Yapay Zekâ Kullanımında Telif Hakları Tartışması Yeniden Gündemde: Getty Images ve Stability AI Davası
Yapay zekâ teknolojilerinin içerik üretme kapasitesindeki artış, son yıllarda geleneksel fikri mülkiyet hukukunun sınırlarını zorlayan yeni bir dönemi başlattı. Şimdilerde bu dönüşümün belki de en kritik örneklerinden biri, 2025 Haziran ayında Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi’nde duruşması görülecek olan Getty Images ve Stability AI davası. Dava, bu konuda Yüksek Mahkeme’ye taşınan ilk örnek olması yönüyle de ayrıca önem taşıyor.
Davanın Arka Planı
Getty Images, dünyanın en büyük görsel içerik sağlayıcılarından biri olarak, 600.000'den fazla içerik üreticisini temsil eden, dünyanın en büyük stok fotoğraf sağlayıcılarından biri. Stability AI ise, metin girdilerini kullanarak görseller üreten açık kaynaklı bir yapay zekâ modeli olan Stable Diffusion’ın geliştiricisi.
Getty Images’in Stability AI’a karşı açtığı bu davadaki temel iddiası, Stability AI’ın geliştirdiği yapay zekâ modeli olan Stable Diffusion’ı eğitirken kendisine ait içerikleri izinsiz olarak kullanması. Bu kapsamda, davada Getty Images şunları iddia ediyor:
- - Stability AI’ın, yaklaşık 12 milyon adet görsel içeriğini Getty Images’in veri tabanından veri kazıma (data scraping) yöntemi ile elde ettiği ve bu verileri Stable Diffusion modelini eğitmekte kullandığı,
- - Modelin ürettiği bazı görsellerin, koruma altındaki orijinal içeriklerle büyük ölçüde benzerlik taşıdığı, hatta bazı görsellerde hâlâ Getty Images’e ait filigranların bulunmasının marka hakkı ihlali ve haksız rekabet oluşturduğu,
- - Ayrıca, telif hakkına tabi bu içeriklerin Birleşik Krallık'ta tanıtılmasıyla, Stability AI’nin dolaylı telif hakkı ihlali (secondary infringement) gerçekleştirdiği.
Getty Images’ın iddiaları karşısında, Stability AI ise çeşitli savunmalara sahip. Bunlar özetle şu şekilde:
- - Yapay zekâ modelinin eğitimi ve ilgili içeriklerin temininin Birleşik Krallık dışında gerçekleştiğini; dolayısıyla 1988 Telif Hakları Tasarım ve Patent Kanunu’nun (CDPA) kapsam dışında kaldığını,
- - Yapay zekâ aracını kullanan kullanıcıların girdikleri komutlar (promptlar) doğrultusunda çıktının benzerlik derecesini değiştirebildiği için, olası bir ihlalden kullanıcının sorumlu olacağını,
- - Yapay zekâ ile üretilen çıktıların, orijinal eserlerin farklı tarzlarda örnek alınarak oluşturulduğu yani “pastiche” niteliğinde olduğu ve bu sebeple adil kullanım ilkesi “fair dealing” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği,
- - Her halükârda Stable Diffusion’ın bir yazılım olduğu ve ilgili mevzuat (CDPA) kapsamında telif hakkını ihlal eden bir kopya veya ürün (article) olarak sayılamayacağı; bu nedenle telif hakkı ihlalinden söz edilemeyeceği.
Bu temel noktalar yanında, ticari marka ihlali, veri tabanının fikri haklarına dair ihlaller, haksız rekabet ve itibar zedelenmesi gibi başkaca iddialar da mevcut.
Görüleceği üzere iddia ve savunmalar, yapay zekanın ürettiği çıktıların hak sahipliği konusunda hukuk dünyasında uzun zamandır yapılan teorik tartışmalarla oldukça benzer. Dolayısıyla davadan çıkacak karar da teorik tartışmaların pratikte nasıl yorumlanacağı konusunda oldukça önemli olacağa benziyor.
Dava, Ocak 2023’te açılmıştı. 9 Haziran 2025 tarihinde Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi'nde görülecek duruşmanın, kompleks hukuki tartışmalar, tarafların yine taraf olduğu önceki davalar ve itirazlar ile delil yoğunluğu sebebiyle yaklaşık üç hafta sürmesi bekleniyor. Yapay zekâ teknolojileri ile telif hakkı hukukunun kesişim noktasındaki temel hukuki meseleleri ele alacak bu dava, yalnızca Birleşik Krallık’ta değil, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nde de devam eden paralel davalar nedeniyle küresel öneme sahip.
Bu davanın, yapay zekâ ve fikrî mülkiyet haklarıyla ilgili dünya çapında artan anlaşmazlıklar arasında, telif hakkıyla korunan eserlerin yapay zekâ eğitimi için nasıl kullanılabileceği ve eser sahiplerinin haklarının bu süreçte nasıl korunması gerektiği konusunda yeni bir bakış açısı sunması bekleniyor.
Successful