Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Getirilen Yenilikler

03.03.2023

Contents

1. Giriş

03.03.2023 tarihli ve 32121 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”) ile, 8 Eylül 1999 tarihi ve öncesinde sigortalı olup da prim gün sayısı ile sigortalılık süresini tamamlamakla birlikte hâlihazırda yaş şartının tamamlanmasını bekleyen çalışanların emeklilik hak ediş şartları yeniden düzenlenmiştir.

Kanun değişikliği ile yaş şartının ortadan kaldırılarak 8 Eylül 1999 tarihi ve öncesinde sigortalı olan ve prim gün sayısı ile sigortalılık süresini tamamlayan çalışanların emekliliğe hak kazanması amaçlanmış olup bilgi notumuzda getirilen yeniliklerin İş Hukuku’na yansımaları ve sonuçları ile sürece dair birtakım işlem adımları incelenecektir.

2. Yeni Düzenleme ile Getirilen Yenilikler

2.1. Yaş Şartının Kaldırılması

Yapılan düzenleme ile;

  • 08.09.1999 (dahil) tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası kapsamında çalışmaya başlayanların,
  • 09.09.1999 (dahil) tarihinden sonra malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası kapsamında çalışmaya başlamalarına rağmen sigortalılık başlangıç tarihini geriye götürmeye imkân tanıyan ilgili mevzuat hükümlerine göre yapmış oldukları borçlanmalar ile sigortalılık başlangıç tarihi 08.09.1999 (dahil) öncesi olacak şekilde geriye götürülenlerin

prim ödeme gün sayısı ve/veya sigortalılık süresi şartları değiştirilmeksizin, sadece tâbi oldukları yaş sınırlaması kaldırılmıştır. Düzenlemenin devamında ise, geriye dönük herhangi bir ödeme yapılamayacağı ve geriye dönük hak talep edilemeyeceği belirtilmiş ve bu şekilde düzenlemenin ancak günümüz sonrası için sonuç doğuracağı netleştirilmiştir.

Kanun’da askerlik ve doğum borçlanması yapılmasına engel oluşturacak bir madde bulunmamakla birlikte, askerlik ve doğum izninde geçen sürelere ilişkin eksik prim günlerinin ödenmesi ile borçlanılan gün kadar işe giriş tarihi de geri çekileceği vurgulanmıştır.

2.2. İşverene Sosyal Güvenlik Destek Primi Hissesinden Beş Puanlık İndirim Sağlanması

İlgili düzenlemeye göre, 08.09.1999 (dahil) öncesinde sigortalı sayılıp prim günü ile sigortalılık süresi şartlarını sağlayan ve bu Kanun’un yürürlük tarihinden sonra ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlanması için talepte bulunarak işten ayrılan çalışanların, işten ayrılış tarihini takip eden 30 gün içerisinde en son çalıştıkları özel sektör kurumuna başvurarak işe sosyal güvenlik destek primine (“SGDP”) tabi çalışmaya devam etmeleri halinde, SGDP işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarı Hazinece karşılanacaktır. Başka bir anlatımla, Kanun uyarınca emekliliğe hak kazanıp işten ayrılanların, belirtilen süre içerisinde tekrar aynı işyerinde sigortalı olarak çalışmaya başlaması halinde özel sektör işverenleri bu çalışanlar özelinde 5 puanlık SGDP işveren hissesi indiriminden faydalanabilecektir. Bu düzenleme ile, istihdam piyasasında dalgalanma oluşmaması, SGDP’ye tâbi kayıtlı çalışmanın desteklenmesi suretiyle emekli statüsünde çalışacak kişilerin oluşturacağı ilave maliyetin bertaraf edilmesi ve bu yolla özel sektör işverenlerinin SGDP maliyetinin azaltılması amaçlanmıştır. Bu noktada ifade etmek isteriz ki işverenin ilgili indirimden faydalanabilmesi için hem 30 gün kuralına riayet edilmesi hem de işten ayrılan çalışanın tekrar aynı işveren nezdinde işe başlaması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, çalışan A unvanlı şirketten ayrılıp da B unvanlı şirkette çalışmaya başlar ise, B unvanlı şirket, ilgili çalışan bazında indirimden yararlanamayacaktır.

3. Yeni Düzenlemeden Kimler, Nasıl Faydalanabilir?

8 Eylül 1999 (dahil) tarihinden önce sigortalı olup da prim gün sayısı ile sigortalılık süresini tamamlamakla birlikte hâlihazırda yaş şartının tamamlanmasını bekleyen çalışanlar düzenlemeden yararlanabilecektir. İşbu Bilgi Notu’na konu Kanun ile 8 Eylül 1999 yılında mevzuatımıza eklenen yaş şartının kaldırılmasıyla birlikte SSK’ya tabi (4A’lı) çalışan kadınlar 20, erkekler ise 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 gün koşulunu yerine getirmeleri şartıyla EYT düzenlemesi kapsamında emekli olabilecektir. 5000 gün prim koşulu 23 Kasım 1980 tarihine kadar sigorta girişleri yapılan kişiler için geçerli olup bu tarihten sonra sigorta girişi yapılan kişilerin kademeli olarak prim gün yeter sayıları 5975 güne kadar artabilmektedir. Örneğin sigorta girişi 8 Eylül 1999 tarihi olan bir erkek 25 yıl sigortalı ve 5975 gün sayısına sahip olmalı; aynı tarihte girişi yapılan kadın 20 yıl sigortalı ve 5975 gün sayısına sahip olmalıdır. Sayıların sistem üzerinden kişilerce kontrol edilmesi gerekmektedir.

Bununla birlikte, 9 Eylül 1999 (dahil) tarihinden sonra çalışmaya başlayan ancak sigortalılık başlangıç tarihini 8 Eylül 1999 (dahil) öncesi olacak şekilde geriye götürenler de bu düzenlemeden faydalanabilecektir. Belirtilen koşulları sağlayan çalışanların şartları taşıdığına ilişkin SGK’dan emekliliğe (ve kıdem tazminatına) esas yazısı talep etmeleri ve bu yazıyı işverenlerine sunmaları gerekmektedir. Konuyla ilgili başvuruların e-devlet sistemi üzerinden yürütülebileceği de belirtilmekte olup bu husus uygulamada şekillenecektir. Bu noktada emeklilik sebebiyle fesih hakkının yalnızca çalışanlar tarafından kullanılabilecek bir hak olduğunu, salt emekliliğe hak kazandığı gerekçesiyle çalışanların iş sözleşmelerini feshe zorlanamayacağını belirtmek gerekir. Ancak emeklilik hakkını elde eden çalışanların sözleşmelerinin feshi yönünden doğurabileceği tek fark, Yargıtay’ın işletmesel sebep temelli fesihlerinde bir kriter olarak gözettiği “sosyal seçim kriterleri” çerçevesinde, emekli statüsündeki çalışanın iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshinin işveren tarafından daha da önceliklendirilebilecek olmasıdır. Zira emekli statüsünde çalışanlar yaşlılık aylığı alıyor olduğundan diğer çalışanlara göre daha az dezavantajlı görülmektedir.

4. Emekli Olunduktan Sonra Çalışmaya Devam Edilmesi

Kanun’un getirdiği değişiklik kapsamında emekli olma hakkını kullanan çalışanın iş sözleşmesi kendi iradesiyle sona ermiş sayılacak; işvereni tarafından SGK çıkışının gerçekleştirilmesiyle birlikte kıdem tazminatıyla var ise yıllık izin ücreti doğacaktır. Bu noktada önemle belirtmek isteriz ki, iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte talep edilebilir hale gelen kıdem tazminatı ile var ise yıllık izin ücretinin eksiksiz olarak çalışana ödenmesi, sona eren çalışma döneminin tasfiye edilmesi (tamamen kapatılması) anlamında önem arz etmektedir.

İlgili ödemelerin yapılmaması halinde çalışanın işverene karşı alacakların tahsili amacıyla dava açması beklenen bir sonuç ise de kişinin emekli olduktan sonra yeniden aynı işveren nezdinde çalışmaya devam etmesi halinde durumun ne olacağı ayrı bir inceleme konusudur.

İlgili kişiye kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin ödenmemesi durumunda, ikinci kez iş sözleşmesi imzalanması halinde, geride kalan çalışma döneminin “tasfiye edilmediği” (tamamen sona ermediği) kabul edilecektir. Bunun doğal sonucu olarak iki çalışma döneminin birleştirilmesi sebebiyle;

  • Şayet ikinci dönem de kıdem tazminatı almaya hak kazanacak şekilde (örneğin işverenin geçerli nedenle feshi veya çalışanın haklı nedenle feshi ile) sona erer ise tüm hizmet süresi ile çalışanın ikinci dönem sonundaki ücreti üzerinden hesaplama yapılacak,
  • İkinci dönem kıdem tazminatına hak kazanmayacak şekilde sona erdi ise, bu defa yalnızca ilk dönemki çalışma süresi ve ilk dönem sonundaki ücreti üzerinden kıdem tazminatı hesaplanacak; bu hesaplanan tutara ilk dönem fesih tarihinden ödeme tarihine kadar işleyen en yüksek banka mevduat faizi işletilecektir.

T.C. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/12129 E. 2018/21530 K. sayılı ve 09.10.2018 tarihli kararında belirtildiği üzere, yıllık izin süresi bakımından kıdeme bağlı birleşmenin söz konusu olmaması için ilk dönem sonunda yıllık izin ücretinin de ödenmesinin uygun olacağını da bu vesileyle belirtmek isteriz.

5. İşverenin Emeklilik Hakkını Kullanan Kişiyle Yeniden İş Sözleşmesi İmzalama Zorunluluğu Var Mıdır?

Kanun’da emekli olup da yeniden eski işveren nezdinde çalışmak isteyen kişiler için yukarıda sözü edilen 5 puanlık indirim düzenlemesi dışında bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu noktada genel iş hukuk prensipleri temel alınacaktır. Emekli olduktan sonra çalışmaya devam etme yönünde bir talep söz konusu olduğunda, işverenin bu talebi özgürce değerlendirme hakkı mevcuttur. Bir başka deyiş ile emeklilik hakkını kullanarak iş sözleşmesini sona erdiren 10 çalışan söz konusuysa, işveren bu kişiler arasından diledikleriyle yeniden iş sözleşmesi imzalayıp diledikleriyle bir daha iş sözleşmesi imzalamama hakkına sahiptir. Bu noktada kendisiyle yeniden iş sözleşmesi imzalamayan kişilerin salt bu sebeple eski işverenlerinden bir talep hakkı doğmayacaktır.

6. Yeni Düzenlemenin İşverenler Açısından Sonuçları Nelerdir?

Düzenleme ile derhal emekli olabilecek yaklaşık 2 milyon çalışanın işverenler için başlıca aşağıda sayılan sonuçları doğuracağını belirtmek isabetli olacaktır;

1. Kıdem tazminatının ödenmesi

2. Yıllık izin ücretinin ödenmesi

3. Çalışanların ayrılmasına bağlı olarak sayı azalması sebebiyle teşviklerden yararlanılamaması

4. Tecrübeli ve deneyimli çalışanların işten ayrılması

5. Kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretlerinin tam ödenmemesi nedeniyle yargı süreçleriyle karşılaşılması

Yukarıda belirtildiği üzere, işbu düzenleme ile hâlihazırda yaş şartının tamamlanmasını bekleyen çalışanlar için söz konusu şart ortadan kaldırıldığından, prim gün sayısı ve sigortalılık süresini dolduran çalışanlar iş sözleşmelerini emeklilik sebebiyle feshederek kıdem tazminatını almaya hak kazanacaktır. Bu noktada belirtmek gerekir ki, daha önce yaş şartı hariç diğer şartları tamamlamış olması sebebiyle kıdem tazminatını almak suretiyle iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle feshetme hakkını kullanan çalışanlar da, koşulları karşılamaları halinde yaş şartını yerine getirdikleri takdirde ikinci kez emekli olabileceklerdir.

Çalışanların yeni düzenleme ile emeklilik talebi karşısında, yukarıda da ifade edildiği üzere işverence SGK’dan kıdem tazminatına esas yazısı talep edilmeli, işbu yazı edinildikten sonra çalışanın bu yöndeki talebi kabul edilerek, önceki dönemi tamamen kapatabilmek adına çalışana kıdem tazminatı ve varsa bakiye yıllık izin ücreti ödenmelidir.

Bilindiği üzere, işverenlerin çalışan sayısına bağlı olarak faydalandığı istihdam teşvikleri bulunmaktadır. Yeni düzenleme ile çalışanların iş sözleşmelerini feshetmesine bağlı olarak oluşabilecek sayı azalması sebebiyle işverenlerin teşviklerden yararlanamaması söz konusu olabileceğinden bu süreçlerin yakından takip edilmesi önem arz etmektedir.

Son olarak, getirilen yeni düzenleme doğrultusunda emekli olacak çalışanların büyük bir kısmı 20 yıldan daha fazla iş tecrübesine sahip kişiler olduğundan, bu durum işverenlerin kalifiye ve tecrübeli çalışan kaybına uğramasına sebebiyet verebilecektir.

7. Sonuç

Yukarıda izah edildiği üzere, yeni düzenleme ile 8 Eylül 1999 tarihinden (bu tarih dahil) önce sigortalı olan ve prim gün sayısı ile sigortalılık süresini tamamlayan çalışanlar için yaş şartı ortadan kaldırılmıştır. Kanun’da belirtilen şartları taşıyan çalışanların SGK’dan emeklilik koşullarını sağladıklarına dair kıdem tazminatına esas yazıyı temin ederek bu yazıyı işverene sunmaları ve emeklilik sebebiyle iş akdini sona erdirdiklerini beyan etmeleri ile emeklilik nedeniyle iş sözleşmeleri sona erebilecek, bu durumda işveren tarafından kıdem tazminatı ve varsa bakiye yıllık izin ücretinin çalışana ödenmesi gerekecektir.   Saygılarımızla, Özay Hukuk Bürosu 

This website is available “as is.” Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent