Haksız Ticari Uygulamalar Kapsamında Fahiş Fiyat Artışı

18.01.2023

Son dönemde karşılaşılan salgın, savaş, doğal afet, toplumsal ayaklanmalar, iç savaş ve kitlesel göç gibi birçok olay, geleceğe ilişkin belirsizliklerin oluşmasına ve beraberinde serbest piyasalarda güvensizlik ortamının doğmasına yol açmıştır. Piyasalarda yaşanan bu belirsizlik ve güvensizlik ortamı, mal/hizmet piyasalarında uygulanan fiyat politikalarını genel itibarıyla olumsuz yönde etkilemektedir. Ne var ki, ilgili mal/hizmet piyasasında hâkim durumda olan teşebbüslerin, bu hakimiyetlerini kötüye kullanarak belirsizlik ortamından etkilenmemek ve hatta daha kazançlı çıkmak için haklı bir gerekçe olmaksızın mal/hizmet fiyatlarında fahiş artışlar yaptığı görülmektedir. Teşebbüslerin bu yaklaşımı ile mevcut belirsizlik ve güvensizlik ortamı, piyasalarda fahiş fiyat oluşumlarına neden olmaktadır. Oluşan bu fahiş fiyat ortamından, piyasada faaliyet gösteren tüm birimler (ara toptancılar, perakendeciler, tüketiciler vs.) olumsuz yönde etkilenmektedir.

Her ne kadar teşebbüsler, kazançlarını arttırmak amacıyla çeşitli yollara başvursalar da, bu yollara başvururken tüketicilerin uygun fiyattan satın alma haklarını ellerinden almamaları gerekmektedir. Piyasalarda haklı bir gerekçe olmaksızın meydana gelen fahiş fiyat uygulamaları, ticari ilişkileri zedelemekte ve özellikle arz-talep dengesini bozmaktadır. Arz-talep dengesinin bozulması ise çeşitli alanlarda ürün kıtlığının yaşanmasına yol açmakta, yaşanan ürün kıtlığı da fiyatların tekrar artmasına sebebiyet vermektedir. Meydana gelen önlenemez ve döngüsel fiyat artışları şüphesiz en çok tüketicileri etkilemekte, tüketicilerin zarara uğramalarına neden olmaktadır.

Tüketiciler, ticari faaliyette bulunan işletmeler karşısında bilgi ve tecrübe bakımından daha zayıf konumdadır. Tüketicilerin işletmeler karşısındaki bu konumu, tüketici haklarının işletmeler karşısında korunmasını gerektirmektedir. Şüphesiz, ticari işletmelerin tüketicilerin tam olarak bilgi sahibi olmadığı piyasa koşulları hakkında tamamen serbest bir biçimde fiyat belirlemesi düşünülemeyecektir. Bu kapsamda tüketicilerin ekonomik çıkarlarının korunması ve karşılaşabilecekleri haksız ticari uygulamalar nedeniyle uğrayabilecekleri zararların tazminini talep etme haklarının güvence altına alınması gerekmektedir. Tüketicilerin güvenli bir piyasa ortamında ihtiyaçlarını karşılayabilmesi bu yolla sağlanabilecektir.

Nitekim Türk hukuk sistemi, tüketicilerin karşı karşıya kalabileceği fahiş fiyat uygulamalarını denetleyebilmek, gerektiği takdirde yaptırımlar uygulamak üzere çeşitli düzenlemeler getirmiştir. Bu doğrultuda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) m. 62 hükmü, bir ticari uygulamanın tüketicinin bir mal veya hizmete ilişkin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya bozma ihtimalinin olması durumunda “haksız ticari uygulama” oluşacağını öngörmüştür. TKHK ile paralel olarak haksız ticari uygulamalara yönelik detaylı düzenlemeler Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nde (Yönetmelik) yer almaktadır.

TKHK ve Yönetmelik uyarınca bir ticari uygulamanın; mesleki özenin gereklerine uymaması ve ulaştığı ortalama tüketicinin ya da yöneldiği grubun ortalama üyesinin mal veya hizmete ilişkin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya önemli ölçüde bozma ihtimalinin olması durumunda haksız olduğu kabul edilmiştir. Özellikle aldatıcı veya saldırgan nitelikte olan uygulamalar ile Yönetmelik ekinde örnek mahiyetinde yer alan uygulamalar, haksız ticari uygulama olarak değerlendirilmiş ve tüketicilere yönelik her türlü haksız ticari uygulama yasaklanmıştır.

Yönetmelik m. 29’da yer alan aldatıcı eylemler, m. 30’daki aldatıcı ihmaller ve m. 31’deki saldırgan ticari uygulamalar ile Yönetmelik ekinde yer alan örnek uygulamalar, her hâlükârda haksız ticari uygulama olarak kabul edilmektedir. Bu noktada ilgili madde hükümlerinde yer alan haksız ticari uygulamalara değinmek gerekmektedir. Yönetmelik m. 29’da; bir mal veya hizmetin fiyatı, fiyatının hesaplanma yöntemi, ödeme koşulları ya da belirli bir fiyat avantajı hususunda tüketicilerin aldatılması fiili, aldatıcı eylem kabul edilmiştir. Yine benzer şekilde, Yönetmelik ekinde yer alan, ticari uygulamada bulunanın makul sayılabilecek bir süre ve miktarda söz konusu mal veya hizmeti ya da bunların muadillerini belirtilen fiyattan sunamayacağına veya başka bir yerden tedarik edemeyeceğine ilişkin yeterli bilgi sahibi olmasına rağmen, tüketiciyi bu konuda uyarmaksızın mal veya hizmetleri o fiyattan edinmeye davet etmesi de aldatıcı eylem kabul edilmektedir.

Yönetmelik ekinde belirtilen haksız ticari uygulamalara dair örneklerde, tüketiciye sunulan mal veya hizmetlerde yapılan fiyat artışlarının, aslında oluşmamasına rağmen, girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi değişkenlere dayandığı izleniminin oluşturulmasının ihlale sebebiyet vereceği belirtilmekteydi. Ancak anılan hüküm 01.02.2022 tarihinde ilga edilmiş ve konuya ilişkin yeni bir düzenleme yapılmamıştır. Söz konusu hükmün kaldırılmasının gerekçesi, açıklanmamakla birlikte, konunun, Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 18. maddesinde, fahiş fiyata ilişkin yer verilen esaslarla zaten düzenlenmiş olmasına dayandırılabilir. Öte yandan, bu hususta yapılacak bir düzenlemenin, hukuk sisteminde belirsizlik oluşturacağı endişesinden de söz etmek mümkün.

Söz konusu hüküm Yönetmelik’te yer verilen örnek uygulamalar kısmından kaldırılsa dahi, TKHK m. 62 lafzından ve düzenlemenin amacından yola çıkarak, girdi fiyatları bahane edilerek yapılan fahiş fiyat uygulamalar, haksız ticari uygulama olarak nitelendirilebilecektir. Konuyla ilgili olarak Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin bir mal veya hizmetin satış fiyatında fahiş fiyat artışı yapamayacağı hüküm altına alınmıştır. Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 18. maddesi uyarınca fahiş fiyat artışı yapan teşebbüslere on bin Türk Lirasından yüz bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verileceği düzenlenmiştir.[1] İlgili hükümde öngörülen idari para cezasının uygulanabilmesi amacıyla, bu kanun kapsamında yapılacak şikayetleri incelemek üzere 28 Mayıs 2020 tarihli ve 31138 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği ile Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturulmuştur. Şikâyet başvuruları ise dilekçeyle, şikâyet sistemi üzerinden veya diğer elektronik başvuru yöntemleri kullanılarak Ticaret Bakanlığı’na ya da Ticaret Bakanlığı İl Müdürlüklerine yapılmaktadır.

Haksız ticari uygulamalara yönelik idari yaptırım TKHK m. 77’de düzenlenmektedir. Bu hüküm doğrultusunda; TKHK m. 62 kapsamına giren haksız ticari uygulama üç aya kadar tedbiren durdurulabilecek, neticede uygulama tamamen durdurulabilecek veya haksız ticari uygulamalarda bulunan teşebbüsler hakkında beş bin Türk Lirası[2] idari para cezası uygulanabilecektir. Reklam Kurulu tarafından yürütülecek inceleme neticesinde ihlalin niteliğine göre bu cezalar birlikte veya ayrı ayrı verilebilmektedir. Ayrıca, haksız ticari uygulamanın ülke genelinde gerçekleştirilmesi halinde beş bin değil elli bin Türk Lirası[3] idari para cezası uygulanacağı düzenlenmiştir.

Sonuç olarak; son dönemde kamuoyunun gündeminde üst sıralarda yer alan ve özellikle tüketicileri önemli ölçüde ilgilendiren, piyasa gerçeklikleriyle bağdaşmayan fahiş fiyat uygulamalarına yönelik de çeşitli idari para cezalarının uygulanması öngörülmektedir. Tüketicilerin korunması açısından son derece önem arz eden ve mevzuatta öngörülen söz konusu idari yaptırımların uygulanması şüphesiz tüketicilerin farkındalığı, ilgili kurumların denetimleri ve hukuk sisteminin işlerliği sayesinde mümkün olacaktır.


[1] Bu hüküm uyarınca 2023 yılında uygulanacak idari para cezası tutarları Kabahatler Kanunu m.17/7’ye göre yeniden değerleme oranınca uygulanan artırım sonrası 33.126,105 TL ile 330.126,105 TL arasında olacak şekilde güncellenmiştir.

[2] Bu hüküm uyarınca 2023 yılında uygulanacak idari para cezası tutarı Kabahatler Kanunu m.17/7’ye göre yeniden değerleme oranınca uygulanan artırım sonrası 34.701 TL olarak güncellenmiştir.

[3] Bu hüküm uyarınca 2023 yılında uygulanacak idari para cezası tutarı Kabahatler Kanunu m.17/7’ye göre yeniden değerleme oranınca uygulanan artırım sonrası 147.128 TL olarak güncellenmiştir.


1. Fahiş Fiyata İlişkin Sınırlamalar ve Aykırılığın Ticaret Hukuku Açısından Sonuçları, Rauf Karasu Semih Sırrı Özdemir, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 26 - Sayı: 3 (www.dergipark.org.tr)

2. Tüketici Hukukunda Haksız Ticari Uygulamalar ve Uygulama Örnekleri (Unfair Commercial Practices and Examples of Practice in Consumer Law), Prof. Dr. Ebru Ceylan, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi - Yıl 8, Sayı 15 (www.dergipark.org.tr)

3. Tüketicilere Yönelik Etik Dışı Fiyatlama Uygulamaları (Unethical Pricing Practices Towards Consumers), Murat Selim Selvi, Neslihan Cavlak, Doğuş Üniversitesi Dergisi, Cilt: 23 - Sayı: 2 (www.dergipark.org.tr)


Tagged with: Gökçe, Aslıhan Kayahan, Başak TaşCommercial & Corporate

This website is available “as is.” Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent