OECD’nin Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi’nin Uygulanmasına İlişkin 4. Aşama Raporu: Türkiye’nin Gelişme Sağladığı Alanlar ve Eksiklikleri
Contents
OECD Çalışma Grubu, Kosta Rika ve Amerika Birleşik Devletleri’nden uzmanların katılımıyla Ocak 2024’te Türkiye’yi ziyaret ederek, Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi’nin uygulanmasına yönelik 4. Aşama saha çalışmalarını tamamladı. Çalışma sırasında kamu ve özel sektör temsilcileri, yargı mensupları, medya ve sivil toplum kuruluşları ile görüşmeler yapıldı. Bu çalışmanın raporu kısa süre önce yayımlandı. Rapor, Türkiye’nin bu alandaki başarıları ve karşılaştığı zorlukları detaylı bir şekilde ele alıyor.
Gelişme Sağlanan Alanlar
Rapor, Türkiye’nin 3. Aşamadan sonra bazı önemli ilerlemeler kaydettiğini vurguluyor. Bu hususlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:
- Tüzel kişilerin (devlete ait işletmeler de dahil) yabancı kamu görevlilerine rüşvet vermesi durumunda karşılaşacakları cezalar artırıldı.
- 2016 yılında yürürlüğe giren bir yasa, karşılıklı adli yardım ve iade talepleri konusundaki çerçeveyi iyileştirdi.
- 2018’de Türkiye, Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi’ne taraf olarak, cezai rüşvet soruşturmalarında kullanılmak üzere uluslararası vergi bilgisi değişimini sağladı.
- Eximbank personelinin artık yabancı rüşvet konusuyla ilgili eğitim alması gerek
- 2022 yılında çıkarılan bir kara para aklama düzenlemesiyle “siyasi nüfuz sahibi kişi” tanımını yapıldı ve bu sayede şüpheli işlem bildirimleri yoluyla rüşvet ve ilgili suçların tespitinde ilerleme sağlandı. Şirket şeffaflığı, gerçek faydalanıcının kaydı (beneficial ownership) ve ilgili ihlaller için yaptırımların artırılması yoluyla güçlendiril
Eksiklikler
Raporda Türkiye’nin Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi’nin uygulanmasına yönelik önemli eksikliklerinin olduğu belirtilmiş. Altı çizilen hususlar şunlar:
- Türkiye’nin yabancı rüşvetle mücadele konusundaki uygulamaları ciddi endişeler doğur 2000 yılından bu yana Türk bireyler ve/veya şirketler tarafından işlendiği bilinen 23 yabancı rüşvet iddiasının hiçbiri mahkumiyetle sonuçlanmadı. Bu iddiaların neredeyse üçte ikisi hiç soruşturulmadı. Geri kalan üçte birlik kısım ise proaktif ve kapsamlı bir şekilde soruşturulmadı ve 3. Aşamadan bu yana herhangi bir kovuşturma ile sonuçlanmadı. Hiçbir tüzel kişi, yabancı veya yerli rüşvet nedeniyle sorumlu tutulmadı. Rüşvetle ilgili kara para aklama suçlarının icrası da yetersiz kaldı.
- Aşama’dan bu yana belirlenen yargı ve savcılık bağımsızlığına ilişkin sorunlar daha da kötüleşti.
- Uzun süredir devam eden Çalışma Grubu önerileri hala uygulanmadı. 2014’teki 3. Aşama’dan kalan 27 öneriden 21’i hala beklemede. Türkiye, yaklaşık 17 yıldır ihbarcı koruma yasasını benimseme önerisini dikkate almadı, bu konuda sürekli reform vaatlerinde bulunuldu ancak bu vaatler yerine getirilme
- Yabancı rüşvetin tespiti ve farkındalık yaratılması konusunda da eksiklikler tespit edildi. Türkiye, bilinen 23 yabancı rüşvet iddiasının 21’ini, özellikle 3. Aşamadan sonra medyada yer alan 12’sini tespit edemedi. Basın ve araştırmacı gazetecilik üzerindeki sansür, tespiti daha da zorlaştırdı.
- Türkiye’nin ekonomisinin önemli büyüklüğüne rağmen, yabancı rüşvetle mücadeleye yönelik ulusal bir strateji bulunmuyor.
- Adalet, Dışişleri, Hazine ve Maliye Bakanlıkları gibi kilit devlet organları, özel sektörde yabancı rüşvet konusunda farkındalık yaratmadı veya yolsuzlukla mücadele uyum programlarını teşvik etmedi. Bu sorunlar, Türk şirketlerinin yüksek yolsuzluk algısına sahip ülkelerdeki faaliyetlerinin, özellikle savunma ve inşaat gibi yüksek riskli sektörlerde artması nedeniyle daha da önem kazandı.
Sonuç
OECD’nin bu ayrıntılı raporu, Türkiye’nin yabancı rüşvetle mücadelede önemli adımlar atması gerektiğini vurguluyor. Yasal düzenlemelerin yanı sıra, farkındalık ve tespit mekanizmalarının güçlendirilmesi, şirketler ve devlet organları arasında uyum sağlanması büyük önem taşıyor. Türkiye’nin rapordaki önerilere vereceği yanıtları ve bu alandaki ilerlemelerini yakından takip edeceğiz.
OECD’nin raporuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
https://www.teid.org/uluslararasi-sozlesmeler-ve-calismalar/
* Bu yazı ilk olarak Etik Blog'da 1 Temmuz 2024 tarihinde yayınlanmıştır.