Anayasa Mahkemesi Reklam Kurulu’nun Erişimi Engelleme Yetkisini Anayasa’ya Aykırı Bularak Dayanak Düzenlemenin İptaline Karar Verdi

25.03.2024

Anayasa Mahkemesi (“AYM”), Reklam Kurulu’nun -mevzuata aykırı- reklamlar bakımından internet sitelerine/ içeriklere erişimi engelleme yetkisi veren düzenlemeyi iptal eden 27.10.2023 tarih ve 32352 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan 13.09.2023 tarihli ve 2022/70 E. ve 2023/152 K. sayılı kararı bu yılın reklam hukuku ve uygulamaları bakımından en büyük gelişmelerinden biri oldu. Yayım tarihinden dokuz ay sonra, 27.07.2024 tarihinde yürürlüğe girecek iptal kararı kapsamında, ilgili düzenlemenin ölçülülük ilkesine aykırı olduğu tespit edildi ve öncelikle daha ölçülebilir düzenlemeler yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kendisine tanınan bu geniş sürede kanun koyucunun, farklı koruyucu mekanizmaları da içeren ve daha ölçülebilir bir düzenlenme yapması beklenmektedir.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği başta olmak üzere, ilgili düzenlemelerde ve ilke kararlarda belirtilen hususlara uygun olarak gerçekleştirilmeyen reklamlara karşı Reklam Kurulu tarafından yaptırım uygulanabilmektedir.

Bu yaptırım yetkisinin kapsamı 01.04.2022 tarih ve 31796 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan düzenlemelerle genişletilmiş ve Reklam Kurulu, internet üzerinden gerçekleşen ihlalin yer aldığı yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak erişimin engellenmesine ve hatta bu şekilde kısmı engelleme teknik açıdan mümkün değilse ilgili internet sitesinin tümüne erişimin engellenmesine karar verilmesi düzenlenmiştir. Bu kararlara karşı sulh ceza hakimliklerine başvuru, sulh ceza hakimliğinin bu yöndeki kararına karşı ise itiraz yolu açıktır. Ancak söz konusu kararlar birer idari karar olduğundan, normal şartlarda, tıpkı Reklam Kurulu’nun diğer kararları gibi, bu kararlara karşı da idari işlemin iptali yolunun açık olması beklenmektedir. Zira, aynı tür karar için öngörülen farklı kanun yolları mevcuttur.

Bunun üzerine, söz konusu düzenlemeye karşı AYM nezdinde iptal talepli başvuru yapılmış ve temel olarak;

i) Reklam Kurulu’nun erişimi engellemeye yönelik yetkisini sınırlayan net, açık, anlaşılır herhangi bir ölçüte yer verilmediği,

ii) tümden erişimin engellenmesi durumunda ilgili sitede yer alan diğer içerik sahiplerinin mağduriyetinin gündeme gelebileceği,

iii) bu durumda temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasının söz konusu olacağı ve dahi bunu güvenceye alır bir sınırlama olmadığı,

iv) erişim engellenmesi kararlarına karşı öngörülen itiraz yolunun aynı eylemden kaynaklanan diğer yaptırımlar için başvurulacak itiraz yolundan farklı nitelikte olmasının uygulamada sorun oluşturacağı gerekçe olarak ileri sürülmüştür.

AYM tarafından yapılan değerlendirme kapsamında, bu durumun temel hak ve özgürlükler arasında tanımlanmış olan ifade özgürlüğü ile çalışma ve teşebbüs kurma özgürlüğünü sınırlandırdığı, ancak özellikle bu yöndeki sınırlama niteliğinde kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir olması gerektiği hususuna dikkat çekilmiştir. 

Bu açıdan yapılan değerlendirmede ise, tüketiciyi yanıltıcı reklamdan koruma amacı anlamında esasen meşru bir kapsamda ilerlendiği ve nitekim söz konusu yaptırımın yine bu amaca ulaşma anlamında elverişsiz bir yol olmadığı tespit edilmiştir.

AYM kararında “kamu makamlarının temel hak ve özgürlüklere müdahale ederken sınırlamaya yönelik meşru amacı gerçekleştirmeye sadece en elverişli değil ayrıca en uygun aracı seçme yükümlülüğü bulunmaktadır” hususunu vurgulamıştır. Kanunun mevcut halindeki düzenlemeye göre, başkaca bir önlem alınmaksızın ilgili bölüme tamamen erişimin engellenmesi söz konusu olabilecektir. Bu hususun ise, ifade özgürlüğü ile çalışma ve özel teşebbüs kurma özgürlüğünün kullanımının tamamen ortadan kaldırılmasına sebep olabileceği değerlendirilmiştir. Bunun yerine, ölçülülük ilkesi gereği; temelde ulaşılmak istenen amaca daha hafif bir sınırlama ile ulaşılmasını mümkün kılabilecek, daha az zarara yol açabilecek alternatif yöntemlerin dikkate alınması gerekmektedir.

Bu kapsamda, söz konusu cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu sürede doğabilecek hukuksal boşlukların önüne geçebilmek sebebiyle, iptal kararının, kararı Resmî Gazete’de yayımlanmasını takibe dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.

Sonuç olarak, AYM burada temel amacı ve Reklam Kurulu’nun bu yöndeki uygulamasını tamamen hatalı bulmamış, sadece bunun ölçülülük ilkesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Nitekim yeni bir düzenleme yapılması için kanun koyucuya bu şekilde geniş bir süre tanınması da aslen bunun göstergesidir. Bu aşamada beklenen ise, kanun koyucunun aynı temel amaca ulaşmak ve tüketicileri korumak için, görece daha sınırlı ve öngörülebilir bir yöntem geliştirmesi olup, sürecin nasıl şekilleneceği merakla beklenmektedir.

This website is available “as is.” Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent