Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
Bu makalede Hande Betül Yalçın ve Selin Coşkun ortak yazar olarak yer almıştır.
3 Mayıs 2024 tarihinde Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (“Teklif”) Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayına sunulmuştur. Teklif gerekçesinden de anlaşıldığı üzere ve daha önce uygulamada bu amaçla yapılan çalıştaylar ile de paralel şekilde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) kapsamında şirket işlemlerinde kolaylık sağlanması ve belirli hususlarda uygulamadaki tereddütlerin giderilmesi amacıyla TTK’da değişiklikler önerilmiştir. TTK kapsamındaki Teklif maddelerinin yayım tarihi itibariyle yürürlüğe girmesi beklenmektedir.
Söz konusu teklif ile; TTK kapsamında yapılması teklif edilen değişiklikler aşağıda özetlenmiştir:
TTK. 366. maddesi kapsamında yönetim kurulu başkan ve vekillerinin görev dağılımının yönetim kurulunun görev süresi ile uyumlu hale getirilmesi
Bilindiği üzere, TTK m.366’da yer alan “her yıl” ifadesi nedeniyle anonim şirket yönetim kurulu, her yıl yönetim kurulu üyeleri arasından başkan ve başkan vekiline ilişkin görev dağılımı kararı almak ve ticaret sicil nezdinde tescil ve ilan ettirmek ile mükellefti. Pratikte bir yıldan uzun görev süresiyle yapılan yönetim kurulu atamalarında, başkan ve vekile ilişkin görev dağılımının her yıl yapılamadığı durumlarda, bir yıldan sonra kurul başkan ve vekilsiz kalmaktaydı. Teklif’te bu gibi durumlarda, TTK’nin yönetim kurulu başkanına atfettiği yetkilerin nasıl kullanılacağı hususunun tereddüt yarattığından bahisle, ilgili maddeki her yıl ifadesinin kaldırılması önerilmektedir. Böylece, yönetim kurulu başkan ve vekillerinin, yönetim kurulunun görev süresiyle paralel şekilde bir yıldan süre ile görevlendirilebilmesinin önü açılmış olacaktır.
TTK. 375. maddesi kapsamında şube müdürleri ile şirketin üst düzey olmayan yöneticilerin atanmasına ilişkin işlemlerin Yönetim Kurulu’nun devredilemez yetkilerinden çıkarılması
TTK m. 375 (d) bendinde ise müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları yetkisi yönetim kurulunun devredilemez yetkileri arasında yer almaktadır. Madde lafzından, şirketin tüm müdürlerinin ve imza yetkisine sahip olan kişilerin atanmaları ile görevden alınmalarının yönetim kurulunun devredilemez yetkileri arasında yer aldığı anlaşıldığından, özellikle şube müdürlerinin atanmasına/ görevden alınmasına dair yetkinin yönetim kurulunca devredilememesi, uygulamada bir takım sorunlar yaratmaktadır. Bu kapsamda, söz konusu madde metininden, “şube müdürleri” ile genel bir şekilde anılan “imza yetkisini haiz bulunan” kişilerin atanmaları ile görevden alınmalarının yönetim kurulunun devredilemez görevleri arasından çıkartılması önerilmektedir.
Teklif gerekçesinde, bağlı şirketler için hâkim şirket yönetim kurulunun yetki devri konusunda talimat verip vermeyeceği hususu üzerinde durulmamıştır.
TTK. 392. maddesi kapsamında yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun yazılı talebi ile yönetim kurulunun toplantıya çağırılması
TTK. 392/7 kapsamında her yönetim kurulu üyesinin yönetim kurulu başkanından toplantı yapılmasını yazılı olarak isteyebileceği düzenlenmiştir. Ancak uygulamada; yönetim kurulu toplantısı yapılması ihtiyacının ortaya çıktığı bazı hallerde yönetim kurulu başkanı tarafından bu çağrının yapılmaması halinde sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu gibi sorunlara çözüm olabilmesi amacıyla, yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun yapacağı yazılı talep ile yönetim kurulu başkanınca talebin alındığı tarihten itibaren 30 gün içinde toplantı çağrısının yapılmasının zorunlu hale getirilmesi teklif edilmektedir. Çağrının yapılmaması, başkana veya vekiline ulaşılamaması durumunda ise çağrının doğrudan talep eden yönetim kurulu üyelerince yapılmasına imkân sağlanması hedeflenmektedir. Teklif ile,yönetim kurulu başkanı tarafından toplantıya davetin gerçekleştirilmediği hallerde, herhangi bir yönetim kurulu üyesi tarafından toplantıya davet imkanının önü açılmıştır. Ancak, başkanın toplantı çağrısı yapmaktan imtina ettiği ve yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğu tarafından yazılı bir çağrı istem şartının sağlanamadığı durumlar ile azınlığın yapacağı taleplerde uygulamadaki benzer sorunların yaşanmaya devam edebileceğini söylemek mümkündür.
01.01.2024 tarihinden önce kurulmuş şirketler için sermayenin 31.12.2026 tarihine kadar asgari sermaye miktarına getirilmesi zorunluluğu
25 Kasım 2023 tarihli ve32380 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7887 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca, ticaret şirketlerinin asgari sermayesi anonim şirketler için 250.000 Türk Lirasına, limited şirketler için 50.000 Türk Lirasına, kayıtlı sermaye sistemini kabul eden halka açık olmayan anonim şirketler için asgari başlangıç sermayesi 500.000 Türk Lirasına yükseltilmiştir. İlgili karar 01 Ocak 2024 tarihinden sonra kurulacak şirketler için uygulama alanı bulmaktaydı.
Teklif ile, TTK’ya bir geçici madde eklenmesi ve 01 Ocak 2024 tarihinden önce ticaret siciline tescil olan ticaret şirketlerinin 31 Aralık 2026 tarihine kadar yeni düzenlemeye intibak etmesinin zorunlu kılınması önerilmektedir. Teklif uyarınca ayrıca, sermaye şartını yerine getirmeyen şirketler doğrudan tasfiye sürecine girecek ve ticaret sicil kayıtlarından terkin edileceklerdir. Kayıtlı sermaye sisteminin kabul etmiş halka açık olmayan anonim şirketlerin çıkarılmış sermayelerinin 250.000 Türk Lirasından yüksek ve fakat 500.000 Türk Lirasından düşük kaldığı durumlarda ilgili şirketlerin kayıtlı sermaye sisteminden çıktıkları kabul edilecektir. Sermayenin 250.000 Türk Lirasının altında kalması durumunda, bu şirketler için de tasfiye süreci başlayacaktır.
Bu noktada, sermaye artırım kararlarının daha kolay ve hızlı alınabilmesi adına, kararda nisap aranmayacağı ve aleyhe imtiyazın kullanılamayacağı ifade edilmiştir. Teklif ile Ticaret Bakanlığına bu süreyi, birer yıl olarak en fazla iki kez uzatılabilme yetkisi verilmesi önerilmektedir.
İhya Davalarında Ticaret Sicil Müdürlüğü Aleyhine Yargılama Giderlerine Hükmedilememesi
Uygulamada, sıklıkla ihya davalarına taraf olan ticaret sicil müdürlüklerince yoğun şekilde değişiklik talep edildiği üzere, TTK. geçici 7. maddesi 15. fıkrasına; kaydı silinen şirket veya kooperatifin ihyasına ilişkin yapılacak yargılamada ilgili ticaret sicili müdürlüğüne aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmeyeceğine dair hüküm eklenmesi teklif edilmiştir.
TTK kapsamındaki yukarıda detayları açıklananlar dışında, Teklif ile ülkemizin ekonomik büyümesine katkı sağlanması ve ticari hayatta yaşanan gelişmelere uygun olarak başta 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu olmak üzere muhtelif kanunlara yönelik de değişiklik önerileri getirilmiştir.
İlgili Teklif’e buradan ulaşabilirsiniz.