ABD'nin Yabancı Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadelede Son Hamlesi: Yabancı İrtikap Önleme Yasası
Artık yabancı bir kamu görevlisi için ABD şirketlerinden rüşvet talep etmek sadece etik dışı değil, aynı zamanda ABD yasalarına göre suç da sayılacak. Bu durum Türk iş dünyasını ve kamu görevlilerini nasıl etkileyecek?
ABD Kongresi, Yabancı İrtikap Önleme Yasası’nı (The Foreign Extortion Prevention Act - FEPA) 14 Aralık 2023 tarihinde yasalaştırdı. Böylece ABD, 1977'de yürürlüğe giren “Rüşvetin Önlenmesi ve Yabancı Ülkelerde Yolsuzluk Uygulamaları Kanunu”ndan (Foreign Corrupt Practices Act - FCPA) 46 yıl sonra yolsuzlukla mücadelede önemli bir adım daha attı.
"İrtikap" Türkçede yolsuzluk anlamına gelen, genellikle kamu görevlilerinin görevlerini kötüye kullanarak haksız kazanç elde etmelerini ifade eden bir kelime.
Rüşvetin "sağlayıcı tarafı"na odaklanan; ABD şirketlerinin ve vatandaşlarının yabancı kamu görevlilerine rüşvet vermesini yasaklayan FCPA, ABD savcılarının rüşvet talep eden yabancı kamu görevlilerine karşı dava açmasına izin vermiyordu. FEPA ise FCPA'deki bu boşluğu doldurmak için tasarlandı. Rüşvetin "talep tarafı"nı hedef alan FEPA, yabancı kamu görevlilerinin ABD topraklarındayken ABD şirketlerinden veya vatandaşlarından rüşvet talep etmelerini suç saydı. Kısaca ABD; FEPA ile Amerikan şirketlerinden rüşvet talep eden yabancı yetkililere karşı cezai yaptırımlar getiriyor.
ABD bu iki yasa ile hem rüşvet vereni hem de rüşvet alanı sorumlu tutarken, yolsuzluğu azaltarak iş dünyasında şeffaflık, hesap verebilirlik standartlarını yükseltiyor ve böylece Amerikan şirketlerinin yurtdışındaki faaliyetlerini güvence altına almayı amaçlıyor. Bu yasalar sayesinde, ABD'nin uluslararası iş birliği ve yolsuzlukla mücadelede liderlik rolünü güçlendireceğini söyleyebiliriz.
FEPA’nın yasalaşması özellikle rüşvet ve yolsuzluğun yaygın olduğu ülkelerde faaliyet gösteren ABD şirketleri ile tabii ki o ülkenin kamu görevlileri için oldukça önem arz ediyor.
FEPA’nın Türkiye’de Etkisi
FEPA'nın kabulü, Türk kamu görevlilerinin rüşvetle ilişkilendirilmesi durumunda uluslararası hukuki sorumluluklar konusunda yeni bir boyut getiriyor.
Türkiye, Transparency International tarafından açıklanan ve kamudaki yolsuzluk algısını ölçen 2022 Yolsuzluk Algı Endeksi sonuçlarına göre 36 puanla 101. sırada (2023 endeksi çok yakında açıklanacak) yer aldı. Bu sonuç Türkiye’nin yolsuzluk açısından “yüksek riskli” bir ülke olduğunu gösteriyor. FEPA’nın Türk kamu görevlileri üzerindeki olası etkilerinin, Türkiye’nin içinde bulunduğu bu olumsuz durum içinde değerlendirilmesi gerekir.
FEPA’ya farklı bir açıdan bakalım. FEPA, Türkiye gibi yüksek riskli ülkelerdeki yolsuzlukla mücadele çabalarına katkı da sağlayabilir. Türk hükümeti ve kamu kurumları; bu yeni uluslararası yasal çerçevede hareket etmek zorunda kalacaklarından, yolsuzlukla mücadele politikalarının yeniden değerlendirilmesi ve yeni önlemler alınması da gündeme gelebilir.
Sonuç olarak; ABD Kongresi'nin FEPA’yı kabul etmesi, uluslararası yolsuzlukla mücadelede önemli bir dönüm noktası. Bu kanun, özellikle rüşvet ve yolsuzluk sorunlarıyla mücadele eden ülkeler için de önemli sonuçlar doğurabilir. FEPA'nın kabulü, Türk kamu görevlileri için de hem yasal hem de etik açıdan yeni sorumluluklar ve zorluklar doğuracaktır.
Artık etik ve uyum dünyasının uygulamalarını ve etkilerini yakından takip edeceği bir kanun daha var. FEPA her ne kadar ABD’nin kendi ekonomik ve siyasi amaçları için uygulanacak bir yasa olsa da, umarım küresel rüşvet ile yolsuzlukla mücadeleye de fayda sağlar.