali-iddialar-yargitay-tarafindan-degerlendirildi-meninblack-kara/.

[2] Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, Sayfa 549

This website is available “as is. Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.

The content and materials published on this website are provided for informational purposes only and should not be used as a legal opinion in any way. This website and the information contained are not intended to establish an attorney-client relationship.
th
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent