Sürdürülebilir Bir Geleceğin Temelleri ESG'de S (Sosyal) Faktörü

07.03.2024

Contents

Bu makalede Öykü Su Sabancı ortak yazar olarak yer almıştır.


Sürdürülebilirlik politikaları kapsamında iş dünyası, finansal performansın yanı sıra, şirketin toplumsal sorumluluklarını da göz önünde bulundurarak adım atmaktadır. Bu bağlamda işletmelerin sürdürülebilirlik konusunda performansını değerlendirmek adına çevresel, sosyal ve yönetişimsel - ÇSY (“ESG”) (uygulamadaki yaygın kullanım sebebiyle yazımızda ESG kelimesini kullanacağız) faktörleri değerlendirmek gerekmektedir.

ESG’nin çevresel faktörlerini ve ilgili düzenlemeleri incelediğimiz ESG’de E Faktörü başlıklı yazımızı buradan inceleyebilirsiniz. Bu yazımızda ise ESG’nin S – Social  (Sosyal) faktörü olan sosyal faktörü ele alacağız.

ESG’de S, sosyal faktörü temsil eder ve şirketlerin tedarik zinciri, paydaşları ile ilişkileri ve toplum üzerindeki etkilerini ele almaktadır. S faktörünün unsurları arasında şirketin sosyal sorumlulukları, çalışan hakları, çeşitlilik ve kapsayıcılık politikaları gibi çeşitli konular yer almaktadır. S faktörü kapsamındaki unsurlara ilişkin sosyal riskler, şirketlerin performansını ve itibarını doğrudan ilgilendiren konular olmakla birlikte toplum üzerinde de doğrudan etkilere sahiptir. Yatırımcılar, çalışanlar gibi paydaşların değerlerine ve gelişime ters düşen politikaların ve uygulamaların varlığı nihayetinde şirketin ulusal ve uluslararası alan itibarını da etkilemektedir. Bu sebeple, şirketler bu unsurları değerlendirerek ve etkin bir şekilde uygulayarak yalnızca kendi iç dinamiklerini değil, toplumsal etkilerini de şekillendirmektedir.

Sosyal faktörlere ilişkin başlıca konular aşağıda sayılmaktadır:

  • İnsan Hakları ve Toplumsal Etki,
  • Eşit Davranma İlkesi,
  • İşyeri Politika ve Prosedürleri,
  • Adil ve Şeffaf ve Hesap Verebilir Yönetim,
  • Çalışan Çeşitliliği ve Kapsayıcılık,
  • İş Sağlığı ve Güvenliği Tedbirleri,
  • Tedarik Zinciri ve Müşteri Memnuniyeti,
  • Veri Güvenliği,
  • Gönüllü Çalışmalara Teşvik ve Sağlanan Destekler.

Belirtilen bu başlıca alanlarda ESG faktörlerini etkin bir şekilde uygulama taahhüdü veren şirketler, öncelikle faaliyetleri sonucunda sosyal etkilerini değerlendirmeli ve önce ulusal ardından uluslararası düzenlemeleri öğrenmelidir. Bu kapsamda başlıca ulusal ve uluslararası düzenlemeleri aşağıda inceleyebilirsiniz.


A. Destekleyici Ulusal Düzenlemeler

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

2. 4857 sayılı İş Kanunu

3. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

4. Kurumsal Yönetim İlkeleri ve Tebliği


1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10. maddesi, eşitlik ilkesinin koruma altına alındığı temel hükümdür.  Bu madde ile herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu belirtilmektedir. Bununla birlikte, Devletin bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlü olduğunu belirten ayrımcılık karşıtı ve eşitlikçi hükümler içermektedir.

2. 4857 sayılı İş Kanunu

4857 sayılı İş Kanunu (“İş Kanunu”) ve ilgili ikincil mevzuatlar, çalışma koşulları, asgari ücret, çalışma saatleri, güvenlik ve işçi haklarına ilişkin hükümler içermektedir. İş Kanunu uyarınca iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin şirketlere çeşitli sorumluluklar yüklenmekte olup, sosyal güvenlik mevzuatı ile çalışan hakları ve sosyal haklar ile ilgili önemli düzenlemeler ve yaptırımlar yer almaktadır.

İş Kanunu uyarınca eşit davranma ilkesi benimsenmiş olup, 5. maddesinin ilk fıkrasında dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım yasağı yer almaktadır. Bununla birlikte, çalışanlar arasında ayrımcılık yapılmasını engelleyici çeşitli hükümler de bulunmaktadır.

Ayrıca yine ESG’nin S faktöründe yer alan unsurlardan çalışan hakları uyarınca, İş Kanunu 71. maddesi ile çocuk işçi çalıştırmama kuralı getirilmiştir. İlgili madde ile on beş (15) yaşını doldurmamış çocukların çalıştırması yasaklanmıştır.

3. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işverenlerin ve çalışanların sorumluluklarını düzenlemeyi amaçlamaktadır. İlgili kanunun 4. maddesi ile işveren, iş sağlığı ve güvenliği konusunda gerekli önlemleri almak, çalışanlarına eğitim vermek ve çalışma ortamını güvenli hale getirmekle yükümlü tutulmaktadır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na ek olarak Toplu İş Sözleşmesi ve Grev Kanunu gibi çeşitli düzenlemeler ile hem işçi açısından hem de işveren açısından hak ve yükümlülükler düzenlenmektedir.

4. Kurumsal Yönetim İlkeleri ve Tebliği

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na (“SPK”) dayanılarak SPK tarafından Kurumsal Yönetim Tebliği ve Kurumsal Yönetim İlkeleri yayınlamıştır. Kurumsal yönetim tebliğinin amacı, şirketler tarafından uygulanacak kurumsal yönetim ilkeleri ve taraf işlemlerine ilişkin usul ve esaslar belirlenmektedir. İlgili düzenlemeler ile şirketlerin şeffaf, adil ve etkin bir yönetim yapısı oluşturmasına teşvik edilmesi, yatırımcı ve paydaş haklarının güvence altına alınması ve sermaye piyasasının etkin bir şekilde işlemesi hedeflenmektedir.

İlgili düzenlemelerde;

  • Pay sahiplerine adil ve eşit muamele gösterilmesi, pay sahiplerinin şirketi etkilen kararlarda tüm karar alma süreçlerine etkin katılımının sağlanması ve bilgi edinme hakkı gibi haklar tanınmaktadır.
  • Kurumsal yönetim ilkeleri uyarınca toplumsal etkiye de odaklanmak amaçlandığı için, şirketlerin toplumsal sorumluluklarına dikkat etmeleri gerekmektedir.


B. Destekleyici Uluslararası Düzenlemeler

1. Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Haklarına Dair Rehber İlkeler

2. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact - “UNGC”)

3. OECD Rehber İlkeleri

4. ISO 26000 Sosyal Sorumluluk Rehberi

1. Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Haklarına Dair Rehber İlkeler

2011 yılında Birleşmiş Milletler (“BM”) tarafından oybirliği ile kabul edilen BM İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri iş dünyası kapsamında insan haklarının korunmayı ve bu hakların korunmasına toplumu teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Söz konusu ilkeler, BM İnsan Hakları Konseyi’nin 2008’de kabul ettiği “koruma-saygı gösterme-telafi etme“ çerçevesine dayanmakta ve bu çerçeveye işlerlik kazandırmaktadır:

İlkeler üç (3) başlık altında toplanmaktadır. Bunlar: (i) devletin insan haklarını koruma görevi, (ii) şirketlerin insan haklarına saygı gösterme sorumluluğu ve (iii) telafi edici çözüme erişimdir.

2. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (“UNGC” - UN Global Compact)

BM tarafından yayınlanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Çalışma Yaşamında Temel İlkeler ve Haklar Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Rio Çevre ve Kalkınma Bildirgesi ve Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi’ne dayanarak geliştirilen UNGC, on (10) ilkeden oluşmaktadır. Bu ilkeler, iş dünyasının sürdürülebilir bir şekilde ilerlemesi için insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadele alanlarında iş dünyasının temel sorumlulukları ele almaktadır.

3. OECD Rehber İlkeleri

Çok uluslu şirketlerin sosyal sorumluluklarını düzenleyen rehber ilkeler Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Teşkilatı (“OECD”) tarafından tavsiye niteliğinde hazırlanmıştır. Bu rehber ilkeler, şirketleri çalışan hakları, yolsuzlukla mücadele ve tüketici hakları gibi çeşitli konularda sorumluluk almaya teşvik etmektedir.

4. ISO 26000 Sosyal Sorumluluk Rehberi

2010 yılında Uluslararası Standartlar Örgütü (“ISO”) tarafından ilk kez yayınlanan ISO 26000 Sosyal Sorumluluk Rehberi, sosyal sorumluluk alanında uluslararası kabul gören bir rehber olmakla birlikte, şirketlerin sosyal sorumluluk ihtiyaçlarını değerlendirmesi ve geliştirmesi için bir kılavuz olarak kabul edilmektedir.

ISO 26000 kapsamında yedi (7) ilke belirlenmektedir. Bu ilkeler: (i) hesap verilebilirlik, (ii) şeffaflık, (iii) etik davranış, (iv) paydaşların çıkarlarına saygı, (v) hukukun üstünlüğüne saygı, (vi) uluslararası davranış standartlarına saygı ve (vii) insan haklarına saygı şeklindedir.

C. Sonuç

Şirketler, ESG’nin S faktörü kapsamında, sosyal sorumluluklarını tespit edip, etkin bir şekilde yerine getirdiğinde hem iç dinamiğinde hem de itibarında olumlu etkiler kazanacaktır. Bununla birlikte, sosyal faktörleri etkin bir şekilde uygulayan şirketler, yatırımcılar ve diğer paydaşlar nezdinde güven oluşturarak öne çıkacak, sürdürülebilir bir değer yaratma potansiyeline de sahip olacaktır.

ESG’de yer alan sosyal etkenlere ilişkin hem ulusal hem de uluslararası alanda birçok düzenleme mevcuttur. Söz konusu düzenlemelerden şirketin faaliyet alanına ve şirket kuruluş ve yapısına uygun olan mevzuatın uygulanması gerekmektedir.

This website is available “as is.” Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent