Sinema Eserlerinde İktibas Serbestisi
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”) kapsamında açılan davalarda intihal bakımından önemli bir standart iktibas serbestisinin sınırlarıdır. FSEK md. 35’e göre bir eserden iktibas yapılabilmesi için; (i) alenileşmiş bir eserin bazı cümle ve fıkralarının bir başka ilim ve edebiyat eserine alınması, (ii) yayımlanmış bir bestenin en çok tema, motif, pasaj ve fikir nevinden parçalarının müstakil bir musiki eserine alınması, (iii) alenileşmiş güzel sanat eserlerinin ve yayımlanmış diğer eserlerin, maksadın haklı göstereceği bir nispet dahilinde ve münderecatını aydınlatmak maksadıyla bir ilim eserine konulması veya (iv) alenileşmiş güzel sanat eserlerinin ilmî konferans veya derslerde, konuyu aydınlatmak için projeksiyon ve buna benzer vasıtalarla gösterilmesi gerekmektedir.
Yukarıda anılan hallerde iktibasa izin verilmiş olmakla beraber, kanunda bunun belli olacak şekilde yapılması gerektiği de ifade edilmiştir. İlim eserleri özelinde, iktibas yapılan eser ve eser sahibinin adı ile iktibas edilen kısmın alındığı yer de belirtilmelidir.
Söz konusu kanun maddesinin yalnızca dil ve yazı ile ifade olunan ilim ve edebiyat eserlerine, fiziki güzel sanat eserlerine ve musiki eserlere atıfta bulunması sinema eserleri bakımından iktibas serbestisinin sınırları konusunda tartışmalara yol açmıştır. Zira FSEK md. 35 kapsamında iktibasa konu olabilen ve kendisine iktibas yapılabilen eserler sınırlı olarak sayılmış olup, sinema eserleri ise FSEK md. 5 kapsamında anılan diğer eser türlerinden ayrı olarak düzenlenmiştir. Bu kapsamda mahkemelerin görüşü, genel olarak kanunda açıkça düzenlenmediği için sinema eserlerinin iktibasa konu olabilen eserlerden olmadığı yönündedir.
Bu yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2016/14735 K. 2018/5691 sayılı ve 25.9.2018 tarihli kararında “5846 sayılı FSEK’in 35. maddesi uyarınca, yasal olarak kamuya arz edilmiş ilim ve edebiyat, müzik veya güzel sanat eserlerinden, makul ölçülerde ve atıf kurallarınca uymak koşuluyla eser sahibinden izinsiz olarak iktibas yapılması mümkün ise de somut olayda iktibasa konu olan eserin sinema eseri niteliğinde olduğu, FSEK’in 5. maddesinde sinema eserlerinin bağımsız bir eser türü olduğu ve bu haliyle iktibasa konu olabilen eserlerden olmadığı anlaşılmaktadır.” değerlendirmelerine yer vermiştir.
Bununla beraber, öğretide FSEK md. 35’in üçüncü bendinde alenileşmiş güzel sanat eserlerinin ve yayımlanmış diğer eserlerin, amacın haklı göstereceği bir nispet dâhilinde ve içeriğini aydınlatmak amacıyla bilimsel bir esere iktibas edilebileceği öngörüldüğünden, bir sinema eserinin bilimsel nitelik taşıması durumunda, örneğin bilimsel bir belgesel olması halinde, söz konusu sinema eserine başka eserlerden iktibas yapılmasının mümkün olduğunu savunan görüşler de bulunmaktadır. Anılan görüşte söz konusu sinema eserinin eğlence amacının bilimsel niteliğinden daha baskın olmaması gerektiği savunulmaktadır. Her ne kadar, söz konusu görüş kapsamında FSEK md. 35’in birinci bendinde yalnızca alenileşmiş eserlerden bahsedilmesi sebebiyle sinema eserlerinden iktibas yapılmasının mümkün olduğu savunulmaktaysa da, doktrindeki genel yaklaşım, ilgili bendin açık lafzı sebebiyle iktibasa konu olabilecek ve kendisine iktibas yapılabilecek eserlerin yazılı ilim ve edebiyat eserleri ile sınırlı olduğu yönündedir.[1]
Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin E. 2020/1079 K. 2022/664 sayılı ve 21.4.2022 tarihli kararı da doktrindeki çoğunluk görüşü ile aynı yönde: “FSEK'in 35. maddesi iktibas serbestisine ilişkin bir hüküm olmakta birlikte sinema eserinden başka bir sinema eserine (davadaki şekliyle belgesel film şeklinde bir sinema eserine) iktibas hususunun düzenlenmediği… dava konusu program belgesel niteliğinde olmakla birlikte bu belgeselden ticari kazanç elde edileceği açık olduğundan vaki kullanımın hukuka uygunluk sebepleri içerisinde yer almadığı ve izinsiz kullanım sebebiyle eser sahibinin hakkının ihlal edildiği, bu sebeplerle dava konusu kullanımın iktibas serbestisi sınırları içerisinde yer aldığına yönelik istinaf başvuru sebebinin de yerinde olmadığı görülmüştür” tespitlerine yer vermiştir.
Aksi yönde bir tespit ise Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E. 2020/1399 K. 2021/1927 sayılı ve 3.3.2021 tarihli kararında yer almaktadır. Söz konusu kararda davalı tarafça yayınlanan belgesel niteliğindeki sinema eserinde davacının kitabının kapağının gösterilmesi ve davacıdan da bahsedilmesi göz önünde bulundurularak “davalı tarafça yayınlanan ve senaryonun işlenmesiyle oluşturulan eserin türü gözetildiğinde usulü dairesinde geçerli bir atfın varlığının da kabulü” gerektiği ifade edilmiştir. Bu kapsamda davalının eser sahibinin ismini de belirttiği nazara alınarak manevi tazminatın takdir edilmemesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Söz konusu karardan davalının belgesel niteliğindeki sinema eserinin “ilim ve edebiyat” eseri olarak yorumlanıp, kendisine iktibas yapılabilen bir eser olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır.[2]
Sinema eserlerinde iktibas serbestisi bakımından bahsedilmesi gereken başka önemli bir istisna ise FSEK’in 37. maddesinde yer alan haber istisnasıdır. Anılan madde kapsamında, haber mahiyetinde olmak ve bilgilendirme kapsamını aşmamak kaydıyla, günlük olaylara bağlı olarak tüm fikir ve sanat eserlerinden parçaların işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan vasıtalara alınması, bu şekilde alınmış parçaların çoğaltılması, yayılması, temsil edilmesi veya radyo ve televizyon gibi araçlarla yayınlanması, hak sahibinin hukuki menfaatlerine zarar vermemek ve eserden normal yararlanmaya aykırı davranmamak şartıyla serbesttir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin E. 2016/14735 K. 2018/5691 sayılı T. 25.9.2018 kararı haber istisnasının sınırları hakkında tespitlere yer vermiştir. Bu kapsamda “FSEK’nın 37.maddesinde düzenlenen “haber” istisnası sinema eserleri yönünden mümkün olmakla birlikte, yapılan iktibasın mutlaka günlük olaylarla bağlantılı bir haber içerisinde yer alması ve yapılacak bilgilendirme için olması ve makul miktarı geçmemesi gerekir. Somut olayda, “...” filminin oyuncusuyla yapılan söyleşinin günlük olaylarla bağlantılı bir haber niteliği bulunmadığı, söyleşi esnasında filmin bazı kısımlarının halka gösterilmesinin gerekliliğinden söz edilemeyeceği…mahkemece FSEK 37.maddesindeki “haber” istisnasının kabulü de doğru olmayıp, eserin kısmen de olsa hak sahibinden izinsiz olarak gösterime sunulması” hak ihlali mahiyetinde …” kabul edilmiştir.
Ülkemizde bilimsel ve kültürel birikimin güçlenerek artması açısından iktibas serbestisinin dar yorumlanmamasının önem teşkil ettiği açıktır. Ancak yukarıda anılan çelişkili karar ve doktrin görüşleri karşısında, bilimsel veya haber mahiyetinde dahi olsa sinema eserleri içerisinde veya sinema eserlerinden alıntı yapılması söz konusu olduğunda ilgili eserlerin hak sahiplerinden gerekli izinlerin alınmasının faydalı olabileceği görülmektedir.
[1] Öncü, Özge. "Fikir ve Sanat Eserleri Hukukunda İktibas Serbestisi ve Sınırları." Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, 2009, sf. 296 vd.
[2] Bozulan karara karşı ilk derece mahkemesinin direnmesi sonucunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2022/219 K. 2023/631 sayılı ve 14.6.2023 tarihli güncel kararıyla, davacıya ait kitabın davacının hususiyetini taşıyıp taşımadığı konusunda yeterli inceleme yapılmadığı belirtilerek, İlk Derece Mahkemesince, dava konusu kitabın tamamının incelenerek izinsiz olarak iktibas sebebiyle intihal olarak değerlendirilen kısımların davacının hususiyetini haiz eser vasfında olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiş ve ilk derece mahkemesinin direnme kararı bozularak yerel mahkemeye iadesine karar verilmiştir.
* İlk olarak Gün + Partners tarafından yayınlanmıştır.