Anayasa Mahkemesi’nin Gemiadamlarının Hizmet Akdinin Sona Ermesi Durumunda Kullanılmamış Yıllık Ücretli İzin Alacaklarına İlişkin Vermiş Olduğu Karara Dair İnceleme

10.05.2024

Contents

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin başvurusu üzerine yaptığı incelemede Anayasa Mahkemesi 01.02.2024 tarihli, 2022/154 E. ve 2024/33 K. sayılı kararı[1] (“AYM Kararı”) ile 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun (“Kanun”) 40. maddesi 7. fıkrasını, Anayasa’nın 50. maddesine aykırı olduğu gerekçesi ile iptal etmiştir.

Aşağıda irdelediğimiz gerekçesi ile bekleneni tam anlamıyla karşılamasa da AYM Kararı’nı deniz iş hukuku alanında çalışan her meslektaşımız gibi bizler de haklı ve yerinde bulduğumuzu söyleyebiliriz. Zira, 20.04.1967 tarihli Kanun, hem 22.05.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu (“İş Kanunu”) hem de 11.01.2011 tarih ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) gerisinde kalmakta ve gemiadamları için hak kayıplarına sebebiyet vermekteydi. 

Detaylı incelememize geçmezden evvel, hem AYM Kararı’na konu mevzuat hükümlerine hem de tarafımızca işbu yazımız içerisinde atıf yapılacak mevzuat hükümlerine aşağıda yer vermekteyiz.

1. İlgili Mevzuat Hükümleri


1.1. Kanun’un iptal edilen 40/7. maddesi: 

Gemiadamının hakettiği yıllık ücretli izni kullanmadan hizmet akti 14 üncü maddenin II, III ve IV üncü bentlerine göre bozulursa, işveren veya işveren vekili izin süresine ait ücreti, gemiadamına ödemek gemiadamına ödemek zorundadır.”  


1.2. Kanun’un 14. maddesi:

Süresi belirli olan veya olmıyan yahut da sefer üzerine yapılan hizmet akti:

I - İşveren veya işveren vekili tarafından:

a) Gemiadamının herhangi bir limanda geminin hareketinden önce gemiye dönerek hizmete girmemesi veya gemiye hiç dönmemesi,

b) Gemiadamının gemide hizmet görmesinin tutukluluk, hapis veya gemide çalışmaktan menolunması gibi sebeplerle imkansız bir hal alması,

c) Gemiadamının işveren veya işveren vekiline karşı, kanuna, hizmet akitlerine sair iş ve çalışma şartlarına aykırı hareket etmesi,

ç) Gemiadamının işveren veya işveren vekiline karşı denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak ve adaba aykırı hareket etmesi,

II - Gemiadamı tarafından:

a) Ücretin kanun hükümleri veya hizmet akti gereğince ödenmemesi,

b) İşveren veya işveren vekilinin gemiadamına karşı, kanuna, hizmet akitlerine veya sair iş şartlarına aykırı hareket etmesi,

c) İşveren veya işveren vekilinin gemiadamına karşı denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak ve adaba aykırı hareket etmesi,

III - İşveren, işveren vekili veya gemiadamı tarafından:

a) Geminin herhangi bir sebeple 30 günden fazla bir süre seferden kaldırılması,

b) Gemiadamının herhangi bir sebeple sürekli olarak gemide çalışmasına engel bir hastalığa yakalanması veya engelli hâle gelmesi, (1) Hallerinde feshedilebilir.

IV - Geminin kayba uğraması, terk edilmesi veya harp ganimeti ilan edilmesi veyahut Türk Bayrağından ayrılması hallerinde ise hizmet akti kendiliğinden bozulur.


1.3. Kanun madde 48:

Bu kanun hükümleri, gemiadamına daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan kanun, toplu iş sözleşmesi, hizmet akti, örf ve adetlerden doğan haklara halel getirmez. 


1.4. Anayasa m. 50/3:

Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.


1.5. İş Kanunu madde 59/1:

İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar.


1.6. TBK madde 425/2:

Hizmet sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi hâlinde, işçinin hak kazanıp da kullanamadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı, hizmet sözleşmesinin sona erdiği tarihte işlemeye başlar.


1.7. 13.06.1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun (“Basın İş Kanunu”) madde 6/6:

Gazeteci yıllık iznini kullanmamışsa, işine son verilmesi halinde, izin müddetine ait ücreti kendisine peşin olarak verilir.

2. AYM Kararı

2.1. İtirazın Gerekçesi

Başvurucu Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, ücretli yıllık iznin kullanılmaması durumunda, sözleşmenin sona ermesinin ardından kullanılmayan izne ilişkin ücretin talep edilmesinin genel olarak mümkün olduğu, bu nedenle yıllık iznin kullanılmamış olmasının dinlenme hakkına ilişkin anayasal güvenceyi ortadan kaldırmayacağı, buna karşın kullanılmayan yıllık izne karşılık gelen ücretin itiraz konusu kural uyarınca bazı hallerde ödenmemesinin dinlenme hakkıyla bağdaşmadığını belirterek kuralın Anayasa’nın 50. maddesine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

2.2. İptal Edilen Hükmün Anayasa’ya Aykırılık Sorunu

Anayasa Mahkemesi, iptali istenen hükümde gemiadamının hak ettiği ücretli yıllık izni kullanmadan önce hizmet sözleşmesinin Kanun madde 14/(I) uyarınca feshedilmesi halinde kullanmadığı yıllık izne ilişkin ücreti talep edemeyeceğinin öngörüldüğüne değinmiş ve bu hükmü İş Kanunu’nun, Basın İş Kanunu’nun ve TBK’nın yukarıda yer verdiğimiz hükümleri ile karşılaştırarak gemiadamının sözleşmesinin Kanun madde 14/(I) uyarınca feshedilmesi durumunda kullanmadığı yıllık izne ilişkin ücreti talep edememesini, dinlenme hakkı kapsamında bulunan ücretli yıllık izin hakkının işlevini tamamen yitirmesine neden olabilecek nitelikte bulmuştur. 

İlaveten, işçinin ücretli yıllık izin kullanmasını sağlamanın işverenin yükümlülükleri arasında olduğuna, bu iznin kullanılacağı zamanın yasal sınırlar içinde ilke olarak işveren tarafından belirlendiğine ve bu nedenle iznin kullanılmasından önce sözleşmenin Kanun madde 14/(I) uyarınca feshedilmesi durumunda uygulanabilecek telafi edici herhangi bir yöntem olmamasının dinlenme hakkıyla bağdaşmadığına dikkat çekmiştir. 

Sonuç olarak da gemiadamlarının sözleşmelerinin Kanun madde 14/(I) uyarınca feshedilmesi durumunda hak edip kullanmadıkları yıllık izne ilişkin ücreti talep etmelerine imkân tanımayan bu hükmün, dinlenme hakkı kapsamında bulunan ücretli yıllık izin hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle Anayasa’nın 50. maddesine aykırı olduğuna hükmetmiştir.

2.3. İptal Kararının Yürürlüğe Girmesi

Karar, Resmî Gazete’de yayımlandığı 14.03.2024 tarihinden 6 (altı) ay sonra yürürlüğe girecektir.

3. İptal Kararından Önceki Uygulama ve Doktrin Görüşleri

Kanun’un iptal edilen 40/7 maddesine göre “Gemiadamının hakettiği yıllık ücretli izni kullanmadan hizmet akti 14 üncü maddenin II, III ve IV üncü bentlerine göre bozulursa, işveren veya işveren vekili izin süresine ait ücreti, gemiadamına ödemek zorundadır.”. Hükmün mefhum-u muhalifinden, gemiadamının hizmet akdinin işverence Kanun madde 14/(I)’de belirtilen sebepler ile sona erdirilmesi ya da gemiadamı tarafından madde 14/(II)’de belirtilenler dışında bir nedenle sona erdirilmesi halinde hak kazanılan ancak kullandırılmayan yıllık ücretli izin alacağının gemiadamına ödenmek zorunda olmayacağı anlamı çıkmaktaydı.   

Yazımızın giriş kısmında belirtmiş olduğumuz üzere Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını son derece yerinde bulmakla birlikte, iptal gerekçesinin eksik olduğu kanaatindeyiz. Zira, gemiadamlarının hizmet sözleşmelerinin sona erme sebepleri Kanun’un 14. maddesinde yazılanlar ile sınırlı değildir. Örneğin, hizmet sözleşmesinin gemiadamı tarafından Kanun madde 14/(II) dışında herhangi bir sebeple sona erdirilmesi halinde yıllık ücretli izin alacağına hak kazanıp kazanmayacağı hususu hiç irdelenmemiştir. 

Oysa gemiadamlarının özellikle herhangi bir sebep belirtilmeksizin istifa etmeleri durumunda yıllık ücretli izin alacağına hak kazanmadıklarına dair mahkeme kararları ile sıkça karşılaşılmakta ve bu kararlara dayanak da tam olarak iptal edilen hükmün atfıyla bu tür istifaların Kanun madde 14/(II)’de sayılan sebepler arasında olmaması gösterilmektedir.

Görüleceği üzere, burada gemiadamları bakımından İş Kanunu ile tamamen farklı bir uygulama ve hüküm mevcuttu Ancak deniz iş hukuku alanında yetkin Bektaş KAR, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK’nın 425/3 maddesi ile Kanun’un 40/7 maddesinin tadil edildiğini, sonradan yürürlüğe giren genel kanun hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini savunmakta ve TBK madde 425/3’ün gemiadamları bakımından da uygulanması gerektiğini savunmaktaydı[2]. İlaveten 4940 sayılı yasa ile 15.07.2003 tarihinde onaylanan 146 sayılı İLO sözleşmesinin 7. maddesinde "hak kazandığı yıllık iznini kullanmadan işinden ayrılan ya da çıkartılan gemi adamının yıllık iznine tekabül eden ücret alacağını alacağı" hususu açıkça düzenlendiğinden, bu sözleşme hükmü dikkate alındığında da hizmet akdinin her türlü sona ermesinde gemiadamının kullanmadığı yıllık ücretli izinlerin karşılığında ücret alacağına hak kazanması gerektiğini vurgulamaktaydı.[3] 

Uygulamada, bu görüş ile paralel olarak ve Kanun’un 48. maddesinde yer alan “Bu kanun hükümleri, gemiadamına daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan kanun, toplu iş sözleşmesi, hizmet akti, örf ve adetlerden doğan haklara halel getirmez.” düzenlemesi de esas alınarak işçi lehine olan düzenlemelerin uygulanması gerektiğine, yıllık izin ücretinin belirli fesih sebeplerine bağlanmasının hakkaniyete uygun olmadığına ve dolayısıyla her türlü fesih hallerinde yıllık izin ücretinin ödenmesi gerektiğine yönelik kararlar ile de karşılaşılabilmekteydi.

4. Sonuç

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile gemiadamları bakımından bu haksız uygulamayı sona erdirmesini son derece yerinde bulsak da eğer Anayasa Mahkemesi’nin amacı, Kanun’un yıllık ücretli izin alacağına dair hükümlerinin Anayasa başta olmak üzere, İş Kanunu ve TBK ile uyumlu hale getirilmesi ise, bu hükmün iptal gerekçesinde, tıpkı bu kanunlarda olduğu gibi gemiadamının -hizmet sözleşmesi hangi sebeple sona ermiş olursa olsun- hak etmiş olup da kullanmadığı yıllık izne dair ücreti talep edebileceklerinden bahsetmesi daha yerinde olurdu.

Yapılacak yeni düzenlemede yalnızca Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesinin değil aynı zamanda uygulamada karşılaşılan sorunlar ile yürürlükteki diğer iş mevzuatının da dikkate alınmasının, gemiadamları bakımından çağa ve İş Kanunu’na daha uygun olacağı kanaatindeyiz.


[1] Anayasa Mahkemesi’nin bahsi geçen kararına erişmek için tıklayınız.

[2] KAR, Bektaş: “İçtihatları ve Mevzuat ile Deniz İş Hukuku”, Ankara-2011, s:131

[3] KAR, Bektaş: “İçtihatları ve Mevzuat ile Deniz İş Hukuku”, Ankara-2011, s:132

 

This website is available “as is.” Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent