Sürdürülebilir Bir Geleceğin Temelleri - ESG'de G (Yönetişim) Faktörü

15.03.2024

Bu makalede Öykü Su Sabancı ortak yazar olarak yer almıştır.


Şirketlerin sürdürülebilirlik performansını değerlendirmelerinde, çevresel, sosyal ve yönetişimsel - ÇSY (environment, social and governance - “ESG”) faktörleri kapsayan ESG faktörleri büyük bir önem taşımaktadır. Şirketlerin, yatırımcıların ve diğer paydaşların bu konuda bilgi sahibi olması ve sürdürülebilir adımlar atması, sadece finansal performansı değil, aynı zamanda şirketin daha uzun süreler varlık göstermesi ve sürdürülebilir bir gelecek için de önemli bir rol oynamaktadır.

ESG’nin çevresel faktörlerini ve ilgili düzenlemeleri incelediğimiz ESG’de E Faktörü adlı yazımıza buradan, sosyal faktörleri ve ilgili düzenlemeleri incelediğimiz ESG’de S Faktörü adlı yazımıza ise buradan ulaşabilirsiniz. Bu yazımızda ise ESG’nin G-Governance faktörü olan yönetişim faktörünü ele alacağız.

ESG’de G, yönetişimsel faktörleri ifade etmekte olup, işletmenin şeffaf, hesap verilebilir ve adil olması, yolsuzlukla mücadele stratejileri, etik kuralları ve bağımsız bir yönetim kurulunun oluşturulması ve denetimi gibi konuları kapsamaktadır. ​Yönetişim faktörü, şirketlerin doğru ve şeffaf yöntemleri kullanarak adım atmasını, yöneticilerini seçerken çeşitlilik ve kapsayıcılık ilkelerini de gözeterek adım atmasını sağlamaktadır. Bu kapsamda yatırımcılar ve diğer paydaşlar şirketlerin yönetim kurulu üyelerini ve üst düzey üyelerini seçerken kendi çıkar ve çatışmalarından uzak bir şekilde ve etik ilkeler kapsamında seçebilmektedir.


Yönetişim faktörlerine ilişkin başlıca konular aşağıda sayılmaktadır:

- Liderlik ve Kurumsal Yönetim,

- Yolsuzlukla Mücadele,

- İş Etiği,

- İç Kontrol ve Risk Yönetimi,

- Regülasyonlara Uyum,

Şeffaf ve Hesap Verilebilir Yöntemler,

- Yönetim Kurulu ve Yöneticiler,

Paydaş İlişkileri.


Belirtilen bu başlıca alanlarda yönetişim faktörlerini etkin bir şekilde uygulama taahhüdü veren şirketler, faaliyetleri sonucunda yönetişim açısından güncel durumunu değerlendirmeli ve önce ulusal ardından uluslararası düzenlemeleri öğrenmelidir. Bu kapsamda başlıca ulusal ve uluslararası düzenlemelerin bir kaçını aşağıda inceleyebilirsiniz.


A.    Destekleyici Ulusal Düzenlemeler


1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

2. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu

3. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu

4. 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu

5. 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu

6. 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu

7. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu

8. Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarına (TSRS) İlişkin Kurul Kararları

9. Kurumsal Yönetim İlkeleri ve Tebliği


1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası


2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda (“Anayasa”) ESG faktörlerini destekleyici çeşitli hükümler bulunmaktadır. Anayasa’nın “Yargı Yetkisi” başlıklı 9. maddesi ve “Mahkemelerin Bağımsızlığı” başlıklı 138. maddesi gibi hükümler adaletin tesisi, korunması ve yargının bağımsızlığı amaçlarını taşımaktadır.


Bununla birlikte, “Mal Bildirimi” başlıklı 71. madde kamu görevlilerinin, görevleri boyunca mal bildiriminde bulunmalarını zorunlu tutmaktadır. “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74. madde ise vatandaşların devlet organlarına başvurma, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma haklarını düzenlemektedir.


2. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu


5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (“TCK”) uyarınca rüşvet, görevi kötüye kullanma, haksız mal edinme gibi yolsuzlukla ilgili eylemler suç olarak kabul edilip, çeşitli yaptırımlara tabi olmuştur. Rüşvet (TCK m. 252), irtikap (TCK m. 250), zimmet (TCK m. 247 ve 155), aklama (TCK m. 282), suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, dolandırıcılık (TCK m. 157), görevi kötüye kullanma (TCK m. 257) suçları doğrudan yaptırıma; lobicilik (TCK m. 257), kayırmacılık gibi suçlar ise dolaylı olarak yaptırıma tabi olmaktadır.


3. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu


6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) uyarınca anonim şirketlerde bilgi edinme ve inceleme hakkı ile ilgili çeşitli hükümler bulunmaktadır. TTK’nın 392. maddesinde yönetim kurulu üyeleri açısından, 437. maddesinde ise şirket pay sahipleri açısından ayrı olarak bilgi edinme ve inceleme hakkı düzenlenmiştir. Bu hak, şirketlerin ESG’nin G faktörü kapsamında yer alan paydaşlarına ve topluma karşı şeffaf ve hesap verilebilir olma yükümlülüğünü destekleyici nitelikte bir haktır.


Ayrıca, TTK’nın 1529. maddesinde kurumsal yönetim ilkeleri düzenlenerek, şirketin denetim ve yönetim organlarının birbirinden ayrılması ve hem yönetici hem paydaşların korunması amaçlanmaktadır. İlgili madde uyarınca kurumsal yönetim ilkelerinin belirlenmesi konusunda Sermaye Piyasası Kurulu (“Kurul”) yetkili olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Kurul aşağıda 9. maddede açıklanan Kurumsal Yönetim İlkeleri’ni ve Kurumsal Yönetim Tebliği’ni yayınlamıştır.


4. 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu


Yolsuzlukla mücadele kapsamında hazırlanan 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu ile kanun kapsamında sayılan taraf ve kişilerin mal bildiriminde bulunmaları, bildirimlerin yenilenmesi, mal edinmelerin denetimiyle, haksız mal edinme veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunma halinde uygulanacak hükümler düzenlenmektedir.


5. 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu


4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. İlgili kanunun 4. maddesi kapsamında herkesin bilgi edinme hakkına sahip olduğu düzenlenmekte olup, Türkiye'de ikamet eden yabancılar ile Türkiye'de faaliyette bulunan yabancı tüzel kişiler, isteyecekleri bilgi kendileriyle veya faaliyet alanlarıyla ilgili olmak kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde bu haktan yararlanacağı belirtilmiştir.


Bilgi edinme hakkına karşılık olarak, 5. maddede de bilgi verme yükümlülüğü düzenlenmektedir. Bu yükümlülük kapsamında, kurum ve kuruluşlar, istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin ve doğru sonuçlandırmak üzere gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlü tutulmaktadır.


6. 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu


6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (“SPK”) ile sermaye piyasasının güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işleyişinin ve gelişmesinin sağlanmasını, yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunması için sermaye piyasasının düzenlenmesini ve denetlenmesini amaçlamaktadır. Bu kapsamda SPK’da sermaye piyasası suçları düzenlenmektedir. Sermaye piyasasına ilişkin bilgi ile yatırımcılar arasında fırsat eşitsizliği yaratılmasının önüne geçilmesi amacıyla SPK’nın 106. maddesinde bilgi suistimali suçu düzenlenmektedir. Bilgi suistimali suçunun yaptırımı olarak üç (3) yıldan beş (5) yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülmektedir.


7. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu


5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Tüzel kişilerin sorumluluğu” başlıklı 43/A. maddesi uyarınca kanunda sayılan bazı suçların tüzel kişinin yararına olarak işlenmesi sonucunda tüzel kişi hakkında on bin Türk Lirasından elli milyon Türk Lirasına kadar idarî para cezası verileceği öngörülmektedir. Kanun kapsamında sayılan suçlar özetle dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, zimmet gibi suçlardır.


8. Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarına (TSRS) İlişkin Kurul Kararları


Kamu Gözetimi Kurumu (“KGK”), Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Vakfı’nın (“IFRS”- International Financial Reporting Standards) kurduğu Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu tarafından yayınlanan şirketlerin ve yatırımcıların sürdürülebilirlik konusundaki açıklamalarını sermaye piyasaları için tek ve küresel bir temelde sunmalarına olanak tanıyacak IFRS S1 ve IFRS S2 isimli uluslararası standartları benimseme kararı alarak, hesap verilebilirlik konusunda önemli bir adım atmıştır.


ISSB ile KGK arasında yapılan anlaşmaya istinaden, 29.12.2023 tarihli ve 32414 sayılı (1. Mükerrer) Resmi Gazete’nin “Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarının (TSRS) Belirlenmesi” ve “Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarının (TSRS) Uygulama Kapsamının Belirlenmesi” konulu 2 adet kurul kararı yayımlanmıştır.


İlgili düzenlemeler doğrultusunda, 01.01.2024 tarihinden itibaren “eşik değerlere tabi” işletmelerden belirlenen eşik değerleri art arda iki raporlama döneminde aşan kurum, kuruluş ve işletmeler için TSRS Standartları uyarınca sürdürülebilirlik raporu hazırlaması zorunludur. 01.01.2024 tarihine kadar gönüllülük esasına dayalı olarak yapılan sürdürülebilirlik raporlaması, bu madde ile yükümlülük haline getirilerek hesap verilebilir bir sisteme geçiş süreci başlamıştır.


9. Kurumsal Yönetim İlkeleri ve Tebliği


Kurul tarafından SPK’ya dayanılarak, Kurumsal Yönetim Tebliği ve Kurumsal Yönetim İlkeleri yayınlamıştır. , Kurumsal Yönetim Tebliği ve Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin amacı, şirketler tarafından uygulanacak kurumsal yönetim ilkeleri ve taraf işlemlerine ilişkin usul ve esaslar belirlenmektedir. İlgili düzenlemeler ile şirketlerin şeffaf, adil ve etkin bir yönetim yapısı oluşturmasına teşvik edilmesi, yatırımcı ve paydaş haklarının güvence altına alınması ve sermaye piyasasının etkin bir şekilde işlemesi hedeflenmektedir.


- Şirketlerin etkin bir risk yönetimi ve iç kontrol sistemi kurmaları gerekliliği vurgulanmaktadır.


- Şirketlerin yönetim kurulunun bağımsız üyelerden oluşması gerektiği, denetim süreçlerinin adil yürütülmesi gerektiğine ilişkin hükümler düzenlenmekte olup, şirketlerin finansal durumu, faaliyetleri, stratejileri ve riskleri hakkında paydaşları ve toplumu şeffaf bir şekilde bilgilendirmesi gerektiği yükümlülükleri düzenlenmektedir. Bu şekilde, toplumun ve paydaşların şirketin durumu hakkında doğru ve güvenilir bilgiye erişmesi sağlanmaktadır.


Yukarıda başlıca mevzuatlar sayılmış olup, Bankacılık Kanunu, İcra ve İflas Kanunu ve Devlet Memurları Kanunu gibi birçok mevzuatta ESG’nin G-yönetişim faktörünü destekleyici çeşitli hükümler ve düzenlemeler bulunmaktadır.


B.     Destekleyici Uluslararası Düzenlemeler


1.     1977 Yurtdışı Yolsuzluk Faaliyetleri Yasası

2.     Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi

3.     Sınır Aşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi

4.     OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi

5.     Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk Sözleşmesi (ETS 173)

6.     Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi (ETS 173)

7.     Finansal Olmayan Raporlama Direktifi (“NFRD”)

8.     Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Yönergesi (“CSRD”) 

9.     IFRS S1 – S2 

 

1.  1977 Yurtdışı Yolsuzluk Faaliyetleri Yasası


Amerika Birleşik Devletleri'nde yürürlüğe giren ve yabancı ülkelerde faaliyet gösteren şirketlerin yolsuzlukla mücadele etmelerini amaçlayan 1977 Yurtdışı Yolsuzluk Faaliyetleri Yasası (“FCPA” - Foreign Corrupt Practices Act), yolsuzluk ile mücadele konusunda sınır ötesi yetkiye sahip ilk düzenlemedir. FCPA'nın temel amacı, yolsuzluk faaliyetlerini engellemek ve Amerikan şirketlerinin yabancı kamu görevlilerine rüşvet vermesini önlemektir. Ancak belirtmek gerekir ki, FCPA, Amerikan şirketlerinin yanı sıra Amerikan menkul kıymetlerine kayıtlı olan yabancı şirketleri de kapsamaktadır.


2. Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi


Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi, yolsuzlukla mücadelede hukuken bağlayıcı evrensel nitelikteki tek sözleşmedir. Bu Sözleşme ile: (i) yolsuzluğun önlenmesi ve yolsuzlukla mücadelenin daha etkin ve verimli kılınmasına yönelik önlemlerin teşvik edilmesi ve güçlendirilmesi, (ii) varlıkların geri alınması dâhil olmak üzere, yolsuzluğun önlenmesi ve yolsuzlukla mücadelede uluslararası iş birliği ve teknik yardımlaşmanın teşvik edilmesi, kolaylaştırılması ve desteklenmesi ve (iii) dürüstlüğün, hesap verebilirliğin ve kamusal işler ile kamu mallarının düzgün yönetiminin teşvik edilmesi amaçlanmaktadır.


Sözleşme kapsamında, yolsuzluğun rüşvet, nüfuz ticareti, görevin kötüye kullanılması, özel sektördeki çeşitli yolsuzluklar gibi çeşitli türleri de düzenlenmektedir. Sözleşme ile yolsuzlukla mücadele konusunda beş (5) temel hususa ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Bu beş (5) temel husus: (i) önleyici tedbirler, (ii) suç olarak düzenleme ve kanuni yaptırımları, (iii) uluslararası iş birliği, (iv) varlıkların geri alınması, (v) teknik yardım ve bilgi alışverişidir.


3.   Sınır Aşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi


Sınır Aşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ("UNTOC" - United Nations Convention Against Transnational Organized Crime) ’nin amacı sınır aşan örgütlü suçların önlenmesi ve daha etkili bir şekilde mücadele edilmesi için iş birliğini geliştirmektir. İlgili sözleşme, uluslararası hukukun temel parçalarından birisi olarak örgütlü suçlar ve yaptırımları hakkındaki normları belirler ve ülkelerin küresel olarak hareket etmesini teşvik etmektedir.


UNTOC 2000 yılında İtalya’nın Palermo şehrinde kabul edilerek, kapsamında bir dizi protokol de kabul edilmiştir. Bu protokoller: (i) Göçmen Kaçaklığı Protokolü (Migrant Smuggling Protocol), (ii) İnsan Ticareti Protokolü (Trafficking in Persons Protocol), (iii) Ateşli Silahlar Protokolü (Firearms Protocol)’dür.


4.   OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi


1997 yılında imzaya açılan OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi’nin amacı ilgili sözleşmeye taraf ülkeler nezdinde gerçek veya tüzel kişilerin, yabancı kamu görevlilerine rüşvet vermelerinin engellenmesi ve uluslararası ticaret yaparken yolsuzluk ve rüşvetten kaçınmasıdır. Sözleşmeye üye ülkelerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen sözleşme toplan on yedi (17) maddeden oluşmaktadır. OECD Anti Rüşvet Sözleşmesi kapsamında rüşvet suçuna ilişkin etkili, orantılı ve caydırıcı yaptırımlar belirlenerek rüşvet suçlarının işlenmesi engellenmeye çalışılmaktadır. Türkiye de OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi’ne taraf olan otuz (30) OECD ülkesinden biridir.


5.     Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk Sözleşmesi (ETS 173)


1999 yılında hazırlanan bu sözleşme kapsamında, özel sektörde yolsuzlukla mücadele, rüşvet ve diğer yolsuzluk türlerine karşı hukuki tedbir alınması amaçlanmaktadır. Sözleşme aracılığıyla tarafların iç hukukunda tazminat elde edebilme imkanı da dahil olmak üzere, yolsuzluk sonucu zarar görmüş kişinin haklarını ve çıkarlarını korumak amacıyla etkili başvuru yolları öngörülmektedir. Bu Sözleşme, Türkiye tarafından da kabul edilmiştir.


6.     Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi (ETS 173)


1999 yılında hazırlanan bu sözleşme yolsuzluk eylemlerinin küresel olarak suç sayılması amacıyla hazırlanmıştır. Sözleşme kapsamında, tamamlayıcı ceza hukuku tedbirleri ve yolsuzluk suçlarının takibine ilişkin uluslararası iş birliğinin iyileştirilmesine yönelik tedbirler yer almaktadır. Bu Sözleşme, Türkiye tarafından da kabul edilmiştir.


7.     Finansal Olmayan Raporlama Direktifi (NFRD)


2014 yılında, Avrupa Birliği (“AB”) tarafından Finansal Olmayan Raporlama Direktifi (Non-Financial Reporting Directive – “NFRD”) yayınlamıştır. NFRD ile amaçlanan büyük işletmelerin finansal olmayan faaliyetlerinin diğer paydaşlar tarafından değerlendirilmesi ve bu şekilde işletmelerin şeffaf bir şekilde hareket etmeye teşvik edilmesidir.


8.     Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Yönergesi (CSRD) 


AB Komisyonu işletmeler tarafından sağlanan bilgilerin güvenilir ve karşılaştırılabilir olmaması sebebiyle, mevcut raporlama stratejilerini değiştirecek Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Yönergesi (“Corporate Sustainability Reporting Directive - CSRD”)  yayınladı. CSRD ile işletmelere daha ayrıntılı raporlama yükümlülükleri getirilerek, sürdürülebilirlik raporlamasını da finansal raporlama kadar önemli bir raporlama haline getirilmesini ve ayrı bir raporlamaya tabi olması gerektiğini amaçlanmaktadır.


9.     IFRS S1 – S2


IFRS tarafından küresel sürdürülebilirlik raporlama standartlarının geliştirilmesi adına kurulan ISSB, 26 Haziran 2023 tarihinde şirketlerin ve yatırımcıların sürdürülebilirlik konusundaki açıklamalarını sermaye piyasaları için tek ve küresel bir temelde sunmaları adına IFRS S1 ve IFRS S2 standartlarını yayınladı.


- IFRS S1 Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Gereklilikler (General Requirements for Disclosure of Sustainability-related Financial Information), ile yatırımcıların, şirketin kısa, orta veya uzun vadede nakit akışlarını, finansmana erişimini veya sermaye maliyetini makul ölçüde etkilemesi beklenebilecek sürdürülebilirlikle ilgili tüm riskler ve fırsatlar hakkında bilgi edinmesi amaçlanmaktadır.


- IFRS S2 İklimle İlgili Açıklamalar (Climate-related Disclosures), şirketlerin, genel amaçlı finansal raporlarının yatırımcılar için işletmeye kaynak sağlamaya ilişkin kararlar alırken faydalı olması adına, iklimle ilgili riskler ve fırsatlar hakkında bilgi açıklamasını zorunlu kılmaktadır.


Yukarıda başlıca düzenlemeler sayılmış olup, birçok mevzuatta ESG’nin G-yönetişim faktörünü destekleyici çeşitli düzenlemeler de bulunmaktadır. Bu düzenlemelere ek olarak yolsuzlukla mücadele alanında faaliyet gösteren çok sayıda kuruluş bulunmakta olup, bu kuruluşlar arasından birkaçı aşağıda sayılmaktadır.


-        Birleşmiş Milletler (UN),

-        Avrupa Konseyi (Council of Europe),

-        Dünya Bankası (WB),

-        Uluslararası Para Fonu (IMF),

-        Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO),

-        Avrupa Sahtecilikle Mücadele Ofisi (OLAF),

-        Mali Eylem Grubu (FAFT),

-        Yolsuzlukla Mücadele Ağı (ACN),

-        Uluslararası Saydamlık Örgütü (TI)

-        Uluslararası Suç Önleme Merkezi (CICP).


C.     Sonuç


ESG’nin G faktörü kapsamında, yönetişimsel konuların uygun ve etkin bir şekilde uygulanması şirketlerin hem iç dinamiğinde hem de itibarında olumlu etkiler kazandıracaktır. ESG’de yer alan yönetişimsel etkenlere ilişkin hem ulusal hem de uluslararası alanda birçok düzenleme mevcuttur. Söz konusu düzenlemelerden şirketin faaliyet alanına ve şirket kuruluş ve yapısına uygun olan mevzuatın uygulanması gerekmektedir.

This website is available “as is.” Turkish Law Blog is not responsible for any actions (or lack thereof) taken as a result of relying on or in any way using information contained in this website, and in no event shall they be liable for any loss or damages.
Ready to stay ahead of the curve?
Share your interest anonymously and let us guide you through the informative articles on the hottest legal topics.
|
Successful Your message has been sent